Cerca Çeviri Portekizce
13,911 parallel translation
Bu deprem falan değil... 41.2 hertzlik bir frekans olduğunu hissediyorum.
Está bem, não é um terramoto, é... Parece-se com... É uma frequência de cerca de 41.2 hertz.
Bir saat önce oradan çıktığını görmüş.
Ele viu-o a sair dali há cerca uma hora.
Bir buçuk yıl önce geri taşındım.
Voltei para cá recentemente. Há cerca de um ano e meio.
- Bir yıl kadar önce- -
- Há cerca de um ano ele... - Callie...
Yaklaşık 45 dakika daha sürecek.
Vai demorar mais cerca de 45 minutos.
Yukarıda her birine ait düzinelerce pasaport olan bir çanta bulduk.
Encontrámos um saco no andar de cima com cerca 12 passaportes para cada um deles.
Aşağı yukarı ederi 6 milyon dolar.
Pensamos que vale cerca de 6 milhões de dólares.
Fakat sonra, tekrar damıttıklarında % 70 alkol oranına ulaşılır.
Mas, a seguir, destila-se outra vez, e fica com cerca de 70 % de álcool.
Bir haftalık falan pratikten sonra onları geçtim.
Deixei-os para trás com cerca de uma semana de prática.
Yaklaşık 40 milyon dolar.
Cerca de 40 milhões de dólares.
Henri ve suç ortaklarının dispanserden ayrılış zamanlarına bakınca bence aşağı yukarı yedi saat sonra orada olacaklar.
E agora, dado o tempo que o Henri e os seus colegas deixaram o dispensário, estimo que eles vão chegar até este ponto - daqui a cerca de 7 horas.
Muhtemelen nehrin 40-50 km'lik bir alanına dağıldılar.
Eles estão espalhados por cerca de uns 60 km de rio.
Tam olarak, yarım saat ya da bir saat içinde suyun dizlerime geldiğini hissettim.
Cerca de uma hora depois, senti água nos tornozelos.
Bütün gün kumun üzerinde uzandı, sanırım, yedi saat kadar.
Ele ficou deitado na areia o dia todo, por cerca de sete horas.
Yaklaşık bir saatimiz var diyebilirim.
Diria que temos cerca de uma hora.
15 dakika bekledim.
Esperei cerca de 15 minutos.
Yaklaşık 37 bin, adamım.
Tenho cerca de 37 mil, pá.
- Yaklaşık 37 bin, aşağı yukarı.
- O que é isso? - Cerca de 37 mil.
Levazım katında bir yer boşaltıp onun için bir kafes yapacağız.
Vamos arranjar espaço lá fora, e fazer uma cerca para ele.
Bu sütyen 6500 değerli taştan oluşuyor.
Estão cerca de 65 mil jóias neste sutiã.
Ama kurbanımızın yaklaşık olarak 40'lı yaşlarının sonunda bir erkek olduğunu söyleyebilirim.
Mas, posso dizer que a nossa vítima era do sexo masculino, com cerca de 40 anos.
Burada 9 kiloluk ot var.
Tenho cerca de 9 kg de "erva" aqui em cima.
Bu denli iri olduğu için günde ortalama 4 ton yiyecek bulmak zorunda.
Por ser tão grande, ela precisa consumir cerca de 4 toneladas de alimento por dia.
Augustine'de 100.000'e yakın insan yaşıyor.
Augustine tem cerca de 100 mil habitantes.
Tamam, çatlağın içine 12 metre aşağı yukarı yarım litre karışım eder.
Está bem, desce 12 metros até à rachadela, cerca de meio litro de mistura, mais ou menos.
Serbest bırakıldığında baraj duvarının içinde yaklaşık 30 m2'lik bir küp buz donduracak ve 90 saniye içinde eriyecek.
Quando for lançado, vai congelar um bloco de gelo dentro da parede da represa, cerca de 30 metros quadrados, e vai derreter em cerca de 90 segundos.
Sorun bu boruların kabaca 73 kat fazla çapa sahip olması, tıpkı... -... kol açıklığım gibi.
O problema é que esses canos são cerca de 73 vezes o diâmetro, tipo... o comprimento da minha envergadura.
Suçu işlemediğini gösteren DNA kanıtı ortaya çıktıktan yaklaşık bir yıl sonra Steven Avery için dava açtık.
Abrimos o processo do Steven Avery... 12 DE OUTUBRO DE 2004... cerca de um ano após as provas de ADN terem aparecido e indicarem que ele não tinha cometido o crime.
Öğleden sonra üç sıraları Penny göl boyunca kuzeye doğru koşuya başladı.
