Dieyi Çeviri Portekizce
61 parallel translation
Cheng Dieyi! Cheng Dieyi!
Maçãs caramelizadas à venda!
Bu benim sahne kardeşim, Dieyi. Onu Cariye Yu olarak görmüş olabilirsin.
Você pode tê-lo visto como a Concubina Yu.
Dieyi, o senin yengen olacak. Kibar ol.
Dieyi, ela será tua cunhada.
Dieyi, Xiaolou senin hakkında, hem açık hem de özel olarak hep en güzel şeyleri söyledi.
Dieyi, Xiaolou falou bem de ti.
Dieyi, bu kadar geç geldin.
Dieyum, vieste tão tarde.
Dieyi?
Dieyi?
Dieyi.
Dieyi...
Dieyi nerede?
Onde está Dieyi?
Dieyi, kaşlar çok yukarıdaysa, daha iyi görünür demişti.
Dieyi parece estar a levantar os seus ombros...
Dieyi?
Rápido!
Dieyi'ye özel bir şey söylemek istiyorum.
Eu tenho algo a dizer a Dieyi em particular.
- Dieyi ve Xiaolou. Onları görmek istediğinizi duyar duymaz geldiler.
Dieyi e Xiaolou, os quais você queria encontrar.
Cheng Dieyi... Xiaolou, bugünlere gelmen için sana yardım etti.
Sem a minha ajuda, tu não és ninguém.
Bilmiyorum Dieyi mi sorunu arıyor yoksa sorun mu onu arayıp buluyor.
Se ele é mais importante para ti. Eu não sei se Dieyi sai à procura de problemas... ou se são os problemas que o procuram.
Yuan Usta Dieyi'nin hayatı sizin ellerinizde.
A vida de Dieyi está em suas mãos. Conte isto.
Sadece Dieyi'yi kurtarırsanız size gelecek üç yılın tüm kazancını vereceğiz.
nós daremos todos os nossos salários nos próximos 3 anos. Vocês pensam que eu preciso do vosso dinheiro para evitar que os meus pássaros passem fome?
Bir adam, Cheng Dieyi'nin tutuklandığını söylediğinde, dedi ki, bu kılıcın sahibi onu kurtarabilir.
que o proprietário desta espada seria capaz de libertá-lo. Você a reconhece?
Anlıyorum. O, ben demedi...
A razão pela qual Dieyi actuou para os japoneses não seria a pedido de alguém, seria?
Cheng Dieyi, Japonlar için gösteri yaparak vatana ihanet etti.
O réu também encorajou o inimigo e desgraçou o seu povo.
Cheng Dieyi, Japonlar tarafından kelepçelenerek götürüldü.
Eles puseram uma pistola na sua nuca.
Cheng Dieyi isminizi temize çıkarma hakkınız var.
Mas eles não encostaram um dedo em mim. Cheng Dieyi...
Sanık salıverilmiştir.
O caso do traidor Cheng Dieyi está suspenso.
Dieyi, yataktan çık.
Parece fácil agora.
Tüm Pekin öfkeli bir havada Kral ve Cariyesi'nin tekrar görünmelerini bekliyor!
Vocês não o viram sofrer! Dieyi, sai da cama.
Dieyi!
Dieyi, abre a porta. Abre!
Dieyi!
Eu fui lá ontem.
SHITOU VE DOUZI, ŞİMDİ ÜNLÜ AKTÖRLER DUAN XIAOLOU VE CHENG DIEYI SAHNE İSİMLERİNİ ALDILAR.
Vida longa para Deyie!
Verdiyse de hiç duymadım!
Mestre Yuan, como pode o nosso Dieyi ser digno de seu favor?
Yuan Usta, Dieyi'miz bu iyiliğinize nasıl lâyık olabilir?
"Adeus, Minha concubina" tem uma longa história.
Ben de gidiyorum.
Dieyi!
Dieyi, sen gerçekten kafayı takmışsın.
Dieyi, estás realmente obsecado.
Bu, Bayan Juxian.
Este é meu irmão de palco, Dieyi.
Eğer bu Dieyi değilse!
Voltaste?
Dieyi nerede?
Onde está Dieyi? Dieyi?
Dieyi!
Dieyi!
Ne için?
Cheng Dieyi traiu o país aos japoneses.
Cheng Dieyi, Japonlar için vatana ihanet etti.
Mova!
Yeterli değilse -
Se ao menos você salvar Dieyi...
Xiaolou'yu tanımadınız mı?
ele interpreta o Rei para a concubina de Dieyi.
O, Dieyi'nin cariyesi olan kralı oynar.
Então devia ser ele quem salvará a Concubina Yu!
Burası Bay Yuan'ın saygıdeğer evi mi?
Quando um homem chamado Chen Dieyi foi preso, ele disse...
Ama bazen birinin umutları yanlış yerdedir.
Mas às vezes as esperanças de uma pessoa são infundadas. Mestre Yuan, você não deve culpar Dieyi.
Dieyi, bize kızma.
O filho de Xiaolou...
Ya da Tanrının kanunlarına veya vicdanıma ihanet eder miyim.
Chen Dieyi foi levado algemado pelos japoneses.
Tanıklar gerçeği mi anlattılar?
Nós perguntamos ao acusado, Cheng Dieyi :
Japonlara şarkı söyledim.
Cheng Dieyi!
Vatan haini Cheng Dieyi davası askıya alınmıştır.
O tribunal chegou a uma decisão.
Dieyi, bunu postalamalı mıyım...?
Que tal isto? Bem feito, certo?
- Her zamanki adres. - Tamam!
Dieyi, devo mandar esta carta para...?
Dieyi'nin yerini alacağını ona söyleyeceğini söylemiştin. İyi düşüncelerim vardı.
Você disse que avisaria Dieyi que você o estava a substituir.
Dieyi, neden bu kadar imkânsızsın?
Dieyi,