Centro Çeviri Portekizce
14,220 parallel translation
Kontrol merkezine varmak üzereyim.
Estou quase no centro de controlo.
Öğrenci merkezinin oraya gideceğiz.
Nós estávamos só a passear, a caminho do Centro de Estudantes.
Öğrenci merkezi mi?
Centro de Estudantes?
Judy, seni Zootopya'nın kalbi olan Birinci Bölge'ye şehir merkezine atamak benim için büyük ayrıcalıktır.
Judy, é uma honra oficializar-te e nomear-te para o coração de cidade. Distrito Um. Centro da cidade.
Kopernik'i düşünün... Bilinen evrenin merkezinden Dünya'yı alıp oraya Güneş'i koydu.
Remontamo-nos a Copérnico... em que ele repôs o Sol no centro do universo conhecido... deslocando a Terra.
Karantina merkezi etrafına barikat kurdular.
A Polícia criou uma barricada à volta deste centro de contenção.
Hala karantina merkezinin hemen dışındayız.
Continuamos junto ao centro de contenção.
İş merkezi.
Centro de Negócios
Annem öyle dedi.
CENTRO DE ARTES DE BATTERSEA
Doğudaki bölgeleri ve şehir merkezini de kapsıyor. İşte, bakın.
Ele também distribui no distrito leste e no centro da cidade.
Tam ortada, yukarıda.
Ao centro, lá em cima.
Bu korkutucu etkinliklerin merkezinde 11 yaşındaki Janet Hodgson var.
No centro destes horríveis incidentes, está Janet Hodgson, de onze anos.
MAKAO BİLİM MERKEZİ
CENTRO CIENTÍFICO DE MACAU
2 saldırgan, İngiltere'deki AVM'de ateş açtıktan hemen sonra vurulup öldürüldü.
Dois homens armados foram abatidos a tiro, após abrirem fogo num centro comercial...
Londra'nın merkezi.
No centro de Londres.
KİEV SPOR MERKEZİ
CENTRO DESPORTIVO DE KIEV
Victor ve bana borç vermişti. Bu sosyal merkezi bu sayede açabildim.
Ele deu ao Viktor e a mim um empréstimo para que pudéssemos abrir este centro comunitário.
Sabah sosyal merkeze gel.
Vai ao centro comunitário amanhã.
Merkezdeki sol roket.
Ao centro do lado esquerdo.
Lehnsherr, Polonya'nın iç kesimlerindeki bu küçük kasabada dün tespit edildi.
Lehnsherr foi identificado ontem nesta pequena cidade no centro da Polónia.
Ben ihanete uğramadan önce... evrenin merkezi burası olacaktı.
O centro do universo estava destinado a ser aqui, antes de eu ser traído.
Profesör'ü piramidin ortasında tutuyor.
Ele tem o Professor no centro da pirâmide.
Danışma bürosundaki kız gibisin.
Parece a rapariga do centro de visitantes.
FORT DYER YÜKSEK GÜVENLİKLİ HAPİSHANE
CENTRO DE DETENÇÃO DE SEGURANÇA MÁXIMA
Manyetik hedef merkezinde yaşadıklarının farkındalar mı sence?
Achas que eles sabem que estão a viver no centro de um íman?
Hayır, ben gösterişli olmak istemiyorum.
Não quero ser o centro das atenções!
Barnes Wakanda Hapishanesi yerine, bir Amerikan akıl hastanesine götürülür.
Barnes será transferido para um centro psiquiatrico americano, em vez de uma prisão em Wakanda.
"Yahudiler ve köpekler giremez."
CENTRO DESPORTIVO DE BERLIM
Sidney şehir merkezindeki 76 katlı gökdelenin çatı katı Adrian Cook'un evi.
No centro de Sydney, no último andar de um grande edifício de 58 andares. Está a penthouse de Adrian Cook.
Yumuşak bir görünüş verelim ve sonra da tam ortasından açıp ferahlatayım seni.
Fazer um ajuste e aparar bem no centro e deixá-la bem arranjada.
Sadece El centro'dayım.
Ouve, não estou a morrer, Kirb. Estou apenas no El centro.
"İkinci Cins" seminerini organize ediyor, beni konuşmaya davet etti.
Organiza um seminário no Centro Simone de Beauvoir. Convidou-me para uma palestra.
Marais'de yoga merkezi. Birazcık beklesen?
No centro de yoga do Marais.
Üç deyince Thadland...
Ao centro. Thadlândia no três, menino.
- Araştırma tesisi mi?
- O centro de investigação? Sim.
CIA Eğitim Merkezi, Virginia. "The Hill" - 2006
Centro de Treino da CIA, Virginia "A Colina" - 2006
Oahu'daki NSA merkezinde yeni bir program geliştiriliyor.
Há um novo programa a ser desenvolvido no centro de operações da NSA, em Oahu.
Dünyanın etrafında gece gündüz çalışan merkezi istihbarat teşkilatı olmadan, nükleer savaş, terör ve siber saldırılarına karşı kendimizi nasıl savunabiliriz?
Como podemos defender-nos da guerra nuclear, de ataques terroristas e ciberataques sem um centro de recolha de informações a funcionar dia e noite em todo o mundo?
NSA OPERASYON MERKEZİ OAHU, HAWAII - 2012
"O Túnel", Centro Operacional da NSA Oahu, Havai - 2012
Yeni işim Oahu'daki NSA bölgesel kriptolojik merkezinde Çin'e karşı casusluk yapmaktı.
O meu novo trabalho era fazer contra-espionagem aos chineses no Centro Regional de Criptologia da NSA, em Oahu.
İki hafta sonra Pazartesi günü Mira Hotel'in karşısındaki alışveriş merkezinde buluşuruz.
"Encontramo-nos no centro comercial em frente ao hotel Mira, " na segunda-feira, de hoje a duas semanas.
Tibbo ile 5 dakika içinde buluşacaksın. Büyük alışveriş merkezinin karşısındaki köprüde.
Vai encontrar-se com o Tibbo dentro de cinco minutos, no passadiço em frente ao centro comercial.
Güzel bir araba. Şehir merkezinde bir çatı katı.
Assim, o bom carro, o sobrado no centro.
Midwest tatlı nezaket diyor, biraz tatlı bok var.
O centro oeste diz que a doce menina tem o melhor bagulho rastafári.
Bomba şehir.
A bomba no centro...
Bir şehir los angeles nightspot bir kan gölü gece.
Um banho de sangue hoje numa boate no Centro de L.A.
Onu sehpadan almıştım.
Tirei-a da mesa de centro.
Geçtiğimiz günlerde merkezdeki şubelerinden biri profesyonel bir ekipce soyulmuştu.
Uma das suas sucursais do centro da cidade foi assaltada naquela que terá sido uma operação muito sofisticada.
Aynı isme kayıtlı bir de helikopter var, şehir merkezinde.
Ela também tem um helicóptero no mesmo nome, Martense. Está num topo de telhado no centro da cidade,
Bu merkez.
Este centro.
Hava sıcaklığı Los Angeles şehir merkezinde 29 dereceyi bulacak.
Temperatura de 24ºC no centro de LA... e à noite baixará...