English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bleu

Bleu Çeviri Portekizce

85 parallel translation
Demek "Mavi Revü" den ayrıldınız?
Olá, Viviane. Saiu do'Le Rêve Bleu? '
Eski "Mavi Revü" dansçısı!
A antiga dançarina do'Rêve Bleu'.
Le Bleu bunun için fazla etkili değil mi?
Não será o Le Bleu um tanto forte demais?
Brie, Roquefort, Pont I'Évêque, Port Salut, Savoyard, Saint-Paulin Carre de L'Est, Boursin, Bresse Bleu, Perle de Champagne, Camembert?
Brie, Roquefort, Pont l'Évêque, Port Salut, Savoyard, Saint-Paulin, Carre de L'Est, Boursin, Bresse Bleu, Perle de Champagne, Camembert?
O tam bir usta biliyor musun?
Ele é um cordon bleu, sabia?
Kaşar, mavi Danimarka peyniri, edam?
- "Cheddar", "Danish bleu", "Edam"?
Biraz Danimarka mavisi, lütfen.
- Um pouco de "Danish bleu".
Sacre! ( Tanrım! )
Sacre bleu!
# Sacrebleu Nedir bu
Sacré bleu! O que é isto?
Cordon Bleu'dan Soğan Cücüğü'ne.
Cordon Bleu a Sniper.
Cordon Bleu Soğan Cücüğünü arıyor.
Cordon Bleu chama Cebolas Caçadoras.
Kahretsin!
Sacre bleu!
Araba... Araba öğlen buradaydı.
Sacre bleu, o carro estava aqui esta tarde.
Baylar ve Bayanlar, lütfen Sarque du Son Bleu sırasında fotoğraf çekmeyiniz ve sigara içmeyiniz.
Tenta outra vez. Timmy, não fizeste o trabalho de casa? Sr. Garrison, ainda não reparou?
İster beğen, ister beğenme ama, burdan gidemeyeceksin, Cordon Bleu okuluna gidemeyeceksin, söz!
Queiras ou não podes largar isto, e prometer-me que não vais para a escola Cordon Bleu!
Fransız, Rus peyniri, Thousand Island, turşular, İtalyan çeşitleri var.
Francês, russo, queijo bleu, mil ilhas, vinagrete... Italiano, nós temos o Ranch.
İsviçre'de lokantada truite au bleu sipariş ederdi.
Na Suíça, íamos ao restaurante, e ele pedia sempre Truite Au Bleu.
Evet, Cordon Bleu'da ders aldı.
Sim, ela estudou na Cordeon Bleu.
Dahi çocuk. 9 yaşında Cordon Bleu pişirdi.
Criança prodígio, formou-se na Le Cordon Bleu com nove anos.
Fettuccine al fredo ya da tavuk kordon bleu.
Fettuccine al fredo, cordon bleu de galinha.
Ayrıca Cordon Bleu'da pişmemiş, herhangi bir şeyi yeme ihtimalin de hiç yok.
E tu nunca vais comer alguma coisa que não tenha sido preparada no Cordon Bleu.
Yüce tanrım.
Sacré bleu.
- Cordon Blue.
- Cordon Bleu. -... Cordon Bleu.
Aşçıbaşım kordon blöğ eğitimi almıştır.
O meu cozinheiro chefe aprendeu no Cordon Bleu.
Köpek gezdirme, yemek kursu, barbekü, ileri seviye erotizm ve geri kalan zamanda da dikiş dikiyordum.
Passeio com cães, Cordon Bleu grelhado, erotismo intermediário... No resto do tempo costurava.
Ya da şimdi benim aşçım, ne de olsa bu akşamki yetkili benim.
Ou, agora, a minha ajudante de cozinha, já que eu sou uma qualificada cordon bleu.
Sevgili Avis, Aşçılık okulundaki üçüncü haftam.
Estimada Avis, estou há três semanas no "Le Cordon Bleu"
Okul bittiğinde seni oraya hoca yapacaklar.
Quando acabar o curso, vai dar aulas no "Cordon Bleu".
Bu 1949'da, Paul Child'dın ikiz kardeşi Charlie'ye yazılmış bir mektup. Julia'nın aşçılık okuluna başladığı zaman yazılmış.
É de uma carta que o Paul Child escreveu ao irmão gémeo, Charlie, em 1949, quando a Julia começou a ter aulas no "Le Cordon Bleu".
Ama neredeyse, aşçılık okulundan mezun olmak üzereyim.
Mas estou prestes a licenciar-me pelo "Cordon Bleu".
Saat 5'te mavi tren restoranında :
Encontro às 17h. Restaurante Le Train Bleu :
304 numaralı odaya kaşarlı kızarmış tavuk.
- Frango à Cordon Bleu.
Kaşarlı kızarmış tavuk mu?
Sim, frango à Cordon Bleu.
Hey, Vin. Hâlâ "Cordon Bleu" bekliyorum.
Vin, ainda estou à espera dos panados.
Bleu Thai'ye gideriz.
Ir ao Beau Thai.
Meryem aşkına. Kızarmış ekmek.
Sacré bleu.
Sacre bleu!
Sacre Bleu.
Beyler, Ciel Bleu Otel'de kırılmış bir cam arıyoruz.
Senhores, estamos à procura de uma janela partida no Hotel Ciel Bleu.
Ciel Bleu Otel'e ait.
Hotel Ciel Bleu.
Calleigh'le ben bugün Ciel Bleu Oteli'nin barında onunla birlikteydik.
Eu e a Calleigh conhecemo-la hoje no bar do Hotel Ciel Bleu.
Çiftlik mi, rokfor peyniri mi?
"Ranch" ou "Bleu cheese"?
Babam rokforu seviyor, ama kötü kokuyor.
O pai gosta de "Bleu cheese", mas cheira mal.
Tavuk cordon-bleu yapabilirim.
O meu pai tinha um restaurante.
İşte. Yeter mi?
Sei fazer frango cordon bleu.
Aslında, Amanda'nın bir süreliğine Le Cordon Bleu'da bulunmuşluğu var.
Sabe, na verdade, a Amanda frequentou o "Le Cordon Bleu".
Koca Anne doğru malzemeleri karıştırmayı iyi bilir.
A minha mãe costumava misturar South Bleu com lixívia industrial.
Bu gece, Bleu de Caviar ve kızarmış briyos servis edeceğiz.
Esta noite serviremos 'Bleu de Caviar'com torradas de brioche.
- Açıklamak istiyorum.
- Cordon-Bleu.
Tanrım!
Sacre Bleu!
Sarque du Son Bleu.
O Timmy é atrasado.
Burada öleceğiz!
- Sacré bleu! - Vamos morrer aqui!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]