Budalalar Çeviri Portekizce
185 parallel translation
Bunlar budalalar için.
É para palermas.
Gülün budalalar!
Riam, seus idiotas!
- Onu yukarı çekmeyin sizi budalalar!
Não o deixem subir, seus idiotas! Vamos todos afundar-nos!
Ve ben de senin peşinden geldim bir aşk budalası gibi yarım akıllı budalalar gibi.
E verdade ou não fui atrás de ti... como um miúdo apaixonado.
Bu çivisi çıkmış dünyada ölümlü budalalar yaşasın!
Que os loucos mortais vivam num mundo perverso!
Budalalar!
Suas imbecis!
Ama inanın bana bir vaizin nefsine kapılması... siz şaşkın budalaların nefsine kapılmasından çok daha zordur.
Mas, acredite, é preciso muito mais para tentar um pregador do que vocês aqui, seus vagabundos
Devlin Warren, eğer bana benzeseydin bu tür budalaların, Denver'ın batısında yaşayan en güzel kız ile takılmasına müsaade etmezdin.
Devlin Warren, se fosses o meu tipo de homem, não deixarias um janota qualquer ficar com a rapariga mais bonita a oeste de Denver sem dar qualquer tipo de luta. - Nota-se?
Hepimiz tanrının budalalarıyız, lordum.
Meu senhor, somos todos tolos de Deus.
Kafeslerinize dönün budalalar!
Voltem para as jaulas, tontos!
hayat çok güzeldir... sokakta namus budalalarının bizi aşağılaması kimin umurunda?
é uma rica vida que interessa se os snobs nos escarnecem na rua?
Ayrılın budalalar!
Separai-vos, tolos!
Bu garip sineklerden az mı çektik. moda budalaları. bu pardonnes-moi'cılar canımıza okudular.
Sermos assim apoquentados por estas moscas estrangeiras, por esses figurinos de moda, por esses pardonnez-moi.
Budalalar.
Parvos.
Onu kaçırdı, budalalar.
Raptou-o, seu burro.
Uğraşıyorlar, seyirciler heyecan içinde ve bazı budalalar da heyecanlanıyor.
Estão a esforçar-se, o público entusiasma-se, e acho que alguns dos parvos também estão entusiasmados.
Şimdi budalalar başlama noktasına doğru yol alıyorlar ve her an başlama işareti gelebilir.
E agora os idiotas aproximam-se da linha de partida... e a qualquer momento receberão ordem de partida.
Budalalar düşmeden bu çizgiler üzerinde yürümek zorundalar.
Os idiotas terão de caminhar sobre estas linhas sem caírem.
Budalaların atlaması gereken iki sıra kibrit kutusu var.
Duas camadas de caixas de fósforos para os idiotas ultrapassarem.
Sanırım budalalar pus yüzünden zorluk çekiyorlar.
Há uma pequena neblina que julgo estar a causar alguns problemas aos idiotas.
Bu budalaların çoğu için oldukça zor bir yarışma ; genelde zamanlarının çoğunu bu yarışma alıyor.
Esta é uma tarefa particularmente difícil para a maioria dos idiotas... uma das que leva mais tempo neste exigente percurso.
Seyirciler heyecanlanmaya başladı, sanırım budalalar da heyecanlı.
A multidão está excitada, e julgo que os idiotas estão a ficar excitados também.
Sizi küçük budalalar.
Tolos.
Ruby Nehri'nde altın arıyorduk da. Bütün diğer budalalar gibi.
Estivemos em Ruby, na corrida que lá houve ao ouro, como todos os outros patetas.
- Defolun, budalalar!
- Saiam da frente, idiotas!
Budalalar.
Idiotas.
Budalalar.
Uns tontos.
Katalog budalaları için harika, değil mi?
É bom para os palermas dos catálogos, não é?
Kadın budalaları gidiyor.
Lá vão eles.
Küçük güzel budalalar, ne renk istiyorlarsa onu giyebilirler.
As meninas tolas e lindas podem usar as cores que mais lhes agradarem.
Doktorlar ve diğer bazı budalalar bu keşfimize dudak kıvırabilirler... ama bizler, güzellik çarları olarak, bunun kan için ne kadar yararlı olduğunu biliriz.
Doutores e outros simplórios podem franzir a sobrancelha, mas nós, os Czares da Beleza, sabemos o que é bom para o sangue.
Dana Andrews budalalar dedi
Dana Andrews disse que Prunes
Bir sonraki istasyona yürüyoruz, bu budalaların bölgesinin tam ortasından geçerek.
Vamos marchar até à próxima estação, pelo meio do território destes inúteis de merda.
Siz budalalar neden yürüyerek dönmüyorsunuz?
Porque não vão a pé para casa, seus caras-de-cu?
Budalalar!
Idiotas!
Tüm ahmak ve budalalar burda!
Mas que tolo!
Zavallı budalaların hiç şansı yok.
Aqueles pobres coitados não têm hipótese.
Daha önce Tanrı'nın elini görmemiş... ağzı açık ayran budalaları gibi bakmasanıza!
Não fiquem aí especados... como se nunca tivessem visto a mão de Deus!
O gösteriş meraklısı budalaların isimleri oyuncak bebeklere, ve elektronik oyunlara veriliyor.
São esses exibicionistas que ficam com as miúdas e que dão nome aos jogos electrónicos.
Dünya kurtarıcı budalalar ekranda bunlara tehlikeli diyorlar.
Os paspalhos dos alternativos contam na televisão que é muito perigoso.
Sadece budalalar araba için ölürler.
Só os paspalhos morrem por um carro.
- Haydi, budalalar! - Peki, anne.
Despachem-se, idiotas!
Siktirin budalalar! İkiniz de bunun hesabını vereceksiniz!
Malditos idiotas de merda!
Her zaman bazı budalalar onunla birlikte olmaya çalıştı ve bu beni deli ediyor.
De vez em quando, um idiota qualquer tenta dar-lhe a volta e isso deixa-me furioso.
Araba çalan şu budalalar gibidin değil mi?
É apenas um idiota qualquer que roubou um carro?
Buradaki ağzı açık ayran budalaları.
Muitos queixos caídos.
Size göstereceğim, budalalar...
Vocês vão ver, malditos!
İçindeki budalalar da.
Quanto aos seus "calhaus",
Ancak budalalar işleri aceleye getirir.
Os tolos precipitam-se a casar, não é?
Şu can sıkıcı ihtiyar budalalar. Lord Hamlet'i mi arıyorsunuz?
Procuram lord Hamlet?
Budalalar!
Atrasadinhos!