English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ D ] / Deficit

Deficit Çeviri Portekizce

79 parallel translation
Burada 300 milyon dolarlık bir açık var... çünkü siz ahmak herifler değişen piyasa şartlarını tahmin edemediniz!
Estou a olhar aqui para 300 milhões de deficit... porque vocês, idiotas, não previram as necessidades de um mercado que muda!
Ticari açığı ve mali açığı dehşet boyutlara ulaştı.
O seu deficit comercial e fiscal atingiu proporções catastróficas.
Kısacası, onların ticaret açığını kapatmaya yardım ediyoruz.
Sabe, alguém tem que ajudar os gringos com o seu deficit negocial.
Bütçe açığı 221 milyar $.
O deficit ronda agora uns espantosos 221 biliões.
Ben 350 milyonluk bir açıga önemli bir tehlike derim. Ya sen?
Eu considero um deficit de 350 milhões um problema, você não?
Bakalım. Kongre bütçe açığını azaltmayı tartışıyor.
Vejamos : " O Congresso debate um novo projecto-lei de redução do deficit.
Eyaletin pek de sevilmeyen valisi Gray Davis, ekonomik koşulların kötüleşmesi ve 38 milyar dolarlık bütçe açığı ile yüzyüzeyken muhtemel bir halk oylaması ile yerinden edilebilir. Yerine geçmesi olası adaylardan birisi ise fil yıldızı Arnold Schwarzenegger.
Gray Davis, o impopular governador do estado, acossado por una economia frágil e um deficit de 38 mil milhões no orçamento, poderia ser destituído, e o possível substituto de Davis, segundo rumores, é a estrela de cinema Arnold Schwarzenegger.
Sana Adderall'lerimden satabilirim istersen.
Eu posso-te dar um pouco do meu Adderall ( medicamento parae deficit de atenção ).
Shamus'un sağlık sorunları olduğunu bilmiyordum.
Não sabia que o Shamus tinha ADD ( Deficit de Atenção ).
Dikkat bozukluğu tedavisi için kullanılır.
É usado no tratamento de transtorno do deficit de atenção.
Biz buna açık bütçe diyoruz.
É o que se chama "deficit de financiamento".
Kaliforniya'nın hesabı 86.70 dolara yükseliyor.
Então, o deficit da Califórnia apenas aumentou 86,70 dólares.
Şu 3184.53 $ ı ekleyeceğiz ve 74,316.47 $ açığı... Ayrılmadan önce kullanmış olduğu değer çıkar, değil mi?
Nós vamos adicionar este 3.184,53 ao deficit de 74.316,47 dólares... que é o valor que já tinham usado antes de eu chegar, certo?
Açık 78,298 $
O deficit é de 78.298 dólares.
Kriz dönemi bütçe kesintileriyle ilgili ne söyleyebilirsin?
O que achas do deficit governamental - numa crise económica?
Birçok ekonomist gibi ben de bütçe kesintilerinin halkın,... altyapı, savunma, eğitim, bilim gibi temel gereksinimlerine... engel olmadıkça kabul edilebilir olduğu kanısındayım.
Gosto da teoria apoiada pela maioria dos economistas... Que deficit governamental é aceitável desde que foque em investimentos públicos, como infra-estruturas, segurança, educação, pesquisa.
Dikkat eksikliği ve hayran olduğum biri tarafından kontrol sorunu ile alakalı olabilir.
Tem a ver com eu ser do tipo A com algum deficit de atenção e questões de controlo, junto do homem que admiro.
Yani, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşıyorsun.
Então, sofre do distúrbio de deficit de atenção.
Demokrasi eksikliği vardı.
Houve um deficit de democracia...
O fedakar ve duyarlı birisi. Ama ebeveyn kusurları ile ilgili takıntısı var.
Tem boa formação, é sensível, mas vive obcecada com o deficit parental.
Ebeveyn kusuru.
Deficit parental.
Ebeveyn kusuru!
Deficit parental.
Ebeveyn kusurum var.
Sofro de deficit parental.
O da iyi, ama ebeveyn kusuru ile ilgili takıntısı var.
Ela também é boa, mas é obcecada com o deficit parental.
Bir şeyleri unutmasının sebebi bilinçsel eksiklik.
A razão dela estar a esquecer-se das coisas chama-se deficit cognitivo.
