Candice Çeviri Portekizce
217 parallel translation
Adım Candice.
- Chamo-me Candace.
Ama hafta sonları Candice'i görmesine izin veriyorsun.
Não podes perturbar o seu isolamento.
Evet Frank veriyorum ama bu daha farklı.
Por acaso não permites que a Candice a veja aos fins de semana?
Candice bundan bahsetmiyor.
A Candice contou-te isso?
Hiçbir şey olmamış gibi davranıyor ama bunu yapan Nola ya da yukarıda sakladığın başka bir kaçık.
A Candice não diria nem uma palavra. Actua como se nada tivesse sucedido.
Bu aşamada Candice'i ondan alırsan, Nola'yı bir çıkmaza sokabilirsin.
A menina ficará comigo. Afastar a Candice a esta altura do tratamento... poderia conduzir a Nola à loucura total.
Frank, kendi ailenin iyiliği için bunu yapmaya hazır olabiliriz. Ama buna gerek yok. Haftaya Candice'i annesine götür.
Pelo bem da tua própria família, Frank... estaremos prontos para o fazer.
Bana o cevabı vermediğin sürece Candice geri dönmeyecek.
A sua mãe não lhe fará mal. Há-de haver outra explicação para as marcas que viste. Enquanto não deres essa explicação...
Okul etkinlikleri ve Candice hakkında. - Geçen seferki veli toplantısını kaçırdınız. - Evet.
Sr. Carveth, quero que falemos um destes dias... sobre as actividades escolares da Candy.
Nola ve ben, büyükannesine ihtiyacı olduğunu biliyoruz.
Se fosse pela Nola, nunca veria a Candice.
Elbette bu, çocuğunun anlattığı geçmiş. - Juliana, Candice sadece beş yaşında.
Que te modifiquem o pasado, ao ponto de não poder reconhecê-lo.
Doğduktan sonra otuz saniye bile geçse geçmişin olur ve altmış saniye sonra kendine yalan söylemeye başlarsın.
Candice apenas tem cinco anos, Juliana. Garanto-te que já está a pensar em como te repeender. Nascemos e aos 30 segundos já temos um passado.
Anne, canımı yaktın.
Que se passa, Candice?
- Siz Candice'in babası olmalısınız.
- Você deve ser o pai da Candice.
Candice'i, bebek Nola yapmaya çalıştığıma inanıyor.
Dia a dia, momento a momento, ele crê que estou a tentar... fazer da Candy uma pequena Nola.
- Merhaba, nasılsın Candice?
Como estás? Alegra-me ver-te
- Candice. - Eğer isterse edebiliriz.
Papá, a menina Mayer disse que tinha muita fome.
Candice'i hafta sonları yine görebilirdin.
O Frank disse-me que a vossa relação nunca funcionou bem.
Candice dinle.
Porque não estás dormindo?
Candice'in öğretmeni mi?
E Frank também. E Ruth Mayer?
Candice'in geri dönebileceğini düşündüm.
Frank, o que estão a fazer aqui? Diga-me outra vez.
Ruth Mayer'ı öldürdüler ve Candice'i yanlarında buraya getirdiler.
Onde está? Carveth, de que diabo está a falar?
Nola geçen hafta sonu Candice'le sınır aştığında ondan bıktığında onu dövmüştü.
- São os filhos dela. Para ser mais exacto, são os filhos da sua ira.
Candice'in burada olduğunu bile bilmiyor. - Candice'i geri almak istiyorum. - Öyleyse beni dinle.
Eu sei, eu não queria acreditar... mas assassinaram a Ruth Mayer... e poderiam matar-nos, a si e a mim, e ela nem se aperceberia.
Eğer mutlu kalırsa, o tavan arasına girip Candice'i alır kolumun altında dışarı çıkarabilirim.
Quero que se comporte como um marido terno e arrependido. Porquê?
Candice.
Antes não estava, mas agora sim.
Candice, şimdi o kapıdan çık ve babanı bul.
Sai daqui. Procura o teu papá.
Onu almana izin vereceğime Candice'i öldürürüm.
Matarei a Candice antes de permitir que a separes de mim.
Onu almana izin vereceğime Candice'i öldürürüm!
Mato a Candice antes de deixar que a leves!
Eve gidiyoruz Candice.
Vamos para casa, Candy.
Yer değişikliği konusunda sana gerçeği söylemedim Candice.
Eu não te disse toda a verdade acerca da mudança, Candice.
Bu benim kızım.
Esta é a minha filha, Candice.
- Candice ve ben olmayacağız.
- A Candice e eu.
Candice.
Candice.
Candice, yardım etmeyi bırak.
Candice, pára de ajudar.
Candice Rogers, Dick Brady.
A Candice Rogers, o Dick Brady.
- Candice Bergen ile beraberdi.
- Com a Candice Bergen!
- Candice Bergen, lütfen.
- A Candice Bergen, por favor.
Yani Candice mi? O Candice miydi?
Você quer dizer a Candice?
Candice ah, kendisi oradaki mi?
É aquele... É ele ali?
Candice, bu lanet olası şehirde güzel bir şey varsa, görmek için her şeyimi veririm.
Candice, se há qualquer coisa de bonito nesse buraco de cidade eu adoraria vê-lo.
Oh, herkes kör kadınların gerçekten iyi seviştiklerini söyler. Ve ah... Oh tanrım, Candice.
Todos dizem que cegas são ótimas amantes e está afinada com o sentido do tato.
Candice! Dedektif Hallstrom, Dedektif Hallstrom'u ara, çabuk! Git!
Chame o detetive Hallstrom, agora!
Candice, tatlım benim.
Candy... sou eu, meu amor.
Yaklaşıyorsun ama biliyorsun ki Candice hafta sonu Summer Free'ye gitmezse karın hemen yasal işlemlere başvurabilir.
Terias melhores fundamentos.
Bana torunumu getirdiğin için. Nola'ya kalsa Candice'i hiç göremezdim.
Muito obrigado, Frank.
Frank, Candice'i benim seni koruduğum gibi koruyor, değil mi?
Frank está protegendo a Candy tal como eu te protegi a ti, não é?
Candice yattıktan sonra sizinle konuşabiliriz.
O que lhe parece?
Candice, o ölmüştü.
- O meu sonho não quer que eu te diga. Escuta-me, Candy.
Ne yapmamı istiyorsun?
- Quero recuperar a Candice.
Hayır, hayır, Candice buraya dün geldi.
A Candice esteve aqui ontem.