English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ C ] / Cıvıl

Cıvıl Çeviri Portekizce

168 parallel translation
Cıvıltılı-kafa mı?
Sim.
Evet. Hemen herkes baharda cıvıltılı-kafa olur.
Quase toda a gente forma um par na altura da Primavera
Ben şehrin daha cıvıl cıvıl bir yeridir diye düşünüyordum.
Pensei que fosse uma zona mais animada da cidade.
Seni hep cıvıl cıvıl, şamatalı partilerde düşünüyorum etrafında da önemli, neşeli, eğlenceli insanlar.
Imagino-te sempre em festas barulhentas, alegres e grandes, rodeada de pessoas importantes, alegres e barulhentas.
- Martin,. - Evet? Sana çocuk ve yatakta kahve veren, sakin ve cıvıl cıvıl bir kadın düşün.
Martin imagina teres uma mulher calma e rosada para te dar filhos e chá na cama.
Cıvıl cıvıl hayat dolu oluyor burası bazen.
As coisas andam complicadas por aqui.
Önünüzdeki 20 sene cıvıl cıvıl geçecek.
Os próximos vinte anos vão ser muito fáceis...
Temiz ve istendiğinde ötüyor. Daha da cıvıl cıvıl olabiliyor.
Limpo, regulavel, pode-se acelerar...
Bayan Scott, güzel bir kadınsınız, cıvıl cıvılsınız.
Sra. Scott, você é uma mulher bonita. Tem muita vida.
" Kasabanın barı her zaman cıvıl cıvıl olurmuş
" O bar estava sempre animado
Kuzeninizin cıvıl cıvıl bir bayan olduğu söylenemez.
Não se pode dizer que a sua prima seja muito alegre.
Başrollerde, kadınların mutfaktan çıkmaması gerektiğini düşünen komiserinden sürekli fırça yiyen alkolik, huysuz ama sevecen bir üsteğmen ve feminist görüşlü genç, güzel ve cıvıl cıvıl bir kadın polis var.
As personagens principais incluem um Delegado amargo mas com bom coração, que está sempre a ser repreendido pelo Comissário, um detective esperto e duro, que bebe demais, e acha que lugar da mulher é na cozinha e uma brilhante jovem polícia feminista, que luta pelos direitos das mulheres. Estamos fartos de mulheres polícias.
Küçük çocukların gülümsemelerini açan çiçekleri, cıvıldaşan kuşları, ışıl ışıl bir baharı sabahı sürgün veren dallarda oturmayı.
Crianças sorrindo, flores se abrindo... pássaros cantando nos galhos, num dia lindo de primavera.
Saraydaki hanımlar, nasıl da cıvıldayacaklar Kral beni ödüllendirecek, Şövalye ilan edecek..
E às damas da corte Vai dar-lhes um enfarte e o Rei vai armar-me Em Duque
Vay be! Ne cıvıl cıvıl bir kız!
Uau, mas que mulher selvagem a florescer!
Oysa şimdi bir anda cıvıl cıvıl olmuşsun.
E, de repente, estás aos saltos como elas.
- Ben cıvıl cıvıl değilim.
- Não estou aos saltos.
- Cıvıl cıvıl görünüyorsun.
- Mas parece.
Jon bu gün bana cıvıl cıvıl göründü. Eski...
John parece-me bem hoje.
Kingsbury cıvıl cıvıl bir yer.
O que acham? É a última moda.
Kie dedin mi akla, neşeli, cıvıl cıvıl bir kızcağız gelirdi.
Ela foi sempre tão alegre e saudável...
Ve kızıl güneş gökyüzünde sönmeye yüz tutmuş ve kuşlar cıvıltılarıyla geceyi müjdelerken artık onları yalnız bırakmalıyız.
E lá, enquanto o sol vermelho tinge o céu e o barulho dos pássaros anuncia a chegada da noite, temos de deixá-los.
Onlar cıvıltılı-kafalılar.
Um Par?
Cıvıltılı-kafa!
Um Par!
Saat 21.00 L.C.V. Dalroy Evi
OO R.S.V.P.
A, B, C, D, E, F, G H, I, J, K, L, M, N, O, P Q, R, S ve T, U, V
a, b, c, d, e, f, g, h, i, j, k, I, m, n, o, p, q, r, s, e t, u, v,
A, B, C, D, E, F, G, H, I, J K, L, M, N, O, P, Q, R, S, T, U, V, W, X, Y, Z.
