English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ D ] / Dna

Dna Çeviri Portekizce

9,148 parallel translation
Size Christine Price'ın DNA'sını alacağımı söylemiştim...
Disse-lhe que iria trazer-lhe o ADN da Christine Price...
Etrafımda gezinmeyi bıraktığınız ve saç telini bulup DNA'sını çıkartmama yardım ettiğiniz için çok uzun sürmez.
Já não falta muito tempo, para de me atrapalhar... E deixa-me extrair o ADN deste cabelo.
Kalıntılar DNA alamayacak kadar yanmış. Elimizde sadece bulunan dişleri var.
Os restos mortais estavam demasiado queimados para análise de ADN, por isso, recorremos aos dentes que encontrámos.
Adli DNA kanıtlarından, kesilmiş serçe parmaklarından bahsederim.
Provas forenses com ADN. Posso falar sobre mindinhos decepados.
Sadece DNA sonuçlarının gelmesini bekliyoruz.
Estamos a espera do ADN.
Senin DNA'n hali hazırda sisteme kayıtlı.
E a sua amostra já está no registo.
İyi bir işin var, tatlı birisin ve uzaylı DNA'n sağ olsun yüzünde sivilce çıkmıyor.
Tens um bom trabalho, és bonita, e graças ao teu DNA extraterrestre, não podes ter borbulhas.
DNA'sını kaybettiler, yani o kızıma tecavüz etmedi.
Eles "perderam" o ADN dele, então não foi ele que a raptou.
Bir DNA zinciri.
Uma tira de ADN.
Parçalardaki DNA incelendiğinde aynı kişi tarafından yapıldıkları onaylandı.
O ADN de um dos componentes internos confirmou que ambas as bombas foram feitas pela mesma pessoa.
- Geçtiğimiz altı ay boyunca aradığımız adam olup olmadığını öğrenmek için Orlando'dan DNA örneği almaya çalıştık.
Nos últimos 6 meses tentamos obter uma amostra de ADN do Orlando para confirmar se é o nosso homem.
Kolombiya'daki havaalanının bombalanması davasında DNA eşleşmesi bulmuşsunuz.
Soube da fantástica notícia que combinaste o ADN do antigo caso da bomba no aeroporto com um recente atentado na Colômbia. Isso é...
Senin için DNA araştırması yapacak birinin olması çok güzel.
Tens alguém para analisar ADN para ti.
DNA araştırması yapmak için gereken bütün aletlere sahip laboratuarda çalışan biri.
Alguém com um laboratório com equipamentos de análise de ADN.
Operasyona yetkili olarak atandığımda DNA güneydoğu ofisindeydi Abby.
Abby, o ADN estava no escritório do campo sudeste quando fui designado para a operação.
DNA'sı havaalanı bombacısının DNA'sına uyuyorsa, adamımızı yakalamış olacaktık.
E se o ADN dele combinar com o da bomba do aeroporto, temos o nosso homem.
DNA'yı pezevengi almış.
O chulo tem o que precisamos.
Cüzdanında DNA numunesi vardı.
A amostra de ADN que estava na bolsa dela.
DNA hakkında hiçbir şey bilmiyorum!
O ADN? Não sei nada sobre ADN!
Merhaba, 22 numaralı kuralı bozduğum için özür dilerim Gibbs. Orlando'nun DNA'sını inceledim.
Perdão pela Regra 22, Gibbs, mas terminei a análise do ADN de Orlando e...
Orlando'dan alınan DNA örneği ile ilgili bir eşleşme daha buldum.
Fala. Tenho outra combinação da amostra de ADN do Orlando.
DNA numunesine göre Orlando'yla babası kardeşmiş.
Segundo o ADN, o pai e o Orlando eram irmãos.
Bombanın üstünde DNA'n var.
O seu ADN estava na bomba, colega.
O DNA benim değil!
Seja qual for o ADN que tem, não é o meu!
Birleşik Devletler'in aylardır DNA'mı almaya çalıştığını biliyordum.
Sei há meses que o governo dos Estados Unidos estava a tentar obter uma amostra do meu ADN.
Orlando'nun DNA'sını aldım.
Tenho o ADN do Orlando.
DNA'sı havaalanındaki bombadan alınan DNA ile eşleşmedi.
O ADN não confere com a amostra da bomba do aeroporto.
12 saat önce kendi DNA'sını kullanarak Orlando'ya tuzak kurmaya çalıştı.
Há 12 horas, usou o ADN para tentar incriminar o Orlando.
Luna'yı 1979 yılındaki Metropolitan Havaalanı bombalamasına bağlayan DNA kanıtı bulunduğuna dair söylentiler var.
Há rumores que amostras de ADN ligam o Luna ao atentado de 1979 ao Aeroporto Metropolitano Internacional.
Tıpkı bir damla kanın içinde DNA bilgilerinin bulunması gibi.
Como uma gota de sangue ao carregar ADN.
Adli tabip, kendisi arkadaşım olur. Rebecca'nın tırnaklarının arasında DNA örneği bulduğunu biliyorum.
Sabe, o médico-legista... é meu amigo, e... por acaso, sei que ele encontrou DNA... debaixo das unhas da Rebecca.
DNA'yı bile.
Até com o ADN.
Onlara DNA'ndan bahset Sveta.
Fala sobre o teu ADN, Sveta.
Uzaylı DNA'sına sahibim. Eminim.
Tenho ADN alienígena, de certeza.
Sana özgü bir şey mi yoksa uzaylı DNA'sı sayesinde mi?
É um traço pessoal... Ou consequência do ADN alienígena?
Kendine uzaylı DNA testi mi yapıyorsun?
A testar-se para ver se possui ADN alienígena?
Uzaylı DNA'sına dair bir iz yok.
Ela não tem evidências de ADN alien.
Uzaylı DNA'sı mı var yani?
Estás a dizer que ela tem ADN alien?
Kanına yaptığımız testler, onun uzaylı DNA'sının insanlar gibi karbon bazlı olmadığını gösteriyor. Klor bazlı.
As análises que efectuamos ao sangue dele indicam que o seu DNA extraterrestre não tem uma base de carbono como os humanos, tem uma base de cloro.
Garcia, kanın DNA'sını CODIS'te ara.
Garcia, passa o ADN da amostra de sangue pelo CODIS.
Arabayı ateşe vererek parmak izi ve DNA bulma şansımızı bu şekilde yok edersin.
Queimou o carro para não termos qualquer hipótese de recuperar impressões digitais ou DNA.
Polisler araştırınca dairesinde Pelham'ın DNA'sından başka bir şey bulamayınca sadece haneye tecavüzden tutukladılar.
A Polícia investigou e encontrou DNA do Pelham no apartamento dela, mas, foi só isso, então, tudo aquilo que tinham era invasão de domicílio.
DNA eşleşmesi buldum.
E tenho uma combinação de ADN.
Şans değil, DNA.
- Não foi sorte.
DNA tüpü astarına dikilmiş.
- No porta-malas dele.
Hedefin DNA'sını almışlar mı?
O Tony e o McGee encontraram o chulo.
DNA mı?
Porquê?
DNA ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
ADN! ADN!
DNA'larla işi olacak birine benziyor muyum sence?
Não sei nada sobre ADN.
DNA! Konuşmaya başla.
Está bem, espere aí um momento.
DNA'yı neden aldın?
Porque é que retirou o ADN?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]