Carrington Çeviri Portekizce
157 parallel translation
Albay Carrington ve adamları burada iyi niyetlerinden mi duruyorlar - Bunu kim söyledi?
O Coronel Carrignton está aqui para provar sua boa fé?
- Bir süvari bölüğü,.. Levazım subaylarından oluşan bir ekip ve,.. ... Bayan Carrington ve altı çocuğun da dahil olduğu ve dört subayın eşleri.
Bom, uma tropa de cavalaria, uma esquadra de intendência... quatro esposas de oficiais incluindo minha mulher e seis jovens.
Carrington biz gidene kadar savaşa girmeyecektir.
Carrignton evitou uma guerra desde que chegou aqui.
Eğer onların üstesinden gelirsek, Carrington bizim aleyhimiz suçlama yapamaz.
Se acabarmos com esse miseráveis, Carrignton não poderá nos acusar.
Değil mi Bayan Carrington?
Não é, Srª Carrington?
Fikir LORD CARRINGTON
Baseado numa ideia de
John Carrington.
John Carrington.
- Oturun Bay Carrington.
- Sente-se, sr. Carrington.
Bay Carrington, hiç merak ettiniz mi?
Sr. Carrington, já alguma vez se perguntou?
Hayır, eminim görmemişimdir Bay Carrington.
Não, eu não dúvido disso, sr. Carrington.
- Beni istemişsiniz Bay Carrington?
- Mandou chamar-me, sr. Carrington?
Ticaret şartları, nakit ya da benim veya Bay Carrington'ın tanıdığı beylerden kambiyo senetleri.
Termos do negócio, contra pagamento em dinheiro ou letra de crédito para conhecidos..... eu ou do sr. Carrington.
Ha, Bay Carrington?
Oh, e sr. Carrington....
Adım, Michael Carrington.
Sou o Michael Carrington.
En önemli konu, İngiltere'den gelen dört dörtlük bir öğrenci, Michael Carrington'ın aramıza katılmasından gurur duyuyoruz.
Por fim, temos connosco um aluno brilhante, vindo de Inglaterra, que dá pelo nome de Michael Carrington.
Şimdi hepiniz Michael Carrington'a merhaba deyin.
Digam todos "Olá" ao Michael Carrington.
Merhaba, Michael Carrington.
Olá, Michael Carrington.
Evet, bir atlayışın daha var, Bay Sıkı Sürücü, Shakespeare, Carrington.
Ainda te falta dar um salto, motoqueiro Shakespeare Carrington.
- Pantolon hilesi mi, Bay Carrington?
- Abandalhar, Mr. Carrington?
- İyi akşamlar, Lady Carrington.
- Boa noite, Lady Carrington.
Aşağı terastalar, Lady Carrington.
No terraço inferior, Lady Carrington.
Lady Carrington ile briçte eş olmaktansa, Başmüfettiş Japp ve üç memuruyla yatak paylaşmayı yeğlerdim.
Preferia partilhar uma cama com o Inspector-chefe Japp e três polícias, do que ser parceiro de bridge com a Lady Carrington.
Ben Sir George Carrington.
É o Sir George Carrington.
Lady Carrington ve Reggie de kahvaltıdan sonra ayrıldılar.
Lady Carrington e Reggie partiram após o pequeno-almoço.
Burada ne işin var, Carrington?
Que raio faz aqui, Carrington?
Muhterem Rupert Carrington mı?
Como o Honorário Rupert Carrington?
Bayan Carrington, görmemi istemedi.
Ela certificou-se disso mesmo... a Sra. Carrington.
Bayan Carrington'ın kocası olamaz mı?
Poderia ser o marido da Sra. Carrington?
Bayan Carrington, trende bazı işleri olduğunu söyledi. Bense valizi alıp onu bekleyecektim.
A Sra. Carrington disse que tinha assuntos a tratar no comboio e para eu sair com a bagagem e esperar por ela.
Bay Halliday'in söylediğine göre yanındaki mavi çantada bir sürü mücevher varmış.
O Sr. Halliday disse-me que a Sra. Carrington levava com ela uma mala de viagem azul, com imensas jóias.
Bristol'dan ayrılalı tam 35 dakika oluyor. Dün Bristol'da Madam Carrington, hayatta ve sağlıklıydı.
E exactamente 35 minutos após sairmos de Bristol hora essa em que ontem, a Madame Carrington ainda se encontrava com vida.
Sorun şu ki, Hastings Madam Carrington, bu saatte hayatta mıydı?
A questão é, Hastings será a Madame Carrington ainda estava viva nesta paragem?
