Düne Çeviri Portekizce
306 parallel translation
Bernstein, düne kadar Chronicle'da olup şimdi Inquirer'de çalışan bütün bu adamlar.
Não, não, não! Bernstein, esses homens que estavam no "Chronicle" até ontem...
Daha düne kadar 50'den az arkadaşın olmazdı burada.
Até ontem, nunca recebemos menos que 5O dos seus amigos juntos.
Düne "geçmiş" mi diyorsun?
Chamas passado a ontem?
Burada da kayboldu. Düne kadar...
E perdi-o aqui.
Hiç suyu kalmamış durumda. Düne kadar çok kötü değilmiş.
Tinha alguma água, pelo que de início não deve ter sido mau.
Düne göre, bugün de yarındı.
Isto foi amanhã uma vez.
Düne kadar sapasağlamdı, bugünse ölü...
Hoje uma boa noticia, amanhã uma má...
Düne kadar neden kaçıp durduğunu anlıyorum Antoine.
Percebo porque fugiste, Antoine. Até amanhã.
Ben de düne kadar öyle sanıyordum.
Eu também pensava, até ontem.
Düne kadar bir kumaş mağazası için kurtarma aracı şoförüydüm.
Até ontem eu conduzia uma empilhadora num armazém
Biz, aşağıda imzası bulunanlar, düne, 1561 yılının yedinci gününe kadar kendimizi sizin kulunuz ve hizmetçiniz olarak gördük.
Nós, abaixo assinados, até ontem... o sétimo dia do ano do Senhor de 1561... éramos seus súbditos leais.
Düne kadar durum iyi dengelenmişti.
Até ontem, a situação estava equilibrada.
Düne kadar kazanabilecek durumdaysa, hala kazanabilir.
Se podia ganhar antes de hoje, então vencerá na mesma.
Düne kadar dostlarımı öldürmeye başlamamıştın.
- Mataram os meus amigos!
Daha düne kadar komadaydı.
Esteve em coma até ontem.
Düne yol alabilir miyiz?
Poderíamos viajar para o passado?
Burası Doğu Houston, ldaho. Düne kadar, diğerleri gibi unutulmuş... önemsiz bir Amerikan kasabasıydı burası.
Falamos de East Houston, Idaho, até ontem apenas mais uma cidade do interior, que o interior da América esquecera.
Düne dönüyorum
E recordar o passado
Daha düne kadar beni seviyordun ve bizi seviyordun.
Até ontem, amavas-me e querias que ficássemos juntos.
Düne kadar hep balığa çıkmaktan söz ediyordu.
Até ontem, só falava em ir pescar.
Önce sizi düne götüreyim.
Manter-te actualizado com os resultados desportivos. - Jornal. - Eventos sociais.
Kaçta başladığını düne kadar ben de bilmiyordum.
Ontem, ainda não sabia a que hora íamos para o ar.
Düne kadar böyle şeylerle ilgilenmezdin.
Ontem, essas coisas não te incomodavam.
- Düne kadar 20 yaşındaydım.
Ontem foi há 20 anos...
Nereden çıkmış bu otobüs? Daha düne kadar yoktu.
Estranha camioneta, ontem nem sequer existia.
Daha düne kadar lanet olası golf kulübü üyeliğinin hangimizde kalacağının münakaşasını yapıyorduk.
Ontem, andávamos à luta para ver quem é que continuava sócio do golfe.
Esperanza'nın görevinden bu sene başlarında alınmış olmasına rağmen, suçlunun iadesi yönündeki anlaşma daha düne kadar gerçekleşmemişti.
Apesar de Esperanza tersido afastado de seuposto, o acordo para extraditá-lo só foialcançado ontem.
En azından düne kadar öyleydi.
Pelo menos voava até ontem.
Düne kadar Thapar'ın oğluydum, iyidim.
Até ontem quando eu era o filho do Thapar tinha a tua aprovação.
Şimdiye dek ona hep kötü davrandım, ama düne kadar onu ne kadar sevdiğimi fark etmemiştim.
Sei que a tratei sempre como a maninha, mas até ontem não sabia o quanto ela significava para mim.
- Düne kadar.
- Até ontem.
Hayatında duyduğu en aptalca şey olduğunu söyledi. Düne kadar altına bez bağlayan bir burjuva yavrusuyla konuşamazmış.
Ele disse que era a coisa mais idiota que alguma vez tinha ouvido e que não fazia tensão de responder a uma menina burguesa que ainda mal tinha deixado as fraldas.
Düne kadar, başkaları için suikast hazırlardım. Lâkin bugün seni öldürmek için adım attım.
Até ontem eu era contratado para matar outras pessoas, mas hoje, eu contrato-me a mim próprio para te destruir!
Düne kadar duymamıştım.
Ah, ouviu falar de mim.
Çünkü bilmelisin ki, sevgili şeytan bu perişan ülkenin kralı koca Jüpiter'ken düne dek şimdi bir, şimdi bir baba hindi.
Pois sabe, meu caro que o reino ora dissolvido... era do próprio Jove, e agora aqui governa um pavão!
Düne ait.
Para ontem.
Düne kadar Blue Bay Lisesinde rehber öğretmenlik yapıyordum.
Eu era, até ontem, o conselheiro académico na secundária de Blue Bay.
Daha düne kadar cevrede benimle birlikte görünmek istemiyordun.
Até ontem, não querias de ser vista comigo.
Ta ki düne, Goa'uld yörüngeden herbir büyük kenti ele geçirip nüfusu köleleştirene kadar.
Isto é, até ontem, quando vieram os goa'uid e tomaram todas as grandes cidades em órbita e escravizaram o povo.
Bu yaz, daha düne kadar o grup manyağıyla Penny'yle yatıyordun.
Dormiste com a Penny, aquela fã desde o Verão passado.
Düne kadar durum kötüydü.
Eu até ontem fui má rês.
Daha düne kadar Apu bekârdı.
Ainda ontem, o Apu era um solteirão.
- Randevu? Randevu olduğunu düne kadar bilmiyordum, külotu alana dek.
- Mas não foste o melhor aluno, pois não?
Düne kadar Morton Bay Sokağındaki pembe evde yaşayan kişi. Ama bu kadın hayali bir yaratık değil, Mulder.
Que vivia, até ontem, numa casa cor-de-rosa na Rua Morton Bay, mas não é nenhuma manifestação, ela é real.
Düne kadar bir şey ifade etmiyordu. Ama dün bir şey hatırladım.
Nunca significou nada, até ontem, quando me fez lembrar uma coisa.
Aslında düne kadar, rahibelik eğitimi alıyordum.
Até ontem estava a estudar para freira.
Düne kadar hiç şikâyetin yoktu.
Você nunca se queixou.
Ama sen onun, ordudan ayrılışından düne kadar geçen süre içinde var olduğunu bile kanıtlayamıyorsun.
Desde a altura em que deixou o Exército até ontem.
Sana şu kadarını söyleyeyim, o zenci saatini düne ayarlamış, adi puşt şimdiden geç kaldı.
Sai daqui! Vai ter com o Lenny.
Taa ki düne kadar.
Até ontem.
Çünkü düne kadar bunun sürekli olduğunu bilmiyordu.
Ouço uma televisão.