Daima Çeviri Portekizce
8,235 parallel translation
O daima kendini daha iyi yerlerde hayal eder bulunduğu yerden başka yerlerde.
Ela sempre se imaginou estar num lugar melhor, num lugar diferente daquele onde estava.
Daima kendimize hikâyeler anlatmak ihtiyacı duyarız ya, bunlar da onunkiler işte.
Todos nós precisamos de sonhar, e esse é o dela.
Bir kız, erkeklere çekici görünmek için daima böyle şeyler yapar.
Há coisas que uma raparigapode fazer para a fazer mais atraente aos rapazes.
Büyübaban onun yanlışlarını asla görmez çünkü o daima ona duymak istediklerini söyler.
O teu avô está sempre certo aos olhos delas, porque ele lhe diz sempre o que ela quer ouvir.
Daima detay düşünür o.
É a forma como ela trabalha, pensa sempre o pior.
- Doğa daima daha iyisini yapabilir.
Pode-se sempre melhorar o que natureza nos dá.
Daima sizin gibi kızlar yüzünden dikkatim dağıldı.
Distraía-me sempre com raparigas como você.
- Daima % 100 etkilidir.
Totalmente eficaz.
Daima çocukların büyürken beni zorlayacağını düşünmüştüm ama tamamen tersi oldu.
Eu sempre pensei que ter filhos me obrigaria a crescer, mas... veio a ser o contrário.
Daima zeki insanların sana bir şeyler açıklamasına güvenmek zorunda kalacaksın.
Tens sempre de confiar em pessoas espertas que te expliquem tudo.
Ama daima hastalarımız en önde gelir özellikle de Bayan Weiland gibi endişe uyandıranlar.
Mas sempre pusemos os nosso paciente em primeiro lugar, especialmente aqueles que estão em aflição como a Miss Weiland.
Çünkü bu mesafeden her uzaklaştığımızda kendimizi daima büyük bir tehlikeye atarız.
Porque sempre que encurtamos essa distância, de todas as vezes, nos colocamos em grande perigo.
Onu bir daha asla görmesem bile daima birbirimize bağlı olacağız.
Mesmo se nunca mais a vir novamente, estaremos sempre ligados.
Daima benim bebeğim olacaksın ama artık küçük bir çocuk değilsin.
Serás sempre o meu bebé, mas não és nenhum menino.
Jaime'ye daima olumlu bir tutum izlemeye çalıştım.
Sempre tentei ter uma atitude muito posivita com a Jaime.
Seçeneklerin olması daima iyidir.
É sempre bom ter opções.
Daima aynı kalamayız.
Claro, não podemos ficar sempre na mesma.
Daima en yukarıda olmanın yolunu bulurum.
Eu encontro sempre uma forma de vencer.
Daima.
- Sempre.
Sırların gibi... Daima birilerini koruyorsun.
O segredo para isso é sempre teres que salvar todo mundo.
Seni daima seveceğim.
Eu amo-te, sempre.
Daima kişisel güçlendirmeden bahsettiğimi biliyorum ama cinayet buna dahil değil.
Eu sei que falo muito sobre a auto capacitação, mas isso não inclui homicídio.
Yanlış arkadaşa yapılan yatırım, daima pahalıya patlar.
Investir na errada pode sair muito caro.
Sakın Baykuşlar Divanından, Daima gözleyenlerden.
Atenção à Corte das Corujas Sempre á espreita
Sakın Baykuşlar Divanından, Daima gözleyenlerden.
Atenção à Corte das Corujas Sempre à espreita
Harika bir yolculukmuş gibi hayal ediyorum gitmek istediğin her yere gidebildiğin ve yapmak istediklerini yaptığın nasıl davranman gerektiğini söyleyen biri olmadan veya kendi iradenle eğildiğin ve sevdiğin tüm insanların daima iyiliğini düşündüğü...
Eu acho... que vai ser uma aventura maravilhosa. Poder ir onde queiras ir, fazer o que quiseres fazer. Não há ninguém para te dizer como deves comportar-te, ou obrigar-te a obedecer.
Bence, aileler ve çocukların yakınlaşması için "daima" uygun bir zaman.
Eu acho que é sempre um bom momento para pais e filhos se aproximarem.
Sorgulama esnasında daima iki memur olması gerekir.
Queremos sempre dois agentes presentes nos interrogatórios.
Her zaman söyledigim gibi en büyügümüz daima en akillimiz oldu.
Eu sempre disse que o mais velho é o mais inteligente...
Her zaman ve daima.
Sempre. Para toda a eternidade.
Tabii ya, her zaman ve daima.
Sempre e para toda a eternidade, pois sim!
Borsa isinde muazzam iyidir ve evlilik yarismalarinin kazananlarini daima bilir.
Tem resultados excelentes no mercado de acções. E nunca deixa de adivinhar quem vai ganhar The Bachelorette.
Görüyorsun ki simdi kalmiyor hiçbir sey her zaman ve daima.
E, agora, vês que nada dura sempre e para toda a eternidade.
Daima kazanmak zorundasın.
Queres ganhar sempre.
Sen daima, benim en sadakatli takipçim oldun.
Tu sempre foste, o meu seguidor mais devoto.
Bunu sanki daima haksızmışım gibi söylüyorsun.
Bem... dizes isso como se eu nunca me tivesse enganado.
Daima ileri. Walter, biz öğlen yemeğine gidiyoruz.
Walter, vamos jantar.
Ama ailemin güvende olduğundan emin olmak için daima arkamı kolluyordum.
Mas estava sempre com atenção, para que a família ficasse a salvo.
Yardımcı olmaya daima hazırım.
Com certeza. Fico sempre feliz por ajudar.
Ama bizim daima en büyük zayıflığımız olacak.
Mas para si e para mim, será sempre a nossa fraqueza mais incapacitante.
Daima.
Sempre.
En iyi yalancılar daima doğruları söyler.
Os melhores mentirosos dizem sempre a verdade.
O adamın daima göğsünde tatlı lekesi var. - İğrenç.
Ele tem sempre nódoas de caramelo no peito todo.
Baban daima aceleciliğinin senin sonunu getirmesinden korkardı.
O teu pai sempre temeu que a tua impetuosidade - seria a tua ruína.
Daima baktığın son yerde oluyorlar.
É sempre no último local que verificamos.
- Daima.
- Sempre.
Bir noktada çok geç olmadan... Huck daima kendini geri çekmiştir.
Nalgum momento, antes que seja muito tarde, o Huck volta sempre.
Pip Estella'nın daima erkeklerin kalbini...
É óptimo. Quando o Pip descobre que a Estella parte os corações dos homens
Daima önce kendini düşünür.
Ele pensa nele primeiro.
Fasulye ezmesi pişirirken daima fasulyelerin anlattığı hikâyeleri dinlerdim.
" Quando cozinho o an,
İkinizin etrafında bir balon yarattım bir şey yapmadınız ama onun içinde boğuldunuz öldükten sonra bile sizi korumaya çalıştım ikinizin de benden nefret etmesine şaşmamalı çünkü içinizdeki Langston'lardan hep nefret ettim zayıflıktan sonunda her şeyim açık, derinlerde bir yerde daima ikinizden de nefret ettim.
Criei uma bolha em torno de ambos, e não fizeram nada além de se sufocar nela. Mesmo depois da morte, tentei protegê-los. Não admira que me odeiem.