Dake Çeviri Portekizce
25 parallel translation
Benim adım Dake, Crawley Dake.
O meu nome é Dake, Crawley Dake...
DAKE COUNTY ANIT HASTANESİ.
AMBULÂNCIA EMERGÊNCIA 1-1-2
Ben Oliver Dake, Profesyonel Sorumluluk Büro'sundan geliyorum.
Sou Oliver Dake do OPR.
Evet, ben Dake.
Aqui Dake.
Dake'in durgun zamanlar geçirdiği söyleniyor.
- Dake é determinado.
Bay Dake'in yönettiği soruşturma hakkında.
A investigação a cargo de Mr. Dake.
Veya Dake ile işbirliği yapıp Chuck'ın yerine gelecek kişi hakkında şansımızı denemeliyiz.
Ou cooperamos com o Dake e lidamos com o substituto do Chuck.
- Başkentten gelmiş bir araştırmacı, Dake.
Tenho cá um investigador de D.C., Dake.
Keşke uğraşacağın tek şeyin bu olduğunu söyleyebilseydim sana ama başkent, Dake'in soruşturmasına odaklanmış durumda Dake, başsavcıya kötü niyetli olabilecek şişkin bir ödemeden bahsetmiş.
Gostaria de te dizer que isto é tudo o que vais enfrentar mas Dake contou à Procuradoria sobre um pagamento suspeito.
Dake'in şişkin ödemeden kendisine bahsettiğine şüphe yok.
Dake contou-lhe sobre o pagamento.
Çetin adamsın Dake.
É um homem duro, Dake.
- Dake mi? Duruşmamızı Dake mi alıyor?
- O Dake fica com o nosso julgamento?
- Dake bunu kabul etti mi?
E o Dake concordou?
Büronun izlediği yöntem ve davranışlar hakkında bir soruşturma başlatıldı. Ve soruşturmayı Oliver Dake adında bir adam yürütüyor.
Há uma investigação ao teu gabinete e quem lidera é...
Veya Dake ile işbirliği yapıp Chuck'ın yerine gelecek kişi hakkında şansımızı denemeliyiz.
Cooperamos com o Dake e lidamos com o substituto.
- Şu araştırmacı, Oliver Dake... - Sana ondan bahsetmiştim.
O investigador, Oliver Dake.
Dake'e ne söylediğini bilmiyorum.
Não sei o que lhe dizer.
- Evli misiniz Bay Dake?
É casado, Mr.
- Benim evlilik durumum seni ilgilendirmez.
Dake? O meu estado não lhe diz respeito.
Benim için acı tatlı bir gün oldu bu, Dake.
- Dia complicado para mim.
Bunun kazayla olduğunu düşünmediniz herhalde, değil mi Bay Dake?
Não achou que isto tinha acontecido por acidente...
İlçeyi rehin almanın şirket için iyi olacağını düşünmüyorum.
Chegou a minha vez. Vou falar com o Dake às 14h.
- Oliver Dake.
Oliver Dake.
Dake yüzünden mi?
Dake!
Oliver Dake ile konuştum.
Falei com o Oliver Dake.