Clips Çeviri Portekizce
85 parallel translation
Ayrıca şu konuşana bakın. Yatağa kafanda o alüminyum tokalarla giriyorsun.
Olha quem fala... que vai para a cama cheia de clips pontiagudos no cabelo..
- Çekmecenin dibinde.
- Ao fundo, à direita, há dois clips.
Ataş gibi şeyler mi?
Tipo clips e assim?
Ona senin ataşlarından bahsettim.
Falei ao meu chefe sobre os seus clips.
Belki o ataşları tercih ediyordur.
Talvez ele prefira clips.
Ben ataş kralıyım ve seni işe alıyorum.
Eu serei o rei dos clips e trabalhará para mim.
Bay Graydon'un senin ataşlarına ne dediği umrunda değil ki.
É-lhe igual o que o Sr. Graydon disse dos seus clips.
Haftaya patronuna en yeni ataşlarımızı göstereceğim.
Na próxima semana vou mostrar os nossos novos clips ao seu chefe.
- Ataçlarla mı?
- Com clips de escritório?
San ataç işinde değil misin?
Não trabalha com clips?
Raptiyelerimi bir yere koymalıyım... Biliyor musun?
Preciso de guardar os clips nalgum sítio portanto... sabe?
Eğer bana yönetim binasına kadar eşlik etmenizin sakıncası yoksa Mütevelli Heyeti'nin kağıt tutacaklarıyla yıllık savaşım var.
Se não se importam, acompanhem-me até ao edifício administrativo, tenho a minha batalha anual dos clips com o conselho de administração.
- Cephanem bitti, B.A. bana bir şarjör ver. - Ne?
Estou sem munições, BA, dá-me uns clips.
Şarjör, şarjör ver bana!
- O quê? - Clips! Preciso de clips!
Raptiye de ister misiniz? Hadi.
Que tal uns clips.
"American Bandstand" izlemeliyim.
- Chuck, preciso ver alguns clips.
"Bandstand" i aç yoksa bir akrabam eksilecek.
Ou me deixas ver os clips de música, ou passo a ter menos um parente.
"Bandstand" i izliyor.
Ele está a ver clips de música.
Peki, bu daktilom için. Bu dart şampiyonluğum için.
Nós estávamos a atirar clips de papel e uma daquelas porcarias entrou-me no olho.
Bir kamyon dolusu tel raptiye mi geldi?
Chegou um camião cheio de clips?
Şimdiye dek ateş veya plaka haline gelmiş olmalıydılar.
Deviam ter sido recicladas em clips ou em matrículas.
Malezya kliplerini seyretmek yerine... buradaki problemi tartışsak... senin kurduğun fabrikayla departmanın arasındaki problemi.
Se calhar, em vez de desenterrarmos video clips da Malásia... devíamos discutir os problemas daqui ; problemas no teu departamento com a linha que montaste.
Klipler, değil mi? Klipler, evet.
- Os clips, certo?
Oh, peki, kırtasiyeye gidecektim zaten, hazır gitmişken birkaçtane de ataş alırım!
Ó, eu posso ir até à loja e comprar alguns clips.
Aldıklarının hepsi paket lastiği ve ataç mı?
Só levas elásticos e clips?
Harper buradaydı, O kolay yapıyor Nav - bin ile iki kağıt kırp ve bük.
Se o Harper estivesse aqui, punha este quadro de navegação a funcionar com 2 clips e um beijo.
Ama harika gidiyor.
Pu-los a fazer buracos negros em miniatura, com clips e fuligem. Mas tem sido fantástico.
Bu sadece daktilo, zımba, şerit ve kalemler değil - Değil mi, Lee?
Isto não vai só de erros, clips, borrachas e lápis, correcto Lee?
Törpü, kalem toplu iğne, çengelli iğne, kolye kibrit, çakmak, kemer, kemer tokası küpeler, saç tokaları, gözlük, ayakkabı bağcıkları ataç, saat, çakı yiyecek, içecek, anahtarlar, cep telefonu.
brincos, ganchos de cabelo, óculos, atacadores, clips, relógios, molas para prender dinheiro, canivetes, comida, bebidas, chaves, telemóvel.
Ataçların arasını kontrol et.
Verifique junto aos clips.
Binadan, mal varlığı, personel, antetli kağıtlar, kağıt tutacaklarına kadar hepsini.
Ficam com o edificio, o recheio, o pessoal, papel, clips, tudo.
Kaptan, sen hemen gidip beni ispiyonladın mı?
Capitão Clips. Por acaso, chibou-me?
Ruhun Makasları'nın sahibi.
Proprietário do Soul Clips.
Bagajda kutular dolusu vardı.
A mala está cheia de caixas de clips.
Önce kıskaç, sonra da silikonla tutturuyormuş.
Ele prendeu com clips e depois cola de silicone.
Kıskaçları al ve ikisini de...
Pega nos clips crocodilo E coloca-os na...
Sonuçta Pam o kadar uğraştı onları yapmak için. Ama sonuçta raptiye ve yoğurt... kapaklı ödüllerle ne yapacagım ki.
Quer dizer, a Pam foi uma querida em fazê-las, mas o que é que eu vou fazer com uma medalha de ouro feita de clips e uma tampa de iogurte usada?
Sadece klips.
Só tem clips.
Bu klipler harika.
Estes "clips" são excelentes.
Yozlaşma mı?
- Disseram que estavas a tentar provar que cobramos demasiado por clips, lápis e assim. - Corrupção?
Google, ilk yılında çalışanlarına ödemeyi ataşlarla yapıyordu.
No primeiro ano do Google, o pessoal recebeu em "clips".
- Göğüs kıskaçlarım bile duruyor.
- E os "clips" para os mamilos.
Sana verdiği ataşlardan çok duygulandım.
Estava muito comovido pelos clips que ele te deu.
Bu gece Family Guy'ın 100. bölüm kutlamaları sebebi ile benim en sevdiğim bölümlerden parçalar seyredeceğiz.
Esta noite veremos alguns dos meus clips preferidos de Family Guy já que celebramos cem episódios... a fazer simplesmente o suficiente para sobreviver.
Bütün Amerika'nın güldüğü bölümlerle birazdan geri geleceğiz.
Voltamos já a seguir com mais clips do programa... que faz a América inteira rir.
Bunun Dharma Greg dizisinin bir şovu olmadığı için şükretmiyor musunuz?
Não estão contentes por este não ser o programa... de clips da Dharma e do Greg?
Çünkü siz zaten Dharma bölümlerini seyrettiniz, ve Greg bölümlerini seyrederken takılıp kaldınız.
Porque a esta altura já teriam visto os clips da Dharma e ficariam presos a ver os do Greg.
So lighten those loafers and get ready for us to suck your funny bone with some Family Guy-style show stoppers.
Calcem as luvas e preparem-se para lhes sugarmos o tutano... com alguns clips ao estilo de Family Guy!
Siz izleyicilerimize hazırldağımız bölümlerle birazdan geri geleceğiz.
Voltamos já a seguir com mais clips de Family Guy... depois de algumas opiniões de vocês, os telespectadores.
Maalesef, bir klip ya da yeni bir hikâye bulamayacak kadar tembel bir komedi dizisi gibi kafamda oynatıp duruyorum.
Mas infelizmente, fico repassando na minha cabeça como clips de uma má série de comédia que não consegue criar histórias novas.
Al, raptiyeleri dene.
Toma, tenta com clips.