Madam Carrington'ın son baskıda bu kadar çok bulmak istediği şeyi öğreneceğiz. Böylece neden öldürüldüğünü bulacağız. Ayrıca katili de bulacağız.
Quando soubermos porque é que a Madame Carrington estava tão ansiosa por comprar a última tiragem, descobriremos o motivo pelo qual foi assassinada e quem foi o responsável.
- Üzgünüm ama veremem, Bay Carrington.
- Lamento, mas não, Sr. Carrington.
Bayan Carrington'ın ölümü hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Já lhe disse que nada sei sobre a morte da Sra. Carrington.
Planı ters teperse diye Bayan Carrington'ı B planı olarak saklıyormuş. - Hayır!
Ele queria usar a Sra. Carrington como reserva, caso o plano falhasse...
Rupert Carrington. "Yükselen Yıldız".
Rupert Carrington. "Rising Star".
Hayır, Carrington'la bir ilgisi yok.
Não tem a ver com o Carrington.
Başmüfettiş, anladığım kadarıyla sizin teoriniz şu : Kont de Rochefour, Madam Carrington'ı yedek plan olarak sakladı.
A sua teoria, Inspector-Chefe, tal como a entendi, é que o Comte de Rochefour tencionava usar a Madame Carrington como reserva.
O zaman Kont, mücevherleri yüzünden neden Madam Carrington'ı öldürsün?
Porque mataria o Comte para obter as jóias da Madame Carrington?
Hastings, senin teorin ise şu : Mösyö Carrington, üzerine bahse girdiği atın kaybettiğini öğrendiğinde bahisçilerle hesabını kapatmak için karısından para istedi. - Karısı reddedince de mücevherleri almak için kadını öldürdü.
Por outro lado, Hastings, a tua teoria defende que quando Monsieur Carrington descobriu que o cavalo tinha perdido, foi exigir o dinheiro à mulher, para acabar com os corretores e que quando ela recusou, a matou para ficar com as jóias?
O halde söyle bana, Hastings,... Mösyö Carrington, neden kendini bara kapatmış durumda? Neden sarhoş olana kadar içip bu bahisçilerin ona ne yapacakları konusunda endişeleniyor?
Então explica-me, Hastings, porque será que o Monsieur Carrington continua enfiado no bar, a beber até mais não poder e a tremer de medo daquilo que os corretores lhe possam fazer?
Bir şey bildiğini inkar ediyor tabi ki. Ancak Madam Carrington'ın öldüğü sırada giydiği paltonun kopyası askıda asılıyordu.
Nega qualquer conhecimento, mas no cabide está um casaco igual ao que a Sra. Carrington usava na altura da sua morte.
Florence Carrington, o gazeteyi neden o kadar çok istiyordu?
Para que quereria Florence Carrington tão desesperadamente aquele jornal?
Florence Carrington, Plymouth Ekspresi'nde mücevherleriyle yalnız ve korunmasızdı.
Florence Carrington viajava com as suas jóias sozinha e desprotegida no Expresso de Plymouth.
Mösyö MacKenzie, trenden indi. Yanında sadece mücevherler değil Madam Carrington'ın valizi de vardı.
Monsieur MacKenzie desce para a plataforma, levando consigo não só as jóias, como também a bagagem da Madame Carrington.
Tren, Bristol istasyonundan ayrıldığında biri kompartımana bakacak olursa Madam Carrington'ın hayatta ve sağlıklı olduğunu göreceklerdi.
Se alguém tivesse olhado para a carruagem ao sair de Bristol, teria visto a Madame Carrington ainda com vida.
Mösyö MacKenzie'nin zalim işbirlikçisi, Grace Kidd adında bir kadındı. Madam Carrington'ın yanında Jane Mason ismiyle çalışıyordu.
A cúmplice do Monsieur MacKenzie foi uma mulher chamada Grace Kidd, que trabalhava para a Madame Carrington sob o nome de Jane Mason.
Federasyon Tıp Konseyi bu yılın Carrington ödülü adaylarını açıkladı.
O Conselho Médico da Federação anunciou os nomeados anuais para o Prémio Carrington.
Carrington Ödülü tarihindeki en genç aday olmak nasıl bir duygu? Güzel.
Que tal é ser o mais jovem nomeado na história do Prémio Carrington?
Carrington ödülünü kazananların ödülden sonra kalan ortalama ömürleri ne kadar biliyor musun? Beş yıl. En çok on.
Sabe a esperança média de vida de um vencedor do Prémio Carrington?