Canavarlar Çeviri Portekizce
1,983 parallel translation
Bayanlar ve baylar, sırada Canavarlar Dövüşü Yaratıklar grubu ağırsiklet ünvan maçı var.
Senhoras e senhores, está na hora do combate dos pesos pesados da Conferência das Criaturas da Briga de Monstros.
Canavarların karşılaştırılmasına hızlı şekilde bakarsak..... korkunç bir farklılık var Frankenştayn tüm kategorilerde pastayı kapmış gibi.
E vamos ver as estatísticas dos nossos monstros. Mostra resultados díspares entre eles, tendo o Frankenstein melhor histórico. O Homem Zumbi não é preguiçoso.
Eşimi benden alan bir canavardı. Çocuğumu benden alan bir canavardı. Hayatımı benden çalan bir canavardı bu yüzden canavarları sevmediğinizi söylediğinizi tahmin edebiliyorum.
Um monstro que matou minha mulher, um monstro que matou minha criança, foi um monstro que destruiu a minha vida, por isso podem dizer que não gosto muito de monstros.
Canavarların egemenliğindeki bu efsanevi kapışmada Frankenştayn'ın Kurt Adam'la yüzleşmesi Hillside Mezarlığı'nda ortalığı delirtecek.
Na Necrópole de Hillside. Frankenstein enfrenta o Lobisomem num combate lendário pela supremacia.
Demek, canavarlar hakkındaki bu söylentilere inanıyorsun, öyle mi?
Então acreditas nesta conversa de monstros, não é?
Zehirli ok atan deli canavarlar değiller.
Monstros doidos que disparam penas venenosas? Sim.
Dünyanın çeyreğini katledecek kadar gücü vardı kılıcıyla kıtlıkla, hastalıkla ve de dünyanın vahşi canavarlarıyla!
Ele detinha um quarto da Terra para matar pela espada, pela fome, pela peste e com os animais selvagens da terra!
Bak, öldüğü, hiç evlenemediği ve hayatına nasıl devam edeceğini bilmediği için üzgünüm, ama cidden, bu eve taşınmamızın tek sebebi canavarların olmadığı, olduğumuz şey için özür dilemek veya düşünmek zorunda kalmadığımız bir yere sahip olmaktı.
Olha, sinto muito que ela morreu e nunca se casou e que ela não sabe como seguir em frente... mas a sério, a importância desta casa era a de ter um sitio sem monstros, onde não tivesses que desculpar-te ou esconder-te... ou de pensar no que nós somos.
Belki tesisatçıyı oynamaktan sıkılıp, burayı satıp, evlenip, Connecticut'a taşınırsın. Ben de hayatımın sonuna kadar canavarları kovalamak üzere burada tıkılıp kalırım.
Talvez te fartes de brincar ao canalizador e vendes esta casa e cases com um herdeira e te mudes para o Connecticut, e eu ficarei aqui presa a assombrar monstros.
Devrimde tıpkı senin gibi hükümet için çalışan canavarlar görmüştüm.
Já vi monstros como você a trabalhar para o governo durante a revolução.
- Bizim işimiz canavarları kovalamak değil.
Não temos como fazer o bicho-papão desaparecer.
Aidan bize karşı bu canavarları mı seçtin?
Aidan... escolhes esses monstros em vez de nós?
Canavarların yatağın altında saklanmasının bir nedeni vardır.
Há uma razão para os monstros se esconderem debaixo da cama
Canavarları almam lazım.
Aprender com os melhores.
Canavarlar ne yaparsa onu yapıyor. Güpegündüz çocukları alıp gidiyor.
Faz o que os monstros fazem, e isso é raptar crianças em plena luz do dia.
O canavarlar gibi olmamıza izin vermeyeceğim.
Não vou deixar tornarmo-nos nos monstros que estamos a caçar.
Petrol ürünleri şirket canavarlarını besliyor.
Produtos à base de petróleo alimentam a besta corporativa.
"Bazen insani yerler, insanlık dışı canavarlar yaratır."
"Às vezes os locais humanos criam monstros não-humanos"
Kaptan, dev atom robot canavarlarımız var... İskeleden şehre doğru ilerliyorlar.
Capitão, temos robots atómicos gigantes, a chegar à cidade, vindos do cais
Bu canavarların uçsuz bucaksız çekim gücü, bir yıldızı yerinden koparabilir.
