Daş Çeviri Portekizce
164,879 parallel translation
Silah taslağında sözünü tuttu, Başkan da kendi sözünü tutmalı diye düşünüyoruz.
Ela cumpriu a promessa sobre o projeto de lei das armas, por isso, o presidente devia cumprir a dele.
Çoğu kişi, mimarın bunu yabancı liderleri şaşırtmak için yaptığını düşünüyor.
A maioria das pessoas acha que o arquiteto o fez para que os líderes estrangeiros ficassem desorientados.
Alex sunduğun bazı görüşlerin anayasa hukuku için mutlaka bilinmesi gereken şeyler olduğunu söylüyor.
A Alex diz que algumas das opiniões que escreveu são uma leitura obrigatória de direito constitucional.
Plakalardan sonuç çıktı mı?
Já há resultados das matrículas? - Sim.
Bu büyük siyasi düğümün ortasında... beklenen parti ve kültür savaşları bir kısa yolla aşıldı.
Num golpe político de mestre um atalho à volta das esperadas batalhas de partidos e guerras culturais.
Ajanları, İngiliz birliklerinin hareketlerini merkeze aktarmış.
Os agentes dele transmitiam os movimentos das tropas britânicas.
Çoğu ailenin özel derse ayıracak bütçesi yok.
Muitas das famílias deles não podem pagar aulas particulares.
Gelecek dönem bütçesini planlarken sanat eğitimine eğileceğiz elbette.
O ensino das artes é algo a examinar ao aproximarmo-nos do próximo orçamento.
Devletin uzun süredir kimliğimizi çalmaya, hayatlarımızı kontrol etmeye ve çocuklarımızın beynini yıkamaya çalıştığını.
Que há demasiado tempo que o governo se tenta apoderar das nossas identidades, controlar as nossas vidas e fazer lavagens cerebrais aos nossos filhos.
- Sağ ol. Şu sanat bursu hakkında - Yasama birimine ulaştım.
Contactei os Assuntos Legislativos sobre o subsídio para o ensino das artes.
İstifamdan önce sanat eğitimi bursunun tekrar onanmasını istiyorum.
Quero o financiamento ao ensino público das artes reautorizado, antes de eu sair.
Meclis Başkanı olarak yaptığım son hamlem sayesinde Meclis, Robert Richmond Lisesi ve diğer faydalanan devlet okulları için sanat eğitimi bursunu yeniden onayacak.
Como meu último ato enquanto Porta-voz, a Câmara dos Representantes vai refinanciar o ensino das artes no Liceu Robert Richmond e nas outras escolas públicas que dependem disso.
Peki sen o uçaktaki yemeklerden şikâyet etmenin Boston'da okumadığını vurgulamaya benzediğini biliyor muydun?
Sabias que te queixares das refeições no Air Force One é como dizer às pessoas que estudaste fora de Boston?
Bugün yanlarında Tyler Richmond var, yetenekli bir müzisyen ve büyük bir sanat eğitimi savunucusu.
E com eles hoje está o Tyler Richmond, ele mesmo um músico talentoso e um grande defensor do ensino das artes.
Çocuklarımızın eğitimi için omuz omuza mücadele etmek de öyle olacak.
Será uma honra lutar ao seu lado pela educação das nossas crianças.
Dünya düzeninde son zamanlarda yaşanan sıkıntılara rağmen soyutlanmacılık ya da popülizmin zamanı değil.
Apesar das recentes perturbações na ordem mundial, esta não é a altura para nos remetermos ao isolacionismo ou populismo.
Sizi derhâl görevinizden alıyorum.
Considere-se destituído das suas funções, com efeito imediato.
Bir şekilde, artık faşizme karşı koyan, Ay'a insan gönderen, Berlin Duvarı'nı tarihin tozlu sayfalarına gömen nesillerin varisi olmadığımızı düşünüyorlardı.
E que, de certo modo, já não éramos herdeiros das gerações que lutaram contra o fascismo, colocarem homens na Lua e relegaram o Muro de Berlim para as páginas da história.
Jack yine yaptı, yapacağını.
O Jack voltou a fazer das dele...
Ey, Tanrım. Biliyorum sadece, Play-Off döneminde konuşuyoruz, ama eğer bana kulak veriyorsan... her an karımı şeytanlar esir almış olabilir.
Deus, eu sei que só falamos durante a época das eliminatórias, mas, se estiveres a ouvir,
Star Wars'un son filmini izledin mi?
Já viu o " Guerra das Estrelas :
Neyse, ben Dr. Katowski, ama siz bana Doktor ya da Dr. K, diyebilirsiniz ki genelde Dr. K der insanlar.
