Callen Çeviri Portekizce
1,128 parallel translation
56 km hızla giden bir araç kaç km'de durur?
Qual é a distância que um carro à velocidade de 56 km / h precisa para parar, Sr. Callen?
Callen haklıymış Rush'ın Raydex'ten sigortası vd. yokmuş.
Callen estava certo. Rush não tinha uma apólice de seguros.
Görebildiğim kadarıya bay Callen, sizin bir şey ihtiyacınız yok.
Pelo que temos visto, Sr. Callen, não parece precisar de qualquer ajuda.
Kayda değer bir şeyler yapmak istiyorsanız, bay Callen'ı alıp park alanına götürün ve araba sürmeyi öğretin.
Querem fazer algo construtivo, levem Sr. Callen para o estacionamento e ensinem-no a conduzir.
Callen'ın çektiği resmi LAPD veri tabanında arattım.
Coloquei a fotografia que Callen me enviou na nossa base de dados e na da polícia de L.A.
Tanrı seninle olsun Bay Callen ya da seni koruyan her kimse o.
Vá com Deus, Sr. Callen. Ou quem quer que seja que o protege.
Ettiler By Callen.
Sim, é verdade, invadiram, Sr. Callen.
Callen.
- Callen.
Hepimizi içeri sokabilmenin tek yolu, Callen'ı büyük bir savurgan gibi göstermek.
A única forma de colocar todos lá dentro é mostrando que o Callen gosta de gastar.
Callen'ın kartı.
o cartão é do Callen.
Nasıl edebilirsin, Bay Callen?
Como poderia Sr. Callen?
- Callen, bölüyorum ama.
Ei, Callen, estou a interromper.
Callen?
Callen?
Tamamdır, Callen.
Deixa-o comigo, Callen.
Aubrey şüpheliyle Callen arasındaydı.
Tudo o que estou a dizer é que Aubrey estava entre o suspeito e Callen.
Callen nerede?
Onde está o Callen?
G. Callen ne zaman radarında ötmeye başladı?
Quando é que G. Callen se tornou um ponto no seu radar?
Çay, Bay Callen.
Chá, Sr. Callen.
Kalacak bir yere ihtiyacın var, Callen.
Precisa de um lugar para viver,
Sizlerle hiçbir şeyi paylaşmak zorunda değilim.
Bem, Callen, sabes que não te preciso de dizer nada.
Eminim ki farkındadırsın Callen Hanna'nın yanında kalıyor.
Tenho a certeza que está ciente que o Sr. Callen está a morar no quarto extra do Sr. Hanna.
Senin profesyonel fikrin ve Callen'ı tanıdığın kadarıyla onun bu anlaşmada herhangi bir kazancı var mı?
Sim. Na sua opinião profissional, e conhecendo o Sr. Callen como conhece acha que há algum benefício para ele nessa situação?
Ve uzun vadede, bunun Callen'ın küçüklükten beri acısını çektiği terkedilmişlik ve soyutlanma problemlerine de bir faydası yok.
E a longo termo não ajuda nada o Callen a resolver os problemas de abandono e isolamento que sofreu desde criança.
Seni de öyle, Sam.
É bom ver-te também, Sam. Callen.
Oldukça yalın bir yaşamanız var, Callen.
Realmente vive de uma maneira muito simples, Sr. Callen.
Bahsettiğiniz ciddi bir teori Bay Callen.
É uma teoria interessante, Sr. Callen.
Bu ve bundan sonra olacak her şey Bay Callen.
E a partir daqui, tudo o que acontecer de seguida, Sr. Callen.
Evet Bay Callen, hâlâ herkes buna inanıyor.
Sim, Sr. Callen, mesmo assim ainda todos acreditam.
Bilmediğim şeylerden haber edin Bay Callen.
Diga-me alguma coisa que eu não saiba, Sr. Callen.
Hareket etmeyin Ajan Callen.
Não se mexa, Agente Callen.
Dostlarımızdan biri size katılmak üzere.
Sr. Callen, um dos nossos primos está prestes a juntar-se a si.
Benim vaktimin de mi doluğunu düşünüyorsun Bay Callen?
E pensa que também não é a minha, não é Sr. Callen?
Onu evimize getirin.
Traga-a para casa, Sr. Callen.
İyi geceler Bay Callen.
Boa noite, Sr. Callen.
Hayır Bay Callen.
Não devem, Sr. Callen.
Emin olun Bay Callen alıcılarına mükemmel bir şekilde uyum sağlamıyorsa asla hediye vermem.
Pode ficar descansado, Sr. Callen, que nunca dou presentes, a não ser que sirvam perfeitamente aos destinatários.
- Sen bunu Hetty'ye verdin o da Callen'a. Geri ver.
- Passa-a para cá.
O da yasemin kokulu bir mumu kullanmayacağını fark etti şu an.
Deste-a à Hetty, que a deu ao Callen, que está a perceber não ter nenhum uso para uma vela perfumada.
Callen da hemşire Scott.
O Callen é o Scott, o enfermeiro.
Bir insanın sahra talimnamesinden öğrenecek ne harika şeyler var demekki.
É impressionante o quanto uma pessoa pode aprender através dos manuais de trabalho, Sr. Callen.
Callen yerini aldı. Thiery Emma'ya doğru yürüdüğünde, Callen onu alıkoyacak.
A partir do momento em que o Thierry for em direcção a Emma, irá interceptá-lo.
Callen, şırınganın tıkandığını söylemek üzere.
Callen vai dizer ao Thierry que a seringa está danificada.
Rica ediyorum ortağınla mantıklı bir şekilde konuşur musun?
Sr. Callen, poderia por favor, pôr algum juízo no seu parceiro?
Sadece neler olduğunu söyle bana.
Sr. Callen, diga-me apenas o que está a acontecer?
Adamı izlememiz gerek.
Callen, precisamos de vigiar este tipo.
Kredi kartınız.
Sr. Callen, o seu cartão de crédito.
Saat 12 yönünde...
Callen, na minha frente...
Callen! Oh, hadi ama. Ne?
Callen!
Lazik'i bulun, bay Callen.
Encontre o Lazik, Sr. Callen.
Ki bu da nam-ı diğer :
Callen, esse é o disfarce do Deeks.
Callen'ın işaretini bekleyeceğiz.
Estamos à espera do sinal do Callen.