Denedim Çeviri Portekizce
5,590 parallel translation
Evet, bacağını kurtarmayı denedim.
Sim, estou a dar uma hipótese de salvar a perna.
Denedim ama onu sevemedim.
Eu tento, mas não gosto dele.
Denedim.
Eu tentei.
Aramayı denedim bile.
Tentei ligar para lá.
İnan bana bunu denedim.
Acredita em mim, já tentei.
Ne derler bilirsiniz, denemeden eleştirme. Denedim.
Como se costuma dizer, não fales sem experimentar.
Üç saat uykuyla bir iş yapamazsın bebeğim. İnan bana denedim.
Querida, não podes dormir só três horas.
Yardım etmeyi denedim, ama yerdeki katran gibi bir şeye saplanmış ve kapana kısılmışlardı.
Tentei ajudar. Mas estavam presos... presos num tipo de alcatrão, no chão.
İnanın Başkan Bey, denedim.
Acredite, Sr. Presidente, eu tentei.
- Resmi yollardan bulmayı denedim.
Já tentei pelos meios oficiais.
- Yine de bana gerçeği söylemedin. - Denedim.
E mesmo assim, não me disseste a verdade.
Bir kez denedim. Batırdım.
Foi uma merda.
Denedim.
- Eu tentei.
- Evet, biyolojik babama ulaşmayı denedim.
Tentei ligar ao meu pai biológico.
Dört tane fırfırlı yaka, bir tane de alet koruyucu denedim.
- Usei quatro colarinhos, e uma braguilha.
- Denedim.
- Eu tentei.
Denedim...
Eu tentei...
Daha önce bu yolu denedim ve artık böyle...
Olha, já estive nessa situação antes e eu não vou...
Denedim ama yapamıyorum.
Não consigo reter isso. Tentei, mas não fica cá dentro!
Zaten denedim.
Já tentei.
Denedim.
Tentei.
Herkesi kurtarabilir miyim diye bakmak için gizlice Tapınağa girmeyi denedim ve o anda hava gemisinin ayrılışını gördüm.
Tentei voltar ao Templo para tentar resgatar todos. Foi quando vi o dirigível a sair.
Öyle olmayı denedim ama Leila benimle ve çocuklarla daha fazla vakit geçirmeyi istediğinden bahsedip durdu. Benim aklımda ise sadece ona ne olacağı sorusu vardı.
Tentei ser assim, mas a Leila estava sempre a falar sobre querer passar mais tempo comigo e com os miúdos, e tudo aquilo em que conseguia pensar era, o que é que lhe irá acontecer?
- Denedim, inan bana.
- Eu tentei, acredite.
Denedim, Claire.
Tentei, Claire.
Şimşek hakkında başka bir yazı daha yazmış. - Joe, denedim.
Ela acabou de postar outra história sobre o Clarão.
Her ne olursa olsun iletişime geçtim, şansımı denedim ve kazanacağım.
De qualquer maneira, resolvi dar uma oportunidade, e vou vencer.
- Birkaç defa denedim.
- Tentei algumas vezes.
- Denedim, bana her şeyin yolunda olduğunu söyledi.
Eu tentei, mas ele dizia que estava tudo bem.
Başlangıçta denedim.
No começo, eu tentei.
Denedim. Bak bu şerefsizin sana neler yaşattığını biliyorum ama duygularının kararlarını etkilemesine izin verme.
Sei o que esse sacana te fez passar, mas não podes deixar que as emoções te baralhem o raciocínio.
Her şeyi denedim.
Já tentei de tudo.
Gerçekten denedim.
Eu realmente tentei.
Gabriel öldüğü zaman tekrar denedim.
Então, quando o Gabriel morreu, voltei a tentar isso.
Gecenin bir yarısı sırılsıklam terlemiş halde kalktım ve karanlığın üzerime doğru geldiğini hissettim. Sonra yine saymayı denedim ama bu sefer işe yaramadı.
Acordava a meio da noite, estava a suar, sentia aquela escuridão a abater-se sobre mim e eu tentava contar, mas desta vez, não resultava.
şansımı denedim bunun için beni suçlayamazsın
Bem, eu tentei. Não me podes culpar por isso.
Şansımı denedim işte.
Arrisquei.
Yanında kaldım ve denedim.
Eu fiquei e tentei.
Denedim bile.
Já tentei isso.
İyi taraf olmayı denedim.
Eu tentei ser um dos bons.
Denedim. Ama o yenilemez.
Tentei, mas ele é invencível.
Denedim, denedim, denedim.
Embora eu tenha tentado, tentado e tentado.
- Denedim.
Eu tentei.
Gerçekten denedim!
Eu tentei.
- Elbette denedim.
Claro que sim.
Evet, denedim.
Sim, eu tentei.
- Yapabileceğin bir şey olmalı. - Emin ol her şeyi denedim.
Temos que fazer algo.
- Telefon etmeyi denedim ama...
Que sorte.
Şansımı denedim işte.
Eu tentei.
Ama inan bana, denedim.
Acredita, eu já o tentei.
Bir yerlerde olmalı. Denedim.
- Tem de estar disponível em algum lado.