Downey Çeviri Portekizce
239 parallel translation
Reklamlardan sonra, Robert Downey Jr.'la yaptigimiz çok özel röportajimizi yayinlayacagiz. Kendisi, Iron Man filmlerinden ve ayni basaridaki Avengers serisinden kazandigi milyar dolarini katlamakla mesgul. Bizleri, kamera arkasina...
A seguir, uma entrevista exclusiva com Robert Downey, Jr., que está a dar sequência à bilionária série Homem de Ferro, com a igualmente bem-sucedida série Os Vingadores.
Bahçeye girip kamp ateşi yakmanızı istiyorum.
Nick, Downey, Steve, vão para aquele descampado e acendam uma fogueira.
Paul Downey'ye uzun pas.
Um passe para Paul Downey.
! Evet, efendim. Bu geçen Cuma, iki Denizci Kıdemsiz Onbaşı Harold Dawson ve Er Louden Downey Birinci Sınıf Er William Santiago'nun koğuşuna girip, ona saldırmışlar.
Sim, nesta sexta-feira, dois fuzileiros... o cabo Harold Dawson e o soldado Lauden Downey... entraram no quarto do soldado William Santiago e atacaram-no.
Dawson ve Downey'nin ifadelerini alan N.I.S. ajanı Santiago'nun, güvenlik duvarı atışı vakasında Dawson'ın ismini vermesini engellemeye çalıştıklarını öne sürüyor.
O investigador da marinha que ouviu o depoimento dos dois... diz que eles queriam impedir que o Santiago denunciasse o Dawson.
- Dawson ve Downey her ikisi de acemi nöbetçi Denizciler, Santiago ise başarısız olarak biliniyordu.
O Dawson e o Downey são fuzileiros exemplares... e o Santiago era um fracassado.
Dawson ve mangasının bir diğer üyesi olan Bse. Louden Downey, Santiago'nun odasına girmişler onu bağlamışlar, boğazına bir bez parçası sıkıştırmışlar ve bir saat sonra Santiago ölmüş.
O Dawson e outro do seu pelotão, o soldado Lauden Downey... vão ao quarto do Santiago, amarram-no... enfiam-lhe um pano na goela e, uma hora depois, ele morre.
Downey'nin yaşayan en yakın akrabası, teyzesi Ginny Miller.
O parente mais próximo do Downey é a Ginny Miller, uma tia.
Sizinle Onbaşı Dawson ve Er Downey hakkında konuşmak istiyordum.
Quero falar-lhe sobre o Dawson e o Downey.
Dawson, Downey...
Dawson, Downey.
Evet! Dawson ve Downey.
Claro, eu lembro-me.
Efendim, Bse.
Senhor, soldado Lauden Downey, senhor!
Efendim, Bse. Downey direkt kendisine yöneltilen soruları yanıtlayacaktır.
O cabo Downey responderá a qualquer pergunta a ele dirigida.
Er Downey, Santiago'nun ağzına soktuğunuz bez... -... zehirli miydi?
Havia veneno no pano que enfiou na boca do Santiago?
Dawson ve Downey adına, senin yasaları beysbolden daha iyi becerdiğini umalım.
Tomara que sejas melhor no tribunal do que com o taco.
Maalesef, Dawson ve Downey için, beysbol oynamaktan daha iyisini yapmam.
Não há nada em que seja melhor do que com o taco.
Bu arada, Downey'ye istediği karikatür kitaplarını getirdim.
Trouxe uma banda desenhada que o Downey pediu.
- Downey'nin yaşayan en yakın akrabasından.
Do parente mais próximo do Downey.
Teşekkür ederim, efendim. Daniel Kaffee. Dawson ve Downey'nin avukatıyım.
Sou o advogado do Dawson e do Downey.
Louden Downey'nin avukatıyım.
Sou a advogada do Downey.
Bu Jo Galloway, Downey'nin avukatı.
Joanne Galloway, a advogada do Downey.
Kendrick, Santiago'ya dokunulmayacağını o adamlara bilhassa söyledi. Ondan sonra da Downey ve Dawson'ın odasına gidip Kırmızı Kod uygulamalarını bilhassa söyledi. Bu doğru.
O Kendrick ordenou-lhes que não tocassem no Santiago.
Biliyorsun Downey sana tapıyor.
Sabe... O Downey idolatra-o.
Dawson ve Downey yarın mahkemeye çıkacaklar ama başka bir avukatla.
Eles vão ser defendidos, só que por outro advogado!
Davacı Birleşik Devletler, davalı Kıdemsiz Onbaşı Harold W. Dawson ve Birinci Sınıf Er Louden Downey.
EUA contra o cabo Dawson e o soldado Downey.
Sam, bir çift masa lambası al. Ön tıbbi rapora ihtiyacım var. Jo ;
Sam, traz lâmpadas de mesa e as fichas médicas... e de conduta e eficiência do Dawson, Downey e Santiago.
Dawson ve Downey'nin yasadışı bir emir olduğunu bildiklerini mi düşünüyorsun?
Achas que eles sabiam isso?
Size az önce anlattığım hikaye Kıdemsiz Onbaşı Dawson'dan dinleyeceğiniz hikayenin tıpatıp aynısıdır ve Er Downey'den dinleyeceğiniz hikayenin tıpatıp aynısıdır.
