Beyefendi Çeviri Portekizce
5,099 parallel translation
Ve burada, aynı Japon beyefendi, 11 saat sonrası.
E agora... O mesmo cavalheiro japonês, onze horas depois.
Kusura bakmayın, ironik Mini Cooper'daki beyefendi!
Com licença senhor, no irónico Mini Cooper!
Oradaki beyefendi Ben.
Esse cavalheiro é o Ben.
Düzenli dünya mezhebinden bir beyefendi mi?
Um cavalheiro atinadinho?
Ben Grace. Bay Stacks adına çalışıyorum, dün çarpıştığın beyefendi.
Trabalho para o Sr. Stacks, o cavalheiro com o qual tropeçaste ontem.
Beyefendi, sıra sizde.
Senhor, é a seguir.
Beyefendi, ellerinizi hemen kablolardan çekin!
Tire as mãos dos cabos!
Beyefendi, ellerinizi kablolardan çekin.
Senhor, afaste as mãos dos cabos!
- Beyefendi!
- Senhor!
- Evet? - Beyefendi, savunmadan misiniz?
- O senhor é co-assistente da defesa?
Beyefendi, ölüm nedeni hakkinda bir kani olustu mu sizde?
Senhor, formou alguma opinião em relação à causa da morte?
Yani beyefendi, sanigi ve toplumdaki statüsünü biliyor olmaniz sizi hiçbir sekilde rahatsiz etmiyor mu diyorsunuz?
E diz-me então que não se sente nada influenciado por conhecer o arguido e o seu estatuto na comunidade?
Affedersiniz beyefendi.
Com licença, senhor.
- Demek öldürdü beyefendi?
- Matou-o, senhor? - Sim. Sim.
Güvenliği bu şekilde garanti ederiz, beyefendi.
Só assim podemos garantir a segurança, senhor.
Benim bir sahibim yok, beyefendi.
Eu não tenho proprietário, senhor.
Lütfen beyefendi.
Por favor, senhor. O meu dono está com fome.
- Arzunuz emirdir, beyefendi.
- O seu desejo é uma ordem, senhor. - Pedaços de merda, mexam-se!
Durun, beyefendi.
Pare, senhor.
Hiçbir şey! Lütfen beyefendi.
Por favor, senhor.
Durun beyefendi.
Pare, senhor.
Şehre gidemeyiz beyefendi.
Não podemos ir à cidade, senhor. Perigo.
Durun beyefendi. Bir insan hayatını tehlikeye atıyorsunuz.
Está a colocar uma vida humana em perigo.
Elbette beyefendi.
Claro, senhor.
- Şehre gidemeyiz beyefendi.
Não podemos ir à cidade, senhor.
Bataryamızı gerin verin beyefendi.
Devolva-nos a nossa bateria, senhor.
Lütfen beyefendi.
Por favor, senhor.
Lütfen beyefendi, bataryamıza ihtiyacımız var.
Por favor, senhor, precisamos da nossa bateria.
- Durun beyefendi.
Pare, senhor. Pare, senhor.
Durun beyefendi. - Bunu yapmanıza izin vermeyiz.
Não podemos permitir que faça isso.
Bunu hâlletmenin başka yolları da var beyefendi.
Existe outra maneira de lidar com isto, senhor.
Pardon.Beyefendi.Burada 3B'de oturuyorum da.
Com licença. Senhor, estou na cadeira 3B.
Özgür Galaksi'nin lideri beyefendi dönmüş.
O Sr. Líder da Galáxia Livre voltou.
- Beyefendi, konuşabilir miyiz?
- Posso falar consigo?
Beyefendi?
Senhor...?
Patronlardan laf açılmışken, aradan sonra, hayallerinin peşinden koşup kendi işlerinin patronu olan 3 beyefendi ile tanışacağız.
Mas por falar em patrões, depois do intervalo, conheceremos três tipos que perseguem o sonho de ser patrões de si próprios.
Kesinlikle Mike, bugünkü konuklarımız ise yeni bir duş aleti yapıp gerçekten temizliği sağlamak isteyen günümüz Edison'u sayılabilecek 3 beyefendi.
Isso mesmo, Mike, e hoje temos três Edisons dos tempos modernos, que criaram um novo engenho para o duche, com que querem limpar tudo.
- Bu beyefendi benim misafirin.
Este cavalheiro é meu convidado. Sim!
Belki de okurları, ahlaksız bir uyuşturucu bağımlısının beyefendi bir kahraman olduğuna inandırdığımdan beridir.
Talvez desde que convenci o público leitor que um viciado sem princípios era um tipo de herói cavalheiro.
Bir beyefendi bir kadına bağırmaz.
Um cavalheiro não grita com mulheres.
Beyefendi?
Senhor?
Afedersiniz, beyefendi?
Desculpe?
Affedersiniz beyefendi, Abigail Davis'in evi burası mı?
Por favor... A Abigail Davis vive aqui?
Ne beyefendi ama.
Que cavalheiro.
Beyefendi, sizden arabanızı çekmesini rica ediyorum. Derhal.
Senhor, preciso que retire a sua viatura.
Dikkat edin beyefendi.
Tenha cuidado, senhor.
Dikkatli olun beyefendi.
Tenha cuidado, senhor.
Lütfen beyefendi.
Não podemos permitir que faça isso.
Lütfen beyefendi.
Por favor, senhor. Não podemos permitir que faça isso.
- Durun beyefendi.
- Pare, senhor.
- Durun beyefendi.
Pare, senhor.