A, B, C, D, E, F, G, H, I, J K., L, M, N, O, P, Q, R, S, T, U, V, W, X, Y, Z.
- Daha kötüsü oldu! Deneb V'de dolandırıcılığın cezasını biliyor musun?
Sabe qual é a pena para fraude, em Deneb V?
Yayılım hızları, bulaşıcılık oranları, ve sıvısal etkileşimler.
Efeitos incrementais, prevenção para agentes tóxicos e sistemas líquidos.
V'Ger'ın aradığı Yaratıcı nasıl bir şey?
O Criador que V'Ger procura... O que é?
Müthiş bir dilbilimci olan Champollion Eski Yunancayı okuyabiliyordu ve söz konusu Rosetta Taşı'nın M.Ö. 196 yılının baharında,... Kral V. Batlamyus Epiphanes'in taç giyme töreni dolayısıyla yazıldığını anlamıştı.
Champollion fluente em Grego antigo, pois era um soberbo linguista, concluiu que a pedra tinha sido inscrita, para comemorar a coroação, do Rei Ptolomeu V Epífanes, na Primavera do ano de 196 a.C.
V - E-A-L P-l-C-C-A-T-A.
P-i-c-c-a-t-a d-e V-i-t-e-l-a.
- Hayır. Diyelim ki Donna'nın öbür yüzünü gözden çıkarmana razı oldum... sözleri nasıl kıvıracaksın?
Mesmo assumindo que o outro lado de "Donna" não era importante... como é que vais encaixar as letras?
Bir topluluğun önüne Isabella olarak sahneye çıkacaksam kendime güvenimin olması gerekir ve bu konuda hiç başarılı değilimdir.
Se eu tiver que estar no palco como Isabella, então v-vou ter que estar confiante, e é nisto que eu sou pior.
M-E-D-E-N-İ.
C-i-v-i-l-i-z-a-d-o-s.
"Ç" ye başlayıp "M" ye bitiyor.
P-A-L-A-V-R-A.
Ç İ L E K V E Ç İ K O L A T A
MORANGO E CHOCOLATE - Vivian!
Bak, Buzz yaratıcılık kıvılcımı eksik bir şeyi yaratan saf zeka Hula Hoop böylesi bir zeka.
Falta-lhe o brilho, o toque de génio, que o Hula Hoop tinha para ter sucesso.
M, C, D, L, V, I 1456.
MCDLVI... 1456.
Dr. Albright çoktan R.S.V.P ( Ç.N. Davete katılıp, katılamayacağınızı bildirme. )
A Drª Albright já tem a sua pessoa muito importante.
Hakkımızdaki bilgileri,... sanırım hepinizde kopyaları olacak, ayrıntılı olarak bulabilirsiniz.
Os nossos C.V's todos têm cópias muito detalhadas das nossas habilitações.
Çünkü bu defa o vıcık vıcık duygusal bağlılıklar olmayacaktı.
Porque, desta vez, não haveria nenhuma daquela complicada carga emocional.
C A R V E L.
C-A-R-V-E - L.
Ve sonra bir kıvılcım ortaya çıkacak ve bir süre asılı kalacak, uzayda duracak.
E então uma faísca, uma existência singular, flutuará por um instante, pairando no espaço.
K - A-F-V, N-C-L-A.
K-A, F-V, N-C, L-A.
" B - O - B
"B-O-B-B-Y se voltares a alistar-te, quero o D-l-V-Ó-R-C-l-O."
Z, y, x, w, v, u, t, s, r, q, p, o, m, n, l, k, j, i, h, g, f, e, d, c, b, a!
Z, y, x, w, v, u, t, s, r, q, p, o, m, n, I, k, j, i, h, g, f, e, d, c, b, a!
L.C.V. Yapmadığınız için gelmeyeceğinizi sandım.
- Oakes! Como não reagiu ao convite, depreendi que não viesse.
Hayatı bir kılıç dövüşünün kıvılcımlarında yaşamak bir mirastır, Bugeisha olmak da.
Como viver a vida numa passagem relampago de uma espada em batalha è um legado real tal como ser Bugeisha.
Vatikan, milattan sonra 5. yüzyılda,.. Büyük Konstantin zamanından beri,.. Papa'nın ikametgahı olarak kullanılır.
O vaticano tem sido usado como residência papal desde o tempo de Constantino, o Grande, do século V, D.C.!
O - D-U-N-S-U M-E-Y-V-A!
X-Y-L-O-C-A-R-P-O.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]