English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ C ] / Cherokee

Cherokee Çeviri Portekizce

208 parallel translation
Ben iki sene önce Cherokee İlçe'sinden geldim.
Eu vim da região de Cherokee há cerca de dois anos.
Cherokee İlçesi.
Da região de Cherokee.
- Connie'nin ailesi Cherokee İlçesinden.
- Os pais do Connie são de Cherokee.
Pek sayılmaz, sekizde birim Çeroki, geri kalanım İskoç ve İngiliz.
Não muito... sou um oitavo Cherokee e o resto galês e inglês.
Çeyrek bir Çeroki, eski bir Komançi hilesini nereden bilsin? Onlar geceleri en iyi atlarını yanı başlarına bağlayarak uyur.
Que sabe um Cherokee de segunda sobre o truque do Comanche... dormir com o seu pónei amarrado a seu lado?
Çerokili kızıl derili bir hatundan daha güzel bir şey olmadığını sen söyledin.
Você é que diz que as mulheres Cherokee são as mais bonitas.
Cherokee yerlisi bir şaman vermişti bunu, bunu takarsam insanların aptalca sorular sormayacağını söylemişti.
Foi-me dado por um velho feiticeiro Cherokee, que me disse que, se o usasse, não me fariam perguntas tolas.
Cherokee bölgesine gidene kadar, deri ticareti yapıp, oradan oraya gezdi durdu.
Passando de sitio em sitio, Trocando peles, até chegar a uma tribo Cherokee.
- Mavi Çocuk safkan Cherokee'dir.
Bem, o Blue Boy é um Cheroqui.
Yani... kötü Kızılderililer orada, Shoshone, Blackfoot, Cherokee.
Falar... haver maus índios. Shoshone, Blackfoot, Cherokee.
Safkan bir Cherokee.
- É um Cherokee de gema.
- Yarı Çerokiyim de.
- Sou meio Cherokee.
Cherokee, ha?
Os Cherokee, hein?
Benim bir çesit Seroke Sefi oldugumu saniyor.
Sabes, ela pensa que sou uma espécie de chefe Cherokee.
- sonra Cherokee Kuşağı Koşusu'na girdim.
- fiz a Corrida até à faixa de Cherokee.
Cherokee Kuşağını beyazların yerleşimine açmışlardı.
Quando eles abriram a faixa de Cherokee aos colonos brancos.
Dünya tarihinin en büyük at yarışıydı evlat... ve dünyanın en büyük ödülü... Cherokee Kuşağıydı.
Foi a maior corrida de cavalos na história do mundo, rapaz, com o maior prémio, a faixa de Cherokee.
Daha sonra, kısa süre sonra ben ve bir piyanist birlikte Cherokee üstünde çalışmaya başladık.
Depois disso, um pouco mais tarde eu e o pianista juntámo-nos e começámos a tocar o "Cherokee".
Cherokee köprüsü.
A ponte de "Cherokee".
Laf lafı açıyordu ve bir anda konu tam kan çeroke olan annemin Amerikan yerlisi olmasına geldi, sayın yargıç.
Uma coisa levou a outra e veio à baila que a minha mãe era ameríndia. Era Cherokee de puro-sangue, Meritíssima.
- Çeroki demek istedim.
- Queria dizer Cherokee.
Cherokee. 9 model Cherokee.
É um Cherokee... de 1994, prateado.
Guney Lafayette Lisesinden alinan diploma notlarin...
isto é um diploma da escola Lafayette... na planície de Cherokee, Louisiana.
Problem burada basliyor... Bu okulu cok aradik ama bulamak. Hatta boyle bir okul yok.
Agora, o problema é que... não há nenhuma escola Lafayette na planície de Cherokee, Louisiana.
Kudretli dedemin ismi Jeep Grand Cherokee'dir.
O nome do meu Bisavô era Jeep Grand Cherokee.
Yani, Şef Grand Cherokee.
Quero dizer, Chefe Grand Cherokee.
700 yıldır, Cherokee yerlilerinin zamanından beri binlerce kişinin tanık olduğu doğa olayı.
É um conhecido fenómeno atmosférico que data de há 700 anos, testemunhado por milhares de pessoas, até pelos índios Cherokee.
Cherokee olarak atalarımı bu susamış toprağa su getirmeleri için çağırabilirim.
e posso convocar os meus antepassados para que tragam água a esta terra sedenta.
- Bu bir yağmur dansı değil. Benim İrlandalı Olive Teyzem bile, Daryl Mootz'dan daha çok Cherokee'ydi.
A minha tia Olive, irlandesa, é mais cherokee do que o Daryl Mootz.
Haydi Cherokee.
Vem, Cher. Vem!
Haydi Cherokee.
Vem, Cherokee.
Efendim, Çerokiler'in getirdiği er elimizde.
Temos o soldado que os Cherokee trouxeram.
Çeroki baltası varmış.
Que empunhava um machado Cherokee.
Fransızlar ve Çerokiler Mavi Tepe'den saldırıya geçtiler.
Os franceses e os Cherokee confrontaram-se em Blue Ridge.
Asheulot'taki Çerokiler'e yolladık.
Mandámos para Asheulot, para os Cherokee.
Çok geçmeden, Çerokiler Fransızlar'la antlaşmalarını bozdu.
Pouco depois, os Cherokee anularam o tratado com França.
- Ve bu da Cherokee saçından bir tampon.
E estes são tampões de cabelo Cherokee.
Yani Cherokee halkının saçından yapılan tamamen doğal bir tampon.
São tampões feitos de cabelo natural do povo Cherokee.
- Cherokee saçından tampon mu?
Um tampão feito de cabelo Cherokee! Isso é que é natural!
- Çünkü artık tamamen doğal Cherokee saçından tamponlar var.
Porque agora há Tampões de Cabelo Cherokee 100 % naturais!
Ama Cherokee saçı asırlardır en güçlü emici olarak bilinir.
Mas o cabelo Cherokee é conhecido há séculos por ser forte e poderoso!
Her tampon en az 200 saç telinden örüldü ve bu dekoratif yerli süslemeleriyle bağlandı.
Cada tampão é feito à mão com mais de 200 fios de cabelo Cherokee e depois presos com estas missangas nativas decorativas.
Tamamen doğal Cherokee saçından tampon işe yaradı.
Os Tampões de Cabelo Cherokee 100 % natural resultam mesmo!
- Dört düzine Cherokee saçından tampon istiyorum.
Quatro dúzias de Tampões de Cabelo Cherokee, por favor.
Ben İspanyolca ve Cherokee dilini biliyorum.
Só sei Espanhol, Cherokee e Comanche.
Dedim ya, bir Cherokee borcunu mutlaka öder.
- Eu já te disse, um cherokee paga sempre as suas dívidas.
- Evet, sekizde bir de Cherokee.
- Sim, e metade cherokee.
Yarı Çeroki'ydi.
Tem sangue cherokee.
Ve ben bir 64.
Tenho 64 porcento de sangue cherokee.
Bak. Gel Cherokee. Gel.
Venha!
- Sanırım Cherokee saçı.
Acho que é o cabelo do povo Cherokee.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]