Conseguir Çeviri Portekizce
30,832 parallel translation
Düşündüm ki, çeteyi bulursam Eli'ı da bulurum ve sonra...
Então, acho que se conseguir descobrir os esconderijos deles, encontro o Eli.
Yemin olsam, buradan çıkarsam aptal herife gününü göstereceğim.
Juro, se conseguir sair daqui, vou derrubar o idiota.
Bak, 10 yılım olsaydı belki anlayabilirdim ama bu kitap insan zihni için çok fazla.
- Ouça... se eu tivesse 10 anos, talvez conseguisse compreender, mas... é muita coisa para uma mente humana conseguir suportar.
Bu insan zihni için çok fazla.
É demasiado para a mente humana conseguir suportar.
- Aslında ben, 9 almak için çok uğraşıyorum.
E a coisa é, Tenho tentado mesmo conseguir um nove.
Ve seni bana karşı koz olarak kullanmak istediği için, bunu bir daha yapamayacağından emin olmam gerek.
E como te quer usar como vantagem sobre mim, quero ter a certeza de que não o irá conseguir.
Uzun vadeli planlarımızı uluslararası boyutta tartışıyoruz. Çünkü bütün halkımıza yaşayacak yer temin edemeyebileceğimiz gerçeğini kabul etmemiz gerekiyor.
Mas a nossa estratégia a longo prazo é algo que tenho vindo a discutir a nível internacional, porque temos de aceitar que podemos não conseguir alojar toda a nossa população.
Isınmayı tamamen geri çeviremeyiz, bundan kaçış yok. Ama yıkıcı sonuçlara sebep olmadan bunu durdurabiliriz.
Não vamos conseguir inverter completamente o aquecimento que já é inevitável, mas podemos pará-lo antes que seja catastrófico.
Parmak izi almak için deri dokusu hidrasyonunu denemişsiniz.
Vejo que tentou reidratar o tecido dérmico para conseguir as digitais.
Fiziksel açıdan fit ve varilleri taşımak için büyük bir minibüs ya da kamyonet kullanıyor.
Provavelmente tem um bom físico e deve conduzir uma carrinha grande ou uma Pickup para conseguir transportar os barris.
Eminim buralarda iki kadeh bulabilirim.
Devo conseguir arranjar dois copos.
Mutlak kanıtlar elde et. Ve dert etme, hepsi yakında olacak.
Vai conseguir a prova cabal, e não se preocupe, porque ela vai aparecer.
Bazen zor olan yolu sırf bir sebeple tercih ederiz. Çünkü önemli işler başarmak isteriz bu yüzden zor olanı seçeriz.
Que às vezes escolhemos o caminho difícil só porque sentimos que para conseguir coisas importantes temos que tomar o caminho difícil.
Bazen hayatta sadece zor olanı tercih ederiz çünkü... Önemli işler başaracağına inandığında zor olan yolu tercih etmen gerekir.
Às vezes escolhemos um caminho difícil apenas porque acreditamos que para conseguir coisas importantes nós temos que escolher a opção difícil.
Evet, bir şey isteyecekken ağlamak yerine "anne, anne" demek daha çok işe yarıyordu.
Bem eu imaginei que mãe, mãe era uma maneira melhor de conseguir o que eu queria do que chorar.
Eğer ilkinde başaramazsan...
Se não conseguir à primeira vez...
PETER : Yarasayı anlamak için, önce vampiri anlamamız gerekir.
Para conseguir perceber o morcego, temos primeiro que perceber o vampiro.
Eğer silahını ondan alabilirsem yaşamakta olan filleri koruyorum demektir.
Se lhe conseguir tirar a arma, estarei a proteger os elefantes vivos.
İnsan-vahşi yaşam anlaşmazlığını önlemenin tek bir çözümü var.
Há apenas uma solução para conseguir controlar este conflito entre humanos e vida selvagem.
Ama diğer kişileri, bana bu mücadelede katılmaya ikna edebilirsem eminim ki, bu soyu tükenmekte olan hayvanların sayılarının tekrar, eskiden olduğu gibi arttığını görebiliriz. Önceden Tanzaya'da 100.000'den fazla fil vardı.
Se conseguir convencer outras pessoas a lutarem do meu lado, tenho a certeza de que a população destes animais que agora estão em vias de extinção vai voltar a atingir os números de outros tempos, quando havia mais de 100 mil elefantes na Tanzânia.
Doğu Mississippi çok kritik bir avantaja sahip oluyor.
A EMCC a conseguir uma grande recuperação de bola.
Beni ona yaklaştırabildiğin kadar yaklaştır.
Aproxime-me dele o melhor que conseguir.
Kusurumuza bakma, Riley,... tıbbi müdahale olmadan Ralph'ı eve getiremeyiz.
Não vamos conseguir sem ti, Riley. E o Ralph não vai conseguir sem cuidados médicos.