A imensa atração gravítica destes monstros pode destroçar uma estrela.
... peki ya canavarlar?
Mas e um monstro?
Çünkü canavarlar sonsuza dek mutlu mesut yaşamaz.
Porque os monstros não vivem felizes para sempre.
Filmlerdeki, anıları toplayan canavarlar gibi.
É como aquelas criaturas coleccionadoras de mentes, nos filmes.
İçinde canavarlar var ama.
Mas alberga monstros.
Siz de benden bunları beklemeye alıp o çocukla canavarlar hakkında sohbet etmemi bekliyorsunuz.
Quer que os coloque em espera para conversar com um miúdo sobre monstros?
Biz canavarları kovalamıyoruz.
Nós não perseguimos monstros.
L.A.'de nerede trafik canavarları problemi yok?
E onde é que há pouco trânsito em L.A.?
Korkarım ki Lion-O, canavarların ve savaşçıların her türlüsüyle karşılaştım ama teknolojiye benzeyen bir şey bile bulamadım..
Temo, Lion-O, que tenha encontrado todo o tipo de seres e guerreiros, mas nada que se assemelhe a tecnologia.
Ve bitkiler, tribolitler, canavarlar... herşey gitmiş.
E as plantas, as trilobites, os predadores... tudo desapareceu!
Canavarlar ve ucubeleri tutukları yere başka ne denir ki?
Que outro nome chama ao lugar onde mantêm os monstros e aberrações?
Canavarlar.
- Monstros. Vocês sabem.
canavarlar!
Os acusados : monstros.
İşte o gün demir alan hayallerimi ne fırtınalar ne de deniz canavarları rotadan saptıramadı.
E, naquele dia, o meu latido soprou num rumo que nem tempestade nem navio podiam alterar.
Kornanın sesi canavarları bu tarafa çekiyor.
Buzinar atrai aquelas bestas.
Bu isin arkasinda ki gerçek canavarlari bulmam 15 yilimi aldi, bu canavarlar...
" que me levou 15 anos a dizer a verdade sobre os monstros responsáveis...
Bu dünyanın canavarlarından uzakta.
Ela está a salvo dos monstros deste mundo.
Görünüşe göre bu canavarlar gerçekten yerde de avlanıyorlardı.
Parece que estes monstros realmente caçavam no solo.
Dostum elinde bu canavarlar var ve sen kullanmadan duruyorsun! - Çok ayıp.
Meu, tinhas uma prenda no bolso e escondeste até agora?
... acımasız canavarlar... Conrad ve Victoria Grayson. "
"Os monstros implacáveis, Conrad e Victoria Grayson."
"Bunun sorumlusu olan zalim canavarlar Victoria ve Conrad Grayson."
"Os monstros cruéis responsáveis são a Victoria e o Conrad Grayson."
Ama derin, karanlık şeyleri uzun süre kurcalarsanız ne tür canavarları uyandıracağınızı kim bilir?
Mas se remexermos demasiado em coisas profundas e obscuras, quem sabe que monstros poderemos despertar?
Korkunç canavarlar...
Monstros assustadores... Criaturas exóticas...
Durmaksızın dandik canavarlar üretip kartlara bastıktan sonra kutusunu 25 dolardan satıyorlar.
Continuam a inventar mais monstros foleiros, colocam-nos em cartas e vendem-nas a 25 dólares cada.
Daha önce görmedikleri kötü yaratıkların, canavarların hikâyeleriyle.
Histórias de seres malignos, monstros que nunca tinham visto.
Küçük canavarlar nasıldı bugün?
Como se portaram os monstrinhos?
- Tüm bu süper canavarlar.
- Tudo sobre estas aberrações.
Bilmiyorum ama bu o canavarları açıklıyor.
Não sei, mas isto explica aquelas coisas.
Ama ya canavarlar?
Mas... monstros?
Sen canavarlar üstünde çalışıyorsun.
Sou um psicólogo. Tu trabalhas com monstros.
Görünüşe göre bu canavarlar gerçekten yerde de avlanıyorlardı.
E uma das suas comidas favoritas são larvas buraqueiras de escaravelho que se escondem dentro das próprias árvores.
Canavarlar?
Monstros?