Dottie Çeviri Portekizce
351 parallel translation
"Sevkıyat bölümünden Dottie Sprink ile Hukuk'tan Harry evleniyor"... gibi şirket haberleri falan olacak.
Do género : "Dottie Sprink da expedição e Harry Harper do jurídico... " decidiram juntar os trapinhos. "
Bak, Dottie, bir fikrim var.
Tenho uma ideia.
Dottie Brown.
A Dottie Brown.
- Dottie, düğmemi ilikler misin lütfen? - Tabii, canım.
- Dottie, podes apertar-me esta porcaria?
Dottie, biz de Louise de Vilmorin'den bir davet aldık mı?
Dottie, tivemos um convite de Louise de Vilmorin?
- Ona eşyalarımdan uzak durmasını söyler misin, Dottie? - Eşyalarından uzak dur, Alan.
Podes pedir-lhe para largar as minhas coisas, Dottie?
Bu da, Dottie Delmar.
- Charlie Dane.
- Binbaşı Otto Hecht.
Ela é Dottie Del Mar. - O major Otto Hecht.
- Eğer Dottie, Lili Marlene'i söylerse çok güzel olur. - Bu işi biliyorsun, bebek.
Charlie, seria bonito que a Dottie pudesse cantar Lili Marlene para os homens.
Bayan Dottie Delmar.
Dottie Del Mar.
Birkaç tane mayınımız var.
Talvez com umas bombas lapa. Dottie.
İşe, posta siparişiyle başlayabilirim, müzelere satabilirim, Dottie, kapı kapı dolaşıp pazarlayabilir.
Prepararia um catálogo de vendas por correio. Vendê-las aos museus. A Dottie oferecê-las-ia casa a casa.
Neyse, Dottie hakkında konuşmasak daha iyi.
Bem, acho que não devíamos falar da Dottie.
Dottie hâlâ bisikletinle uğraşıyor mu?
Bem. Ainda estás a trabalhar na tua bicicleta?
Evet, Dottie bisikletler konusunda çok hassas.
A Dottie é radical com bicicletas.
Bak Dottie, seni severim.
Escuta Dottie, eu gosto de ti.
Benimle ilgili hiç bilmediğin şeyler var Dottie. Anlamayacağın, anlayamayacağın şeyler. Anlamaman gereken şeyler.
Existem muitas coisas sobre mim que tu não sabes, coisas que não ias entender, coisas que não podes entender, coisas que tu não devias entender.
Ben bir münzeviyim Dottie. Aykırı biriyim.
Eu sou um solitário, Dottie.
Hoşça kal Dottie.
Adeus, Dot.
Dottie, Chuck.
Dottie, Chuck.
Alo Dottie?
Olá, Dottie?
Sana söylemek istediğim bir şey var Dottie.
Tenho que falar contigo sobre uma coisa Dottie.
Söylediğim şeyler, düşündüğüm şeyler değildi Dottie.
Eu não quis dizer o que disse, Dottie. A sério.
Telefonu Dottie'ye ver.
Deixa-me falar com a Dottie!
Dottie... sana söylemek istediğim bir şey var.
Dottie. Quero dizer-te uma coisa.
Yolda gelirken bir şey öğrendim Dottie.
Eu aprendi uma coisa enquanto andava pela estrada.
Dottie, döndüğümde şey yapar mısın...
Dottie, quando eu voltar, queres...
Sana sormak istediğim bir şey daha var Dottie.
Tenho de te pedir outra coisa, Dottie.
Peki, hoşça kal Dottie.
Está bem, adeus Dottie.
- Hayır Dottie, bu çok tehlikeli bir şey.
Não, é muito perigoso!
- Merhaba Dottie.
Olá, Dottie.
Ben bir münzeviyim Dottie.
Eu sou um solitário, Dottie.
Hadi gel Dottie.
Anda, Dottie! Vamos embora!
İzlememe gerek yok Dottie.
Eu não preciso vê-lo, Dottie.
- Teşekkürler, Dottie.
- Obrigado, Dottie.
- Elbette verdim, Dottie.
- Claro que paguei, Dottie.
Buraya otur, dottie-Dostum.
Sente-se aqui, vovózinha.
Dottie, yakala onu!
Dottie, apanha-o!
"Karo Kızı", Dottie Hinson'ı mı?
A "Rainha do Diamante", Dottie Hinson?
Yolla topu!
Força, Dottie!
Tamam Dottie!
Lança-a para fora!
Oraya yolla, Dottie!
Acerta-lhe, Dottie!
Gözünü ayırma, Dottie!
Atenção, Dottie!
Bir vuruşla kazanırız!
Força, Dottie! Acerta e ganhamos!
Başardın, Dottie!
Isso mesmo, Dottie!
" Bu kızımız Dottie.
" Esta é a nossa filha Dottie.
Bu da diğer kızımız, Dottie'nin kardeşi. "
Esta é a nossa outra filha, a irmã da Dottie. "
Dottie, eldivenini al!
Dottie, traz a luva!
Haydi, Dottie.
Vá lá, Dottie.
- İyi geceler, Dottie.
- Boa noite, Dotty.
Biraz soluklanalım Dottie.
Vamos fazer uma pausa, Dottie.