Hey. Bay Kangölü ile o görmeden nasıl geçmeyi palnlıyoruz?
Como é que vamos conseguir que o Sr. "Sangra muito" passe por ela?
Hayatta kalmak için yapmayacağım şey yoktur.
Sou aquilo que preciso de ser para conseguir sobreviver.
Ayrıca aradığın kamu çokluğu da orada olacak.
E, além disso, poderá conseguir aquele deslumbramento público que procura.
Eğer çalıştırabilirsem olacak.
Será... se eu conseguir pô-lo a funcionar.
NOB araştırmaya gidene kadar hükümet tüm alanı karantinaya aldı.
O Governo colocou-os em quarentena até o DOE conseguir investigar.
Karşı koymak mümkün olmayacak.
- Ele não irá conseguir resistir.
Bunu yapabiliriz.
Podemos conseguir.
Bir dakikaya hallolur.
Vou conseguir já a seguir.
Babamın iyi niyetini kullanarak Agrabah'ı içerden yok ediyor Aileleri için bir parça ekmek bulmaya çalışan vatandaşlara zalim bir adalet uyguluyor ve aç bırakıyor
Está-se a aproveitar do coração generoso do meu pai e a destruir Agrabah a partir de dentro, a dar fome aos cidadãos, a praticar uma justiça cruel, quando eles só tentam conseguir algum pão para as famílias deles.
Ama korkunç bir gösteriyi... izleme şansınız var mı?
Mas há hipótese de eu conseguir convencê-la a ver uma péssima peça?
Tesisin yangın dedektörlerini, ısı dalgalanmalarını gösterecek şekilde yeniden programladım.
Reconfigurei os detectores para registarem flutuações de calor. Se algo se mexer corredores, vou conseguir ver.
Tamam, dışarıda ne varsa, onunla baş edebiliriz.
Certo, o que estiver lá fora, vamos conseguir lidar com isso.
Arkadaşın kendini öldürtecek.
O seu amigo vai conseguir ser morto.
O canavarların yanına gidip, dikkatlerini bir şekilde dağıtırsam siz de gidip gücü kesebilirsiniz.
Se eu conseguir ficar entre eles e distraí-los, vocês vão poder desligar a energia.
Charlene'i kaybettiğimizi bir gün kabullenebilecek miyim, bilemiyorum.
Acho que nunca vou conseguir aceitar perder a Charlene.
Daha fazlasını elde edemeyeceğini söylediğini sanıyordum.
Disseste que não ias conseguir mais nada.
İstediğin kadar uğraş ama yapacağın hiçbir şey bu aileyi ayıramayacak.
Tenta o que quiseres, mas nada irá conseguir separar esta família.
Kimse Karanlık Olan'ın benden aldığının yerini dolduramaz.
Nunca ninguém irá conseguir substituir o que o Dark One me tirou.
Şey almak istiyorum... İyi olan harf derecesi neydi?
Quero conseguir... qual é a nota boa?
Ve sanırım ilk kez A almayacağım bir sınava gireceğim.
E acho que será a primeira vez que não vou conseguir um.
Ve yine başarmak zorundayım. Ben de bir şey hazırlayayım.
Tenho que conseguir de novo, vou tentar.
Ben de bu şeylerin satışıyla kendime yeni dolap alacağım.
E é como vou conseguir ter um guarda-roupa novo pela forma como elas estão se vendendo.
O şerefsiz bütün kakaoyu yanında götürmüş olamaz.
Aquele banana não ia conseguir ficar com o cacau todo.
Boru hattındaki patlamanın Stone Park reaktörüne zarar vereceğini biliyoruz ama buna ek olarak reaktör çekirdeğini soğutmak için ya su temin edilemezse?
Agora, sabemos que uma explosão no gasoduto causará danos no reactor de Stone Park. Mas, e se além disso, no pior dos cenários, o reactor não conseguir água suficiente para resfriar o núcleo?
Vay anam efendim, vay anam derken bu zor görevi kabul edip tamamlamak için sabırsızlanıyorum, ama her yıl Appalachian Patikası'nda 2-3 milyon insanın yürüdüğünü biliyor muydunuz?
Ui ui, senhor. E por ui ui, quero dizer que aceito o desafio e espero conseguir resultados. Mas sabiam que por ano cerca de 2 a 3 milhões de pessoas
Bunu sensiz yapamayız.
Não vamos conseguir sem ti.
Sözleşme imzaladığımızın farkındayım ve bozmanın sonuçları ne bilmiyorum ama söz verdiğimiz vakitte teslim edemeyeceğiz.
Eu compreendo que estamos sob contracto, e não sei as consequências da sua violação, mas... Não vamos conseguir entregar a tempo.
Bununla başa çıkabilesin diye.
- Para conseguir lidar com isso?