Beytüllahim Çeviri Portekizce
103 parallel translation
Beytüllahim'de sayılacaksınız.
Sereis contados em Belém.
Bir gün Tanrı benimle konuştu ve bir yıldız beni Beytüllahim denen bir köye götürdü.
No entanto, Deus falou comigo uma vez. E uma estrela guiou-me até Belém.
Mika peygamber, Beytüllahim demişti.
O profeta Miquéias falou de Belém.
"İsrail'i yönetecek olan kişi senin içinden, Beytüllahim'den gelecek."
"De ti, Belém, Ele virá... aquele que será o governante de Israel."
Beytüllahim'e gittiler.
Eles foram a Belém.
Beytüllahim'e mi?
Belém?
Hatırladığım kadarıyla, Beytüllahim'de bir ses duyulmuştu, ağlayan, matem dolu bir ses.
Como me lembro... uma voz foi ouvida em Belém... um choro e um lamento.
Beytüllahim'de, Ramah'da duyulmuştu.
A voz foi ouvida em Ramá, Belém.
Beytüllahim'e gidin. ve çocuğu öldürün.
Vá a Belém... e mate essa criança.
Emin olmam için, Beytüllahim'de yeni doğmuş tüm erkek çocuklar ölmeli.
Por precaução, todo menino recém-nascido em Belém... deve morrer.
Beytüllahim.
Belém.
" Tüm İsrail'i yönetecek olan kişi, içinizden, Beytüllahim'den gelecek. Sonsuzluktan çıkıp gelen kişi.
"De ti, Belém, Ele virá... aquele que reinará em Israel... e cujo advento originou-se na eternidade."
- Beytüllahim'de doğdu.
- Ele nasceu em Belém.
Senin içinden, Beytüllahim'den, tüm İsrail'e hükmetmek için gelecek.
De ti, Belém... Ele virá... aquele que reinará em toda a Israel.
Ne? Beytüllahim.
Belém.
- Beytüllahim mi?
- Belém?
- Beytüllahim. - Beytüllahim.
Não se tem a certeza.
Köyün adı Beytüllahim imiş.
A aldeia chamava-se Belém.
Derler ki Beytüllahim Yıldızı'nı görebilirmişsin. Tabii dikkatlice bakarsan.
Dizem que se vê a estrela de Belém, se olhar bem.
"İsa'nın doğduğu zamanda... Herod, bilginlere sorduğu... bütün çocukları Beytüllahim'e gönderdi ve... hepsini öldürdü."
Então Herodes matou todas as crianças que estavam em Belém e no litoral, de acordo com o nascimento de Jesus que ele havia diligentemente perguntado aos sábios.
Davut'un soyundan gelen Yusuf da vergi ödemek zorunda kalmamak için,.. ... hamile olan karısı Meryem ile birlikte Celile'den yola çıkıp, Nasıra dolaylarından geçerek, Davut'un Filistin'de yaşamakta olduğu Beytüllahim şehrine gider.
José também foi, desde a cidade de Nazaré, na Galileia... até à Judeia, a cidade de David... chamada Belém, pois ele era da casa de David... a fim de se registar com Maria... sua mulher e sua esposa, que estava grávida.
# Beytüllahim'de #
Em Belém.
" Beytüllahim'de Tanrı'nın oğlu olarak insanlara bir şeyler anlatıyorum.
" Disse a algumas pessoas, em Belém, que sou o filho de Deus.
Beytüllahim, Kudüs ve Kutsal Topraklara muzaffer bir geziden yeni döndü.
Recém-chegado de uma digressão por Belém, Jerusalém e pela Terra Santa.
Beytüllahim'de tek bir çocuk bile kalmayacak.
Os filhos de Belém deixarão de existir.
Askerlerin ve casusların Beytüllahim'e dönen her adamı dikkatlice izlesin.
Os teus soldados e espiões devem procurar um homem que regressa a Belém.
Beytüllahim'e gitmeliyim.
Tenho de ir para Belém.
