Eldivenler Çeviri Portekizce
374 parallel translation
- Kremalı lastik eldivenler.
- Luvas de borracha e leite.
- Lastik eldivenler.
- Luvas de borracha.
Eldivenler mendil el çantası...
Luvas... lenço... e bolsa.
Bu mendil, eldivenler?
Este lenço e luvas?
- Çok teşekkürler. - Eldivenler için sağ ol baba.
Obrigada pelas luvas, papá.
Ne zevkli eldivenler!
Que luvas incríveis!
Parlak bakır güğümler Sıcak yün eldivenler
Chaleiras de cobre a brilhar E luvas de lã quentinhas
Parlak bakır güğümler Sıcak yün eldivenler
Chaleiras de cobre brilhando E luvas quentinhas
Sıcak yün eldivenler
E luvas quentinhas
Ah Millie, makineler ve eldivenler ya siyah olmalı, ya da beyaz.
Oh Millie, máquinas como o amor deveriam ser brancas ou pretas.
Kızların beyaz eldivenler ve pahalı deri ayakkabılar giymişti ve senin ihtiyarlamaya başlamış karın ve onun aşırı kısa elbisesi...
Vi as tuas filhas com luvas brancas e com sapatos de couro e a tua mulher envelhecida dentro de um ridículo vestido.
Son görüldüğünde üzerinde krem rengi pantolon açık mavi gömlek, kahverengi ceket ve koyu eldivenler vardı. Büyük bir ihtimal içinde 30-06 tipi bir tüfek olan kahverengi bir bavul taşıyordu. Aranmakta...
Vestia calças brancas camisa azul clara, casaco ou camisola castanha, luvas escuras e leva uma mala clara que podia conter uma 30. 06.
Son görüldüğünde, kahverengi bir pantolon mavi bir gömlek, kahverengi bir ceket, koyu eldivenler giyiyordu. Kahverengi bir valiz taşıyordu bir olasılıkla 30-06 bir bir tüfeği olmalı. Aranmaktadır...
Vestia calças brancas, camisa azul clara, casaco ou camisola castanha, luvas escuras e leva uma mala clara que podia conter uma arma 30-06.
Eldivenler..... ev işleri için çok önemlidir.
Para as tarefas domésticas, as luvas são fundamentais.
Sessizdi. Ellerinde beyaz eldivenler vardı.
Ele estava calado, mas... ele usava luvas brancas
Eldivenler nerede?
Onde estão as luvas?
Evet.Kış kış, kar, kömür sobaları ve ıslak eldivenler gibi kokardı.
Sim. O Inverno... o Inverno cheirava a neve, fornos a carvão e luvas molhadas.
Sihirli Eldivenler'den konuşmaya başladılar.
começaram a falar do Luvas Mágicas.
Lastik eldivenler hakkında bir şey söylememiştin seni kalın kafalı osuruk.
Não mencionaste as luvas de borracha, seu parvalhão.
- Bu eldivenler güzeldir.
- Essas luvas são boas.
O zaman yeni eldivenler giy, ve onu başka bir torbaya koy.
Calças outras luvas para o meter noutro saco.
Süveterler, eldivenler.
Suéteres, luvas.
Sanırım modern eldivenler çok fazla büyük.
Acho que é por as luvas modernas serem demasiado grandes.
Eldivenler çıktı, artık sert oynuyorum.
É gato escondido com o rabo de fora.
Fenton'da ki kız arkadaşımla derileri tabaklıyoruz Kürklerinden paltolar, eldivenler ve küçük hayvanlar yapmaya çalışıyoruz.
Tenho uma amiga em Fenton, tratamos as peles e tentamos fazer casacos, luvas e animais em pele.
Pekâlâ, eldivenler çıktı artık.
Bem, as luvas já estão postas.
Ama eldivenler çıktı artık!
Mas as luvas estão postas.
Plastik eldivenler, tabii ki.
A Luvas de Borracha, se lembro.
Ellerinde siyah lastik eldivenler olan uzaylılarla ilgili fikirler, Noel'e olan güvenin yitirilmesine yol açtı.
Os pensamentos que eram controlados pelos extraterrestres com luvas pretas, destruíam o Natal.
Böylece kimse beni tanımayacak. Ve eldivenler.
- Eu quero que tu crie um capuz que cobrir a tipo de modo nenhum uma vai saber quem eu sou.
Top oynar gibi bir halin yok. Ama hoş eldivenler.
Não parece que jogues, mas hei, tens umas luvas fixes.
- Güzel eldivenler.
- Belas luvas.
Şurada eldivenler var. Her yer resim.
Temos aqui luvas, fotografias por todo o lado.
Şu üzerindekilere bak. ağır eldivenler, bilek ağırlıkları, bu güzel, ve- -
Olhem só para esses pesos de mãos, pesos de tornozelos e...
Albert, üzerime alınmıyorum! Ya eldivenler ve barut testi sonuçları?
- E quanto às luvas, os testes de pó?
Takım elbise, beyaz eldivenler ve rugan ayakkabılarıyla balık tutuyordu.
De fato e gravata, luvas brancas e sapatos de cabedal.
Bu eldivenler tuvalet fırçamla beraber beleşe geldi.
Estas luvas vieram com o piaçaba.
İkinci lig Altın Eldivenler, ta ki bileğini kırana kadar.
2 anos, luvas de ouro da segunda divisão, até ele partir o pulso.
O eldivenler de nesi, nesin sen, cerrah mı?
É um cirurgião com estas luvas?
- Artık eldivenler çıktı, demiştin.
- Mandaste atacar.
- Bütün teklifler ve eldivenler.
- Todas as propostas e luvas.
Eldivenler için beni ölçerken, ne hayal kurduğumu ve... ebeveynlerimi sevişirken görüp görmediğimi sordu.
Para fazer as luvas, perguntou-me o que eu sonho... se alguma vez vi os meus pais fazerem amor, se me batiam...
- Eldivenler mi, efendim?
- Limpar, senhor?
# Kapı zilleri ve kızak zilleri Ve bir şey bir şey eldivenler # # La la la bir şey bir şey Ve dizilmiş şehriyeler #
"Sinos de portas e sinetas e alguma coisa com inhos... lá lá lá alguma coisa e cenas com corda"
Eldivenler için özür dilerim.
Desculpe as luvas de borracha.
Yedi buçukluk eldivenler.
- Luvas de sete e meio.
Ne bileyim, kesik eldivenler hoştur.
As luvas são "bonitas."
Anahtarlar, eldivenler, atkı.
Das chaves, das luvas, do cachecol.
Bu eldivenler onun ama...
São as suas luvas, mas...
Eldivenler!
Luvas!
- Eldivenler?
- E as luvas?