Causa Çeviri Portekizce
48,889 parallel translation
Oğluna olanlar yüzünden bizi suçluyor.
Acho que ela culpa-nos por causa do filho dela.
Saçmalık bu.
Por causa das merdas.
Ama o ses kaydı, Sekou'nun serbest kalmasını sağladığı için bombalama soruşturmasında önemli bir kanıt.
Mas foi por causa da gravação que o Sekou foi libertado, é uma evidência importante na investigação do ataque à bomba.
Ablamı ziyaretim bu yüzdendi.
A viagem à casa da minha irmã foi só por causa disto.
Batı Şeria'ya yaptığın yolculuk hakkında seni sıkıştırdı, değil mi?
Eles interrogaram-te por causa da tua viagem à Cisjordânia?
O arabadaki sadık adam olmasa, şimdi ölmüş olabilirdim. Ya da daha kötüsü.
Se não fosse por causa daquele homem leal no carro, neste momento estava morto...
Peki bu ne içindi Frank?
E qual a causa disso, Frank?
Burada olmalarının nedeni sensin. Konuşacak cesaret sende vardı çünkü.
Eles estão aqui por sua causa, porque você teve a coragem de falar.
Tüm komşuların kış için güneye gitmiş.
Todos os seus vizinhos voaram para o sul por causa do inverno.
Yalnızca o muharebeyi bilmekle kalmıyoruz Lordum, sayesinde ayaklandık.
Não só sabemos dessa batalha, senhor, como nos insurgimos por causa dela.
- Burada kitap için bulunuyorsun, değil mi?
Estás aqui para gritar comigo por causa do livro?
Bu beklenen hadise dolayısıyla da Avustralya'da mahsur kaldı.
E por causa deste inesperado evento, ficou preso na Austrália.
Hayır, o bizim sayemizde iyi oldu, yaptığımız bu işler sayesinde, kitap sayesinde.
Ele ficou melhor por nossa causa, por causa do trabalho que estamos a fazer, por causa do livro.
Babam sana bir şarkı için gelmişti.
O meu pai... Veio ter consigo por causa de uma canção.
O geminin tek başına kalmasını göze alamam.
Não posso atrasar-me por causa da chalupa.
Eğer o olmasaydı, Nassau'yu bır bütün olarak alabilirdik.. .. donanma zarar görmemiş ve kalede mahkumlar olmazdı. Seninle aramızda bir kavga olmazdı.
Se não fosse por causa dela, teríamos tomado Nassau por completo, a frota intacta, sem prisioneiros no forte, sem desavenças entre tu e eu.
Sen kaçtıktan sonra.. .. korsanlar diğer bölgelere uyarılar gönderdi.. .. burada olanlar yüzünden..
Depois de fugires, os piratas enviaram avisos às outras propriedades a dizerem que qualquer violência feita aos escravos na sua posse, por causa do que aconteceu aqui, teriam resposta.
Sahip olduğum her şey.. .. bunun yüzünden gitti.
Tudo que eu tinha desapareceu... por causa disso.
Flint'ten nefret ettiğini biliyorum. Davasından da.
Sei que ela não morre de amores pelo Flint, nem tem qualquer simpatia pela causa dele.
Suşi çok fena tahriş etti!
A irritação por causa do sushi é muito má.
Adamlarım, Grimes yüzünden öldü.
Agora, os meus homens estão mortos por causa do Grimes.
Sorun buysa Rebecca gelmiyor. Konuşmayı düzeltebiliriz.
Se isto é por causa da Rebecca não ter vindo, podemos mudar o discurso.
Birlikte anlaşabiliriz diye ilk seni aradım.
Daí eu ter-te contactado por causa deste negócio.
Annen ve kız kardeşin... Senin yüzünden hepsi öldü, Ben.
A tua mãe e a tua irmã estão todos mortos por tua causa!
Sebebi senin işini çok iyi yapman. Bu da seni bu sebepten seni koavamayacağım anlamına geliyor. Henüz!
Apenas porque tu és bom naquilo que fazes, o que significa que não posso despedir-te com justa causa para já.