Ama Beytüllahim'e gitmek, günler sürer.
Mas a viagem para Belém é superior a 160 quilómetros.
Nâsıra'dan, Beytüllahim'e.
De Nazaré a Belém.
Beytüllahim mi?
Belém?
Hava kararmadan Beytüllahim'e varmak istiyorsak yola koyulmalıyız.
Devemos ir para chegarmos a Belém de noite.
"Beytüllahim'den çıkacak bir lider... "... İsrailoğullarını yönetecek. "
"Porque de Belém vai sair o Príncipe que há-de apascentar o meu povo de Israel."
Peki askerler Beytüllahim'e gidip 2 yaşından küçük bütün çocukları bulsa?
E se os teus soldados forem para Belém e descobrirem todos os rapazes de lá com menos de dois anos?
Beytüllahim'de tek bir çocuk bile kalmayacak!
Os filhos de Belém deixarão de existir.
Fiberglas Beytüllahim Yıldızı batmış.
Empalada numa estrela de Belém de fibra de vidro..
İsa, 25 Aralık'ta Beytüllahim'de bakire Meryem'den dünyaya geldi.
Jesus Cristo nasceu da virgem Maria a 25 de Dezembro em Belèm ( Bethlehem ), e foi anunciado
Ayrıca Beytüllahim'in tam tercümesi, "Ekmek Evi" dir.
Por sua vez, Bethlehem ( Belèm ), è, a tradução à letra de "A Casa do Pão".
Bu yüzden aslında Beytüllahim ; dünyadaki bir yeri değil, gökyüzündeki bir yeri yani Başak burcu takımyıldızını temsil eder.
Bethlehem è também a referência à constelação de Virgem, um lugar no Cèu, não na Terra.
Bana, "Beytüllahim Çelik İşletmeleri" adının içerdiği kinayeyi söyleyin.
Diga-me a ironia no seguinte : "Bethlehem Steel Corporation."
Beytüllahim, barış timsali olan İsa'nın doğduğu yerdir ve "Beytüllahim Çelik İşletmeleri" savaş silahları üretir.
Belém é o lugar de nascimento de Jesus, Príncipe da Paz, e Bethlehem Steel fabrica armas de guerra.
Doğacağı Beytüllahim'e yaklaşır usul usul?
Arrastará os seus pés até Belém para nascer? "
"Hangi çetin yaratık, doğacığı Beytüllahim'e yaklaşır usul usul?"
"Que besta rude avança para Bethlehem para nascer?"
"Ve nihayet zamanı gelince,..." "hangi kaba yaratığın..." "Kamburunu çıkararak, Beytüllahim'e doğru..."
"E que besta violenta, cuja hora finalmente chegou, se arrasta a caminho de Belém, para nascer?"
Beytüllahim, Ramallah, Jericho ve Nablus'un köylerine yetim kalan çocukları alıp getirmek için gidemiyorum.
Não posso chegar às aldeias onde tenho que recolher os orfãos perto de Belém, Ramalah, Jericho, Nablus.
Beytüllahim'e, arkadaşımı ziyaret edeceğim.
A Belém, para estudar com uma amiga.
Beytüllahim'de ev ödevi mi yapacaksın?
Faz as suas lições em Belém?
Yasemin Beytüllahim'e gidemedi. Onun yerine gidebileceğimi söyledim.
Yasmine não podia ir a Belém, então eu disse que podia ir.
Beytüllahim'de doğan büyülü bebeği duydunuz mu?
Ei, ouviram falar daquele bebé mágico que nasceu em Belém?
Beytüllahim'de oldu o kutlu doğum
O nascimento abençoado em Belém A luz, a verdade, o caminho
Bir tanesi Beytüllahim'den, diğeri de Ramallah'tan.
Um de Belém e outro de Ramallah.
Dinle, Beytüllahim'de Cher'i görmek için bilet aldım, gidelim mi?
Ouve, acabei de arranjar bilhetes para ver a Cher em Belém. Queres ir?