Celestine Çeviri Portekizce
131 parallel translation
Celestine!
Celestine!
Matmazel, Celestine ismi Fransız ismi, değil mi?
Mademoiselle, o seu nome, Celestine, é francês, não é?
Celestine...
Celestine...
Celestine odadan ayrılmaz.
A Celestine não vai sair do quarto.
Ne dediğimi duydun mu, Celestine?
Ouviste o que te disse, Celestine?
Döndük, Celestine.
Voltámos, Celestine.
- Celestine, mücevher kutumu getir.
- Celestine, o meu guarda-jóias.
Celestine buradaydı. Ben de gerek görmedim.
A Celestine estava aqui, por isso não havia necessidade.
Celestine'e yemeğini götüren oymuş.
Levou o jantar à Celestine.
Grace Wilson veya Celestine, otel hizmetçisi mi oda hizmetçisi mi?
Grace Wilson ou Celestine, a criada do hotel ou a criada da senhora?
Celestine'in makası ve ipi aldığı yer.
É onde a Celestine foi buscar a tesoura e a linha.
Söylesene, Hastings Matmazel Celestine'in odadan makası alması ne kadar sürmüştür?
Diga-me, Hastings, quanto tempo acha que demorou à Mademoiselle Celestine para ir buscar a tesoura ao quarto?
Bayan Celestine'i arama vakti geldi.
Acho que é altura de revistarmos Miss Celestine.
Celestine'in iç eteğinde bulduk.
Encontrámo-la escondida na bainha do saiote da Celestine!
Matmazel Celestine'i tutukladın mı?
Prendeu a Mademoiselle Celestine?
Celestine'i görmek istemiştim.
Queria ver a Celestine.
- Sadece otelin hizmetçisi geldi.
- Diga-me, Mademoiselle Celestine, o Sr. Hall... como se conheceram? - Apenas a criada do hotel.
Matmazel Celestine veya otel hizmetçisi Matmazel Grace Wilson.
A Mademoiselle Celestine ou a Mademoiselle Grace Wilson, a criada do hotel.
Celestine olmalı.
Deve ter sido a Celestine.
Celestine değilse Grace olmalı.
Se não foi a Celestine, só pode ter sido a Grace.
Matmazel Celestine'in makas almak için odadan ayrıldığı vakit ışık hızıyla hareket eder.
Assim que a "Mademoiselle" Celestine sai para ir buscar a tesoura, ela age, rápida como um relâmpago.
Ve Matmazel Celestine, ip almak için odadan ikinci kez ayrıldığında kutu aynı şekilde yerine geri konulur.
E quando a Mademoiselle Celestine sai pela segunda vez para ir buscar linha a caixa é recolocada na gaveta da mesma maneira.
Anahtarı Bayan Celestine'in iç eteğine koyan da bu gizemli Bay Worthing'di herhalde.
Presumo que foi esse misterioso Sr. Worthing que escondeu a chave no saiote da Celestine.
- Rahibe Celestine.
- A Irmã Celestine.
Celestine demişti ki "Yatağımı bir adamla paylaşmak zorunda olmadığım için çok mutluyum."
A Irmã Celestine disse : "Ainda bem que nunca terei de partilhar a minha cama com um homem."
Celestine senden bahsetti.
O Celestine falou-me de si.
Selestin Kehaneti, yalnızca eğlence için.
The Celestine Prophecy, só pelo gozo.
Bu kadar geç saatte dışarıda ne yapıyorsunuz Bayan Celestine?
O que faz na rua tão tarde, Menina Celestine?
Fransisken gibi görünüyor, fakat bir papadan etkilenmişler,... 5. Celestine, sanırım.
Aparentemente Franciscanos mas, parecem ter sido inspirados por um Papa Celestino V, acho.
- Celestine harabeleri.
- As rúinas da Celestina.
Melody Celestine.
Melody Celestine.
Melody Saint Anne Celestine.
Melody SaintAnne Celestine.
Onu kusursuz bir esere dönüştürmek isterdim ama her kim Melody Saint Anne Celestine'i dönüştürmek isteseydi o da kendini camdan aşağı atardı.
Só desejo que possa fazer dela um Pigmalião. Mas se o Henry Higgins tivesse tentado transformar a Melody SaintAnne Celestine, ele também teria saltado pela janela.
Kızınız gerçekten çok şirin biri Bay Celestine.
A sua filha é muito bonita, Sr. Celestine.
Bir düşünsenize Bay Celestine.
Sim, pense nisso, Sr. Celestine.
John Celestine!
John Celestine!
John Celestine.
John Celestine.
- Papa V. Celestine öldürülmüş. - Tekrar olmuş olması çok mu akıl almaz.
Sua Santidade Celestino V foi assassinado, como pode ser possível?
Ne çizmeye çalışıyorsun, Celestine?
O que estás a desenhar, Célestine?
Bunu sen mi yaptın, Celestine?
Desenhaste isto, Célestine?
Celestine!
Célestine!
Ben Celestine.
Eu sou a Célestine.
Sen, Celestine?
E tu, Célestine?
Yani, bu, stajını nasıl geçirdiğini mi gösteriyor, Celestine?
Então, é assim que passas o tempo no teu estágio, Célestine?
Görüyor musun, Celestine?
Vês, Célestine?
Ama Celestine, bu zavallı kemirgen, bir kesici dişini kaybederse ne olur?
Mas o que acontece, Célestine, se este pobre roedor perde o seu incisivo?
Sil baştan, Celestine.
Voltando à primeira aula, Célestine.
Yani, Celestine, yukarı geri git ve o küçük aptallardan daha fazla diş topla.
Então, Célestine, vais voltar lá pra cima, e vais apanhar mais dentes daqueles pequenos idiotas.
- Celestine!
- Celestine!
- Bu gizemin farkına vardıkça, dünyaya farklı bir gözle bakmaya başlayacağız... enerjiden oluşan, kutsal bir dünya olarak. Celestine "Anlayışlar" ı 1
Fragmentos da Celestina
Sessizlik! Çeviri : beregost Ernest Celestine
Silêncio! Passarinho lindo, anda cá!