English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / Ecklie

Ecklie Çeviri Portekizce

157 parallel translation
- Sana bir nasihat. Biraz daha Ecklie gibi olmaya çalışsana.
Somente uma idéia, podia tentar trabalhar como o Ecklie.
Conrad Ecklie hakkında pek çok şey söyleyebilirim.
Posso falar muito sobre o Ecklie. Mas tenho que trabalhar.
- Bay Ecklie.
Sr. Ecklie.
Koridorlarda duyduğuna inanırsan, Ecklie çözmüş.
- Bem... se acreditar no que ouvi, foi Ecklie.
Onları Ecklie'ye verdim.
Entreguei ao Ecklie.
Ecklie! Her şeyi hemen istiyorum.
Ecklie... quero tudo, imediatamente.
O yüzden senden istiyorum. Warrick temiz çıkarsa Ecklie beni adam kayırmakla suçlayamaz.
É por isso que quero que trates disso para que o Ecklie não me possa acusar de favoritismo se se descobrir que o Warrick está limpo.
- Ve Ecklie şu anda onun evinde.
E o Ecklie está em casa dela agora?
Ecklie bu işi bırakmaz.
O Ecklie não te vai largar.
- Belki de Ecklie'ye gidip dün gece orada olduğumu söyleyeyim de bitsin.
Talvez devesse ir ter com o Ecklie e dizer-lhe que estive lá.
Ecklie'yle sen anlaşamıyorsunuz. Bana bırak.
- Eu trato do assunto.
Yanılmıyorsam, bu, Ecklie'nin vakası.
A não ser que esteja enganado, este caso é do Ecklie.
Ecklie cinayet silahını bulmuş mu?
- O Ecklie achou a arma do crime?
- Ne oldu Ecklie?
- Que se passa, Ecklie?
Senin için kendimi riske atıyorum Nick. Ecklie'nin üstüne gitme.
Estou a arriscar-me por ti, não dificultes as coisas com o Ecklie.
Ecklie, sen gündüzcüsün.
Boa... O Ecklie é do turno de dia.
O kundakçılıktaki Olay Yeri İnceleme uzmanı Ecklie'ydi.
Espera. O Ecklie cuidou do caso do incêndio.
Ecklie'nin raporunu okudum.
Li o relatório do Ecklie.
Ecklie'nin rekor hızda dosyalanan raporuna göre,.. ... yangının çıkış noktası dolapmış.
Pelo relatório do Ecklie, feito em tempo recorde... o fogo teve origem no armário.
Bu da Ecklie'nin yanıcı madde kullanımı konusunda bulduklarını doğruluyor.
Confirma a questão do uso de acelerador.
- Yani Ecklie'nin bulduğu benzin somut kanıtlara dayanmıyordu. Damon'ın kredi kartı dökümünü görünce bu sonuca vardı.
- A conclusão do Ecklie... não se baseou em evidência física, mas no recibo do cartão de crédito.
Sağ ol Ecklie.
Obrigado, Ecklie.
O yüzden senden istiyorum. Warrick temiz çıkarsa Ecklie beni adam kayırmakla suçlayamaz.
Por isso te peço a ti, para que o Ecklie não me acuse de favoritismo.
Eclie'ninkini yapabileceğimden eminim.
E o do Ecklie então...
- Evet, biliyorum. Toparlamazsam, olayı Ecklie'ye verecekmiş.
E se eu não entrar na linha, põe o Ecklie á frente do caso?
Ama esprilerine vaktim yok. Ecklie'nin cinayetleri var. Warrick haneye tecavüz olayının çok önemli olduğunu söyledi.
O Ecklie tem um homicídio múltiplo, o Warrick diz que a invasão de domicilio é a minha prioridade e ainda tenho de apoiar a Catherine num caso de violação sem suspeitos.
Ecklie 15 yıl önce bıçağın burasından kan örneği almış.
Foi daqui que o Ecklie recolheu a amostra de sangue da faca há 15 anos.
Herhâlde Ecklie de o yüzden belirgin olandan örnek almıştır.
E provavelmente devido a isso o Ecklie analisou a amostra maior.
Ecklie'nin cinayet silahından aldığı kanı kontrol ettin mi?
Foi ver o sangue que o Ecklie recolheu da arma do crime?
Ecklie seni yıpratmak istiyor.
- O Ecklie deve estar radiante.
Ecklie.
O Ecklie.
Ben Conrad Ecklie'ye inanırım.
Acredito em Conrad Ecklie.
Conrad Ecklie hakkında ne söyleyebilirim ki?
"O que posso dizer sobre, Conrad Ecklie?"
Sen Ecklie'yle çalışıyordun.
Trabalhas para o Ecklie.
Ecklie'nin sağ kolu.
A mão direita do Ecklie.
Pekala, bu yemeğin izi burda bir yerde yok, ayrıca and Ecklie hep senin tuhaf bir mizah anlayışın olduğuğunu söylerdi, yani bu bir espriydi.
Bem, não há vestígios dessa refeição por aqui, e o Ecklie sempre disse que tinhas um estranho sentido de humor portanto isso faria disto uma piada.
Sakın unutma, Gil, o Ecklie'nin ekibindeydi.
Lembra-te apenas, Gil, que ela está na equipa do Ecklie.
Hızlı olan Ecklie.
O Ecklie é que corre depressa.
Ecklie emniyet müdürüyle görüşmüş.
O Ecklie usou a linha directa para o xerife.
Objektif görünmek için, Ecklie Sofia'nın tavsiyelerini dinleyecektir.
de modo a parecer objectivo... o Ecklie vai seguir as recomendações da Sofia.
Asıl sorunsa, Sofia da gündüz vardiyası şefliğine oynuyor, bu yüzden Ecklie'nin onay vermesine ihtiyacı var.
O problema é que ela é a supervisora interina dos dias... e precisa que o Ecklie assine para manter o cargo.
Ve sende onun Ecklie'nin istediği gibi bir rapor vereceğini söylüyorsun.
E tu achas que ela vai assinar o que o Ecklie quiser.
Bunu Ecklie'ye söylediğimde canı çok sıkıldı.
O Ecklie ficou tão fulo quando lhe contei destes cabelos.
- Ecklie'ye mi söyledin?
- Disseste ao Ecklie?
Ecklie, biliyorsun oldukça meşgulüm.
Ecklie, estou muito ocupado...
Bu seni ilgilendirmez, Ecklie.
Isso não é da tua conta, Ecklie.
Bakın, Ecklie'nin vücüdunda bilim adamı genleri yok.
Olhem, o Ecklie não tem um único osso científico no corpo.
Ne yani, yine Ecklie'yi ektin mi?
Que foi, irritaste outra vez o Ecklie?
Ecklie mi?
Ecklie.
Ecklie'yle ben konuşurum.
- Eu falo com o Ecklie. - Péssima ideia.
Bu, Ecklie'nin Mercedes'i mi?
É o Mercedes do Ecklie?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]