Bom, eu sou o Dr. Katowski, mas podem chamar-me doutor ou Dr. K, que é aquilo que a maioria das pessoas faz porque é mais simples.
- Anne, bir tampon alabilir miyim? - Evet.
- Mãe, dás-me um tampão?
Biliyorsun cogu zaman, Ben, seni 11'den once birakmiyor.
Também não é justo ficares com o Ben até depois das 23h na maior parte das noites.
Belki "gel, beni burdan al" a ihtiyacin vardir diye dusundum. En sevdigin seyleri sana paket yapip, getirdim.
Trouxe algumas das tuas coisas preferidas para te animar.
Metin ol. Koltuktan kalkarken bir bastona ihtiyac duymuyorsan, buranin tozunu attirirsin kardesim.
Desde que não precises de um guindaste para saíres do sofá, dás conta do recado.
Hatira kutusu diyorum buna, onun en sevdigi kucuk seyleri ozellikle onu bana hatirlatacak seyleri icine koyuyordum, mesela...
Chama-se caixa de recordações e eu pus cá dentro muitas das coisas preferidas dele e coisas que me fazem lembrar dele.
Hatira kutusu.
- A caixa das recordações.
Evet, ayni sekilde baban ve cildirmak uzere olan kizlarin da oyle.
Cuidar do teu pai e das nossas filhas também dá cabo de mim.
Kate, birlikte harcayacağımız koskoca bir hayat var önümüzde.
Nós vamos poder passar o resto das nossas vidas juntos.
Eldivenlerine bayıldım.
Gosto das tuas luvas.
Neden, diğer iki doğum günü partisindeki çocuklardan birazını Randall'ın partisine kaydırmıyoruz?
Que tal pormos miúdos das outras festas na do Randall?
Aslına bakarsan, senin Madonna partin, on yaşındaki çocuklar için biraz fazla.
Sabes o que eu acho? Acho que a tua festa da Madonna é demasiado fixe para a maioria das miúdas de dez anos.
62 model siyah Cadillac'ının, içinde çalan müzik eşliğinde, üzümlü meşrubatını içerken yanımızdan geçerdi.
Ele chegava num Cadillac preto de 62 com música a sair das janelas, com os seus óculos estilosos e a beber um sumo de uva.
Bir şeyleri hatırlarken hep "William'dan önce"
Lembrar-nos-emos das coisas como "antes do William"
Acil Servis ekibi bunun çok süper olacağını düşünmüşler.
A equipa das urgências achou muita piada.
Senin için günde 20 saat çalışıyordum. Eşimden ve çocuklarımdan ayrı bir şekilde hem de.
Tenho-lhe dado 20 horas do meu dia e noites longe da minha esposa e das minhas filhas.
- bıraktığı izlerin kavisleri... ve bombaların bıraktığı kızıl izler.
E a chama vermelha das bombas
Biraz asabi ama söylemem gerek millet CNN'de onun şansını olumlu bulduk.
Um pouco inquieta, mas tenho de dizer, nós, na CNN, gostamos das hipóteses dela.
Önceki gibi hissetmedim yani.
Não me sentia como das outras vezes.
Pekâlâ, cadılar bayramınız kutlu olsun!
Tudo bem, feliz Dia das Bruxas!
Dünya çapında en sevdiğim beş camiden biri.
É uma das minhas cinco mesquitas preferidas no mundo.
O erdemli kalelerimizin duvarlarının ardına.
Por trás dos muros das nossas fortalezas de integridade.
Şimdi kutsal kitaptan hangi bölümü seçsek?
Agora, temos a selecção diária das Sagradas Escrituras.
Seçilmişlerden biri.
É uma das escolhidas.
Onların karanlığından temizlenmiş bir dünya.
Um mundo limpo das trevas deles.
Bayağı eğlenmişler.
Uma festa das boas.
- Yaralar önceki kurbanlara uyuyor.
- Os ferimentos são iguais aos das vítimas anteriores.
Kurbanların konumu ve düşüşlerine bakarsak tetikçi muhtemelen buradaydı.
A posição das vítimas, a forma como caíram, significa que o atirador provavelmente estava aqui.
Motel de olay yerlerinin merkezinde olduğundan çeteden biri olmalı.
E com este motel localizado no centro das cenas de crimes, deve ser um dos nossos.
Eğer alfa değilse kas gücü olmalı, ama o da son kurbandı, demek ki kızlardan biri.
E se ele não é o Alfa a opção mais plausível é o capanga, mas ele é a nossa última vítima, então é uma das mulheres.