Deliverance Çeviri Portekizce
53 parallel translation
- "Kurtuluş" filmini seyretmedin mi?
- Não viste o Deliverance?
Tıpkı Kurtuluş filimine benziyor.
É como no filme Deliverance?
Kurtuluş.
Deliverance.
Buradaki erkekler Deliverance'ta olduğu gibi azmıyor değil mi?
Os homens não se excitam... como no "Fim-de-semana Alucinante", pois não?
Evet ama "Deliverance" filmini seyretmiş miydin?
Pois, mas... Viste o "Amargo Pesadelo"?
Pekala. "Kurtuluş" şehrindeyiz artık.
Bom, vamos para Deliverance agora.
Deliverance, bay Piles, hayatımıza yön vermesi için demiryolunun geçmesini bekleyen küçük bir kasaba değildir.
Deliverance, Sr. Piles, não é só uma pequena cidade, há espera que o comboio a atravesse, para lhe dar o sentido da vida.
Hayır, hayır, Deliverance Amerikan rüyasının en somut örneğidir.
Não, não, não, Deliverance é o resumo, do Sonho Americano.
Pekala, bay Piles, korkarım Deliverance'yi sandığınızdan çok daha az vahşi bulacaksınız.
Bem, Sr. Piles, temo que ache Deliverance menos selvagem do que lhe fizeram crer.
Demek Deliverance'ye demiryolu geliyor.
Então os caminhos de ferro estão a chegar a Deliverance.
Deliverance neredeyse, sınırdaki en sessiz kasabadır.
Deliverance é uma das cidades mais calmas da fronteira.
Eğer yaşıyorlarsa, iddiaya girerim Deliverance'dedirler.
Se estiverem vivos, aposto que estão em Deliverance.
Lanet demiryolu Deliverance'ye gelemeyecek.
Não vai haver nenhum caminho de ferro em Deliverance.
Bunları Deliverance'den aldım.
Encontrei isto em Deliverance.
Deliverance halkı için, anneler, babalar, kızlar, oğullar, onlar için bunu yapıyoruz.
Para o povo de Deliverance, mães, pais, filhas, filhos, é por eles que fazemos isto.
Bu yüzden Billy Deliverance'yi kontrol ediyor!
É por isso que o Billy controla Deliverance!
Pekala, bay Piles... Size Deliverance'nin ana caddesini... göstermeyi çok isterim.
Bem, Sr. Piles... gostava de lhe mostrar a rua principal... de Deliverance.
Artık Deliverance'de istenmiyorsunuz!
Vocês já não são bem-vindos em Deliverance!
Bu "The Graduate," değil, "Deliverance"!
Isto não é "O Graduado", isto é "A Entrega".
bu "deliverance" gibi.
- Isto é como um parto.
Her neyse, Deliverance.
Seja o que for, Amargo Pesadelo.
Deliverance'da kaç zenci gördün?
Quantos manos é que vês no Deliverance?
Deliverance'ı seyrettin mi?
- Viste o "Fim-de-Semana Alucinante"?
Kurtarma!
"Deliverance!"
-'Kurtuluş'gibi!
- Lembrem-se do "Deliverance"!
- Kurtuluş mu?
- "Deliverance"?
Bir saniye icin The Deliverance'in, devam filmindeyim zannettim ve biri bana "domuz gibi ses cikar ufaklik" diyecek zannettim
Por um minuto pensei que estava numa sequela de "A Entrega"... e alguém estava prestes a dizer : "Grita como um porco, rapaz!"
Bana klasla ilgili ders veriyorsun. Fren izli iç çamaşırınla ve Deliverance'den çıkmış ailenle mi?
- Dá-me lições sobre classe com as suas cuecas sujas e uma família saída dum antro?
Ve neden bütün bunlar DELIVERENCE *'nin kötü bir versiyonuna benziyor?
e porque é que isto parece uma versão reles de Deliverance? e porque é que não fomos pela nacional como eu disse
- Geç oldu bu saatte çekici bulamayız ve ayrıca New York'tan uzaktayız.
Bem, já é tarde e não vamos conseguir um reboque. E estamos em East Deliverance, Nova Iorque.
"Deliverance" filminde tek bir kıro tek bir şişkoya tecavüz etti diye, herkes bütün kıroların böyle olduğunu düşünüyor.
Sabes, um saloio leva a melhor sobre um gordo no veredicto, e de repente, pensam que é apenas isso que os saloios fazem.
Hey, şakşakçı.
Ei! Deliverance!
Adı da Kurtuluş'tu.
Chama-se "Deliverance".
Deliverance'taki gibi!
Parece o Fim-de-Semana Alucinante!
- Deliverance'ı izledin mi?
Já viste o "Fim-de-Semana Alucinante"?
'Deliverance'ı ( * ) böyle bir yerin yerlileriyle uğraşmamak gerektiğini bilecek kadar seyrettim.
Mas, sabes, vi o filme "Deliverance" muitas vezes para saber que não me devo meter com os vizinhos.
"Deliverance" mı?
"Deliverance"?
"Deliverance" ı hiç seyretmedin mi?
Nunca viste o "Deliverance"?
Kimse, ölen 12 mürettebat ve bilim adamıyla birlikte son ve tek umudumuz olan uzay mekiği Kurtuluş'taki büyük patlamaya neden olan yangına, neyin sebep olduğundan emin değil.
Ninguém tem a certeza do que causou o incêndio que levou à enorme explosão, matando todos os 12 membros da tripulação e os cientistas a bordo da nave espacial Deliverance, levando com eles a nossa última e única esperança.
Bir kez daha söylüyorum, eğer bizi dinliyorsanız CSA uzay mekiği "Kurtuluş" imha olmuştur.
Mais uma vez, se acabou de nos sintonizar, a nave espacial Deliverance da Agência Espacial Canadiana foi destruída.
Dostum, Kurtuluş'tan beri her gün farklı bir kızlayım.
Meu, desde a Deliverance, tenho estado com uma miúda diferente todos os dias.
Espri anlayışın olsa, Deliverance filminin melodisini mırıldanırdım.
Assobiava o tema da série "Deliverance", se achasse que tinhas sentido de humor.
Ama Deliverance'daki duvara dayanmış Ned Beatty gibi bu sefer kaybedeceği çok şey var.
Mas como o Ned Beatty apoiado na parede de xisto em Deliverance, desta vez, ele tem montes de coisas a perder.
FCS Deliverance Kumandanı Nieman konuşuyor.
Daqui é o Comandante Nieman da "FCS Deliverance".
Tekrar ediyorum, buna gerek yok Deliverance.
Isso não será necessário, "Deliverance".
Deliverence, bu Raza.
"Deliverance", daqui é a "The Raza".
Kurtuluş'u hatırlıyor musun? Tüm vadi su altına kalacaktı hani.
Lembras-te no Deliverance, em como todo o vale ia ser inundado?
Lana sana açıklamak zorunda kalmak, hatta yüksek sesle söylemek hiç hoşuma gitmiyor ama Kurtuluş sadece bir filmdi.
Lana, detesto ter que te dizer, detesto ter que dizer em voz alta, mas o Deliverance é só um filme.
Araba yok ki.
Deliverance, canoa.
Deliverance.
Deliverance.
2x11 :
Stargate Universe S02E11 "Deliverance"