Bu bir dikkat bozukluğu hapı.
É uma droga para o Transtorno do Deficit de Atenção.
Davranış bozukluğum ve anksiyetem röntgen teknisyeni olduğum zamanlardaydı.
Isso foi quando eu era técnico de raio-X, e tinha um distúrbio do deficit de atenção, e a minha ansiedade.
Dikkat eksikliği olmayan bir adamdaki dikkat eksikliği bir şeylerin semptomu olmalı. Haklısın.
Deficit de atenção num homem que não tem deficits de atenção tem de ser sintoma de alguma coisa.
Born ipadleri ve ADD uyuşturucularını elinde tutmayı umuyordu. Biz sadece elimizde olan tek bir şeyi tutmaya çalışıyorduk.
Nasceram a trazer iPads e a usar medicamentos de deficit de atenção.
BP, kurbanların zararlarını telafi etmek için 5 milyar ödedi. Mali açık azaltma komitesi halkın fikrini almak için bir web sitesi açıyor.
A BP gastou 5 milhões de dólares em indeminizações para compensar as víctimas e o comité para a redução do deficit está a lançar um site para o público.
Mali açık azaltmada halkın fikri. Şimdiden daha iyi hissediyorum.
Opinião pública sobre a redução do deficit.
Zararı kapatmak için düzenlemeler yapmıştık.
Tomámos medidas para cobrir o deficit.
Keşke 700 milyon dolarlık açığımız dua etmekle kapanabilseydi.
Ah, se as preces pagassem o nosso déficit de US $ 700 milhões.
Liberya uzaya çikacak parayi denklestirdiginde degil.
E você tem o déficit da Libéria no bolso!
- Sende A.D.D. mi var?
- Tem déficit de atenção?
"Uluslararası Para Fonu, IMF ; Jamaica'yı ekonomik büyüme için mali açığı,..." "... tersine çevirmesi yönünde çağrı yapıyor. "
O Fundo Monetário Internacional, o FMI, está encorajando a Jamaica... a reverter o déficit fiscal, para impulsionar o crescimento econômico.
Alyuvarların sayısı ve kandaki demir oranı düşük ve sedimantasyon çok yüksekmiş.
Déficit de eritrócitos e ferro e elevada velocidade de sedimentação.
Zencilerin canına okumasıyla ün saldı.
Foda-se com a "A.D.D.", Desordem de Déficit de Atendimento.
Sefaletten Bihaber
CUIDADO COM O DÉFICIT
Enerji açığı yüzünden.
Déficit de energia.
Başka nörolojik sorunun var mı?
- Mais algum déficit neurológico?
Bunun bir sorun olduğundan pek emin değilim.
Não sei se é um déficit.
DEHB belirtilerini dinleyin ve bunun Luke olmadığını söyleyin. - Alex.
Oiçam os sintomas do Distúrbio de Déficit de Atenção, e digam-me se não é tal e qual o Luke.
Daha fazla insan eti gerekiyor.
Agora há um déficit de carne.
Thomas Schaeffer. "
DÉFICIT DE ATENÇÃO DOENÇA DE HIPERACTIVIDADE
Bu ay ulusal kan verme ayı. Ve çoğunuzun da bildiği gibi San Fernando Vadisinde oldukça fazla miktarda kan eksiğimiz var.
É o mês nacional do doador de sangue, e como alguns já sabem, temos um grande déficit de sangue, aqui no nosso San Fernando Valley.
Her halükarda, bu vadideki kan sıkıntısı çözmemiz için insanların gözü üzerimizde olacak.
De qualquer maneira, pessoal, cabe-nos a nós cuidar deste déficit de sangue no Valley.
Bütçe açığını işleyeceğiz, SL mahkumiyetleri, sonra?
A matéria sobre o déficit do orçamento, indiciamentos da SL e depois?
Bildiğiniz gibi birkaç yıldır okulumuzda finansal bir kriz yaşıyoruz.
A maioria já deve saber, a escola Wilkinson tem vindo a sofrer um déficit orçamental durante anos.
Sonraki mali yılın üçüncü çeyreğinde tahviller bütçe açığını kapatacaktır.
A emissão de títulos deve facilmente cobrir o déficit orçamental, no terceiro trimestre do nosso próximo ano fiscal.
17 trilyon dolar açığımız var.
17 trilhões de dólares em déficit...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]