A história que contei é a mesma que vão ouvir do cabo Dawson... e que vão ouvir do soldado Downey.
Ve sona geldiğimizde, dünyadaki hiçbir sihir Willie Santiago'nun öldüğü ve onu Dawson ile Downey'nin öldürdüğü gerçeğini dikkatinizden kaçıramayacaktır.
E, no final... nem toda a magia do mundo poderá encobrir o facto... de que o Willy Santiago está morto e o Dawson e o Downey mataram-no.
Dawson ile Downey o gece Santiago'nun odasına girdiklerinde bunun sebebi intikam veya kin değildi. Sebebi ne öldürmek veya zarar vermek, ne de Cuma gecesinde eğlence arayışları değildi. Sebebi girme emri almalarıydı.
O Dawson e o Downey não o fizeram por vingança ou ódio... nem para matar ou ferir, nem para se divertirem na sexta à noite, mas porque receberam ordens.
Harold Dawson ve Louden Downey bugün karşınızda oturuyorlar çünkü onlar işlerini yaptı.
Eles estão aqui hoje porque cumpriram o seu dever.
- Dawson ve Downey kızgın mıydı?
- O Dawson e o Downey?
Onbaşı Hammaker, Dawson ve Downey'nin koğuşunda mıydın bu toplantıdan beş dakika sonra?
Você estava no quarto dos dois, 5 minutos depois?
Savunma makamı tüm 22 tanığın vereceği ifadenin esas itibariyle Onbaşı Hammaker'ınki gibi olacağını kabul etmek istiyor eğer iddia makamı onlardan hiçbirinin 6 Eylül günü 16 : 20'de Dawson ve Downey'nin odasında olmadığını kabul etmek isterse.
A defesa aceita que todos dirão o mesmo que Hammaker... se o governo aceitar que nenhum deles... estava no quarto do Dawson e Downey às 16 : 20 daquele dia.
Onları inandırdığını görüyorum ve bence Dawson ve Downey sonunda hayatlarını sana borçlu olacaklar.
Acho que o Dawson e o Downey vão-lhe dever as vidas.
Downey üzerinde konsantre olun.
Concentre-se no Downey.
Teğmen Kendrick, Kıdemsiz Onbaşı Dawson ve Er Downey'ye Willie Santiago'ya Kırmızı Kod uygulamalarını emrettiniz mi?
Tenente Kendrick, deu ordem para que o Dawson e o Downey... dessem um "código vermelho" ao Santiago?
Bununla Downey'nin ifadesinin gerçekten yeterli olması gerek.
Isso, com o testemunho do Downey, chega.
Er Downey, 6 Eylül gecesi neden Santiago'nun odasına girdiniz?
Porque entrou no quarto do Santiago naquela noite?
Biliyorsun, Downey'ye göre bu Kendrick tarafından verilmiş bir emirdi. Esas kaynaktan duymamış olması sorun değil. İkisi arasında ayırım yapmaz.
No que diz respeito ao Downey, a ordem viera do Kendrick... ele não faz a distinção entre o Kendrick e o Dawson.
Biz de tam Sam ile, tüm yapmamız gerekenin gizli emirlerden söz edecek birkaç tanığı çağırmamız olduğunu konuşuyorduk. Dawson'a geçmeden önce, belki Downey'yi tekrar kürsüye çıkarabiliriz.
O Sam e eu falávamos sobre chamar algumas testemunhas... que falem de ordens implícitas e fazer o Downey depor de novo.
Downey odasında değildi.
O Downey não estava no quarto.
Louden Downey bugün bir duruşma avukatına ihtiyaç duydu.
O Downey precisava de um advogado calejado hoje!
Dawson ve Downey'nin yerinde olsaydım ve bu davada temsil etmesi için seninle baban arasında bir tercih yapsaydım haftanın yedi günü ve Pazarları iki kez seni seçerdim.
Se eu fosse o Dawson e tivesse de escolher entre ti e o teu pai... ainda assim, escolhia-te a ti.
Ama mesele şu ve gerçekten bundan kurtulmanın bir yolu yok. Ne Lyle Kaffee, ne de Sam Weinberg, Birleşik Devletler v. Dawson ve Downey davasında savunmanın baş avukatı değiller.
Mas não há como negar que nem o Lionel Kaffee, nem o Sam Weinberg... são advogados de defesa no caso de Dawson e Downey.
Dawson ve Downey'nin ayın altısının gecesi tutuklanmalarından sonra Santiago'nun odasına giriş-çıkış yasaklandı ve içerideki envanterler sayıldı.
Após a prisão do Dawson e Downey no dia 6... o quarto do Santiago foi selado, e os seus pertences, inventariados.
Kıdemsiz Onbaşı Dawson ve Birinci Sınıf Er Downey. Adam öldürme suçundan, mahkeme üyeleri sanıkları suçsuz buldu.
Cabo Dawson e soldado Downey pela acusação de assassinato, o júri considera os réus... inocentes.
Bizi Downey'den çıkarıyorum.
Vou nos tirar de Downey.
İkimizi bu Downey şehrinden kurtaracağım, bebeğim.
Vou tirar a gente de Downey, querida.
Downey'den gidiyoruz.
Saindo de Downey
- Dawson ve Downey.
- Dawson e Downey.