Cerca das 15h, a Penny começou a fazer jogging junto ao Lago Michigan.
İçlerinde 1000 sayfa falan vardır.
Deve ter cerca de mil páginas.
Bazen günde 14 defa gidip kontrol etmişlerdi. Çünkü adı çok sayıda cinsel suça karışmıştı.
A polícia de Manitowoc tinha-o seguido durante 13 dias e verificava onde andava cerca de 14 vezes por dia, porque estava relacionado com vários crimes sexuais.
Steven Avery'nin evini çevreleyen otobanın 6 km'lik bölümü trafiğe kapatıldı.
Bloquearam cerca de 6,5 km da autoestrada perto da casa de Steven Avery.
Çitanın bu avı başarılı olmuş olabilir ama avların yaklaşık % 60'ı başarısızlıkla sonuçlanıyor.
A caçada desta Chita pode ter tido sucesso, mas cerca de 60 % das caçadas acabam em falhanço.
Küçük olduklarından dolayı bu su samurları nefeslerini sadece bir dakika kadar tutabilirler, bu da her dalışı zamana karşı bir yarış kılıyor.
Por ser tão pequena, a Lontra só consegue prender o fôlego por cerca de um minuto, fazendo de cada mergulho uma corrida contra o tempo.
Bu ayıların yıllık yiyeceklerinin yaklaşık % 90'ı bu somon sürüsüne dayalı.
Estes ursos dependem da corrida do salmão para obter cerca 90 % do seu alimento anual.
Evet, civarda gezen bir tane vardı. Yaklaşık üç saat önce. Ama bir grup insan sahile geldi ve o zamandan beri görmedik.
Havia uma há cerca de 3 horas, há poucas pessoas na praia não a vimos desde então.
40 yıl boyunca emniyet teşkilatında çeşitli pozisyonlarda görev yaptım.
Já fiz parte das forças policiais de um tipo... INVESTIGADOR DEAN E JERRY TEN. XERIFE ADJUNTO, ILLINOIS... e noutra posição durante cerca de 40 anos.
Bayan Halbach'in kaybolmasından iki buçuk-üç hafta kadar önce.
Cerca de duas ou três semanas antes da Mna. Halbach desaparecer?
Peki öğleden sonra 2 : 30 sıraları olduğunu nereden biliyorsunuz?
E como sabe que eram cerca de 14h30 da tarde?
Kaybolmasından üç hafta kadar önce Teresa Halbach'in cep telefonundan sık sık arandığından ama telefonunu açmadığından haberiniz vardı, değil mi?
Cerca de três semanas antes de desaparecer... COLEGA DE TERESA... a Teresa Halbach, andava a receber muitas chamadas e não atendia o telefone?
İnsan vücudunda beş litre kadar kan bulunur. Bununla ilgili kanıtları yok. Ama biz de sorabiliriz ki ve kesinlikle soracağız da ;
O corpo humano tem cerca de cinco litros de sangue, não há provas, mas podemos argumentar, e vamos fazê-lo : onde está o sangue?
- Saat 3 : 00 civarıydı.
Cerca das 15h.
O gün öğleden sonra saat 3 : 15 gibi mi... -... hasteneden eve geldiğinizi söylüyorsunuz? - Hayır.
E chegou a casa, vindo do hospital, cerca das 15h15 da tarde, diz o senhor, a sua casa?
Bobby Dassey burada şahitlik ederken öğleden sonra 2 : 45 sıraları pencereden bayan fotoğrafçıyı gördüğünü ve gördüğü kadarıyla kadının fotoğraf çektiğini söyledi.
O Bobby Dassey testemunhou que, cerca das 14h45 da tarde, viu a fotógrafa pela janela e ela parece estar a tirar fotos.
Saat 10 : 59 gibi.
Cerca das 10h59.
Sanırım dört saate yakın sürüyor.
Tem cerca de quatro horas.
Bize ayrıca Brendan'ın yaklaşık 20 kilo kaybettiğini söyledi.
Também nos disse que o Brendan tinha perdido cerca de 20 kg.
Saat 6 : 00 gibi telefon gelene kadar.
Até cerca das 18h, quando recebi um telefonema.
Waupun Hapishanesi, Avery Oto Mezarlığına 160 km'den az mesafede bulunan maksimum güvenlikli bir cezaevi.
Correcional de Waupun é uma prisão de segurança máxima a cerca de 150 km da sucata dos Avery.
Yaklaşık bir dakika sürüyor.
É cerca de um minuto.
- 100 tane falan.
- Cerca de uma centena.