English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ D ] / Directo

Directo Çeviri Portekizce

4,998 parallel translation
Ya geri kalan vaktini annemle beraber evde geçirecekti ya da diğer tarafta bir sonraki sene ulusal televizyonda ölme ihtimali vardı.
Então, nesse momento, tenho uma escolha a fazer. Passar o tempo que lhe resta em casa com a minha mãe, ou outro ano nas linhas laterais, onde, talvez, pudesse cair morto em directo na televisão.
Yoksa abuk subuk mu konuşacaksınız?
Vai directo ao assunto, Sr. Fitzgerald? Ou continuar a divagar?
Hamle formasyonu, ani hücum, birden.
Formação de ataque, passe directo para o centro.
Bırak koşsun. Kırk bir şutu, haydi.
Deixa-o correr. 41 directo, vamos.
Gelismeleri canli aktariyoruz.
Vamos passar ao directo.
Ben Jeff Franklin, olay yerinden bildirdim.
Jeff Franklin, em directo do local.
Sadede gelmeme izin verin.
Vou directo ao assunto.
Sen az önce canlı yayında konserde görüldün.
Mesmo agora apareceste na TV em directo a dar um concerto ao vivo.
Derlemelerden hemen sonra video canlı yayında olacak. Okay?
Os vídeos devem ser lançados em directo logo após a ancoragem.
Koca bir romantik jestle pat diye gidemezsin. Önce temel çalışmaları yapmalısın.
Não vais logo directo para um grande gesto romântico enquanto não fizeres o trabalho de base.
- Sadede geleyim.
- Deixa-me ir directo ao assunto.
Ben bu kadar direkt olmak için üzgünüm.
Desculpa ser tão directo.
Merhaba Ambrose, işten doğruca buraya geldim.
Olá, Ambrose, vim directo do trabalho.
Malibu'da olmadığını anladığı anda buraya gelecek.
Assim que ele descobrir que você não está em Malibu, vem directo para aqui.
KZLA, Halkıngözü Akşam Haberlerindeyiz.
KZLA, com as notícias em directo às 5.
- Mikrofon kazası!
Tens o micro ligado. Em directo.
6. Kanal, Akşam 5 : 00 Haberleri.
Canal Seis, em directo às 5.
KZLA, Halkıngözü Akşam Haberleri. Ben Meghan Miles.
" Para a KZLA, em directo às 5, Notícias Oculares, sou a Meghan Miles.
Bu akşam saat 5'te olana.
Esta noite, em directo às 5.
5 haberlerinde tekrar bana bağlanırsınız.
Posso fazer o directo das 5.
Okul bittiğinde derhal eve geleceksin.
Depois das aulas, vais directo para casa.
Adem elmanı sıkarım, kalbini yumruklarım, boğazına yapışırım.
Um golpe certeiro na maçã de Adão. Soco directo ao coração. Chave de braço malaio.
Doğruca arabaya.
- Directo para o carro.
Siz bütün aksiyonları MAV TV'de göreceksiniz.
Vamos transmitir em directo na MAV TV.
Bu gerizekalı ormanının ortasına doğru ilerledi.
E depois esse idiota foi directo para o meio do mato.
Tamam. 10 : 00'daki mülâkatı zaten kaçırdık doğruca lokantaya gidelim hadi.
Já perdemos a entrevista das dez vamos directo para o restaurante.
Doğruca HQ'a.
- Directo para a Sede.
Ben sana hep açık oldum.
- Sempre fui directo contigo.
Sadede gelelim.
Vamos directo ao assunto.
Bu bir Çin m99 keskin nişancı tüfeğinin canlı görüntüsü.
Isto é em directo de uma espingarda chinesa M99.
Ve sonra da tam omurgasından vurursun.
Então, atiras nele directo à coluna vertebral.
İşten çıkar çıkmaz geldim, umarım güzel bir yemeğin vardır.
Eu vim directo do trabalho, por isso, é bom que tenhas comida.
Konuya gel.
Não te ponhas com divagações. Vai directo à questão.
Buraya niçin geldiğini ne kadar erken söylersen o kadar erken gidebilirsin.
Quanto mais cedo fores directo ao assunto, mais cedo vais embora.
Laf kalabalığı yapmayıp direk konuya geleceğim.
Agora não sou um grande falador e, como tal, vou directo ao ponto.
Direk vuruşunla onu uzak tut.
Mantém-no longe com o directo.
... eğil Direk vuruşuna çalış, tamam mı?
... e vais ao tapete. Trabalha nesse directo, está bem?
Direğini kullan!
Usa o directo!
- Direk.
- Directo.
Direk vur!
Directo!
- Direğini kullan.
- Usa o directo. Usa o directo.
Direğini kullan, direğini!
Usa o directo, o directo!
Bu çok daha düz bir yol.
Há um caminho mais directo.
Los Angeles CBS Haber Merkezi'nden canlı yayınlanan sabah 6 : 00 haberlerine hoş geldiniz!
Em directo do centro de emissões da CBS em Los Angeles. Este é o Noticiário da CBS 2 às seis.
Saat 5 : 00'de ve 5 : 30'da olmak üzere iki tanıtım girsin. Ayrıca başına uyarı yerleştirilmiş bir kopyasını istiyorum.
Quero um directo, uma antevisão às cinco, repetida no intervalo, e quero que a peça comece com um aviso.
KWLA Los Angeles Haber Merkezinden canlı yayınlanan KWLA sabah 6 haberlerine hoş geldiniz!
Em directo do centro de emissões da KWLA em Los Angeles. Este é o Noticiário da KWLA 2 às seis.
Olay yerinden muhabirimiz Ron De La Cruz aktarıyor.
Em directo do local da tragédia, Ron de la Cruz.
Ben Ron De La Cruz. Olay yerinden canlı aktardım.
Sou Ron de la Cruz, em directo do local da tragédia.
Ve şu sıralarda polis, olayla ilgili bir açıklama yapmaya hazırlanıyor. Arkadaşımız Joel Beatty orada bunun için beklemede.
Recebemos a informação de que a polícia se prepara para emitir uma declaração, em directo do local do crime, onde se encontra o Joel Beatty.
Afedersiniz, ama açık ve net bir şekilde bir şey söylemek istiyorum.
Irá desculpar mas também vou ser directo...
- Siz oldukça açık sözlüsünüz.
- Que é que faz? - É muito directo...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]