Dinleyin, Jadalla Bin-Khalid ve takipçileri yüzünden tüm ekibim öldü bu yüzden daha fazla kimseyi öldürmeden bu işin sonunu görmeyi hak ediyorum.
Todo o meu pelotão está morto por causa do Jadalla Bin-Khalid e dos seus seguidores. Eu mereço participar nisto para os impedir de matarem mais gente.
Tony Almeida yüzünden bir sürü insan öldü.
Muita gente morreu por causa dele.
Senin yüzünden o köprünün üstünde binlerce masum insan hayatını kaybetti.
Mais de cem pessoas inocentes foram mortas naquela ponte por tua causa.
Tanrı Şeyh'in hayatını bugün için o gün kurtardı. Oğlunu babasına geri döndüğünü görmek için.
Deus salvou a vida do xeque por causa do dia de hoje, para ele ver o regresso do filho.
Karısıyla beraber kalmalarının tek sebebi oğlu.
Só ficou com ela por causa do filho.
Ben önemsemezdim. Ağaçlar yüzünden.
Eu não me importava por causa das árvores.
Hepsi benim yüzümden öldü.
Estão todos mortos por minha causa.
Bu Rebecca sayesinde oldu.
Isso foi por causa da Rebecca.
Sis yüzünden ürkütücü görünüyor sadece.
Só parece assustador por causa da névoa.
Baudelaire yangınının sebebini tam olarak anlayabilmek için aylarımı araştırmayla, yıllarımı ağlayarak uyumakla geçirdim.
Passei meses a investigar e anos a chorar até adormecer, a tentar encontrar a causa exata do incêndio na casa dos Baudelaire.
Çocuklarla mı ilgili?
- É por causa das crianças?
Fakat hepimizin ortak bir nedenden dolayı birleşmesini isteyen biri.
Mas um que exige que todos estejam unidos por uma causa comum.
Nedir bu?
E que causa é essa?
Sebep ne olursa olsun, onlar burada.
Bem, qualquer que seja a causa, estão aqui.
Seni davamızın ne kadar önemli olduğu konusunda ikna etmemiş miydim?
Não te provei já o meu empenho em relação à nossa causa comum?
Davamızı ortadan kaldırmak için düşmanın bizi yenmeye karar vermesi durumunda ne olacak?
O que acontece quando o nosso inimigo perceber que para nos derrotar, só precisa de nos tirar essa causa comum?
Şu kapının arkasındaki adamı ikna edemezsem ne büyük bir ayva yiyeceğimizi yeni fark ettim de.
Só agora me ocorreu o quão arruinados ficaremos se eu falhar em convencer o homem atrás daquela porta a apoiar a nossa causa.
Miranda için üzülürken beni teselli etmeyi başarmıştın.
Quando eu me fui abaixo por causa da Miranda... Ajudaste-me a encontrar uma forma de me reerguer.
Julius söylediklerim sayesinde haklılık payı mı kazandı diyorsun?
Achas que o Julius conquistou apoios por causa do que eu disse?
Komşularının ne düşüneceğini dert edinen bir adam böyle bir servet yapabilir miydi?
Parece-vos que isso foi construído por um homem que rejeitaria uma oportunidade tão promissora como esta por causa do que os vizinhos possam pensar?
Artık dava adamı değilim.
Já não quero saber da causa.
Madi bu davanın önemli bir parçası.
A Madi é importante para a causa, por seu próprio direito.
Ne kadar güvenirse güvensin azıcık parada anlaşamadılar diye Flint onu öldürüverdi.
Não obstante esse nível de confiança, bastou um desacordo por causa de uns trocos para o Flint o matar.
Nassau'da kimse ondan iyisinin olduğunu iddia etmeye kalkmaz.
Não há homem ou mulher em Nassau que ponha em causa o facto de ela ser o melhor de todos.
Davamız sağ çıkacaksa bu işten bazılarımız soğukkanlılığını koruyamayanların yerine de soğukkanlı hareket etmenin yolunu bulmalı.
Se a nossa causa é a de sobreviver, alguns de nós têm de encontrar forma de nos manter sãos em nome dos que não o conseguem fazer.
Ve bence bu senin gibi insanlar yüzünden.
E acho que é por causa de pessoas como vocês.