English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / Elinor

Elinor Çeviri Portekizce

94 parallel translation
Buna tahammül edemem Elinor.
Näo posso admiti-Io, Elinor.
- Elinor bile bu kirayı kabul eder.
- Até a Elinor deve aprovar a renda.
Sanırım Edward ve Elinor bir bağ kurdu.
Creio que Edward e Elinor criaram afecto um pelo outro.
Elinor senin gibi hissetmiyor.
A Elinor näo tem a tua sensibilidade.
- Onu özlüyor olmalısın Elinor.
- Deves sentir a falta dele, Elinor.
- Elinor da öyle derdi.
- Parece dito pela Elinor.
Ah, Elinor, bu Willoughby.
Oh, Elinor, é o Willoughby.
Çiçeği solacak ve Elinor gibi evde kalacak.
Perderá a beleza da juventude e acabará solteirona como Elinor.
Elinor iyi.
A Elinor está bem.
Elinor, kalbin nerede senin?
Elinor, onde tens o coraçâo?
- Elinor nerede?
- Onde está a Elinor?
Daha sonra Happy Days'den Erin Moran ve Prenses Elinor Donahue...
A seguir vem a Erin Moran do "Happy Days"'e a Princesa Elinor Donahue...
Evet, bu bir Elinor Hoyt Wylie şiiri.
É de um poema de Eleanor Hoyt Wylie.
- Merhaba, Elinor. Roddy.
Olá, Elinor, Roddy...
- Elinor?
Elinor!
Almanya'dan döndüğü için çok memnunum, Elinor.
Fiquei bastante contente com o regresso dela da Alemanha.
Merhaba, Elinor.
Olá, Elinor.
- Elinor'a mı?
A Elinor?
Bu mektubu yazanın, Elinor Carlisle'in çıkarlarını korumayı düşündüğüne de bir an inanmadım.
E não acredito que o autor disto esteja a zelar pelos interesses da Elinor Carlisle.
Tabii, bunu Elinor Carlisle'in kendisi yazmadıysa.
A não ser, claro, que tenha sido a Elinor Carlisle a escrever isto.
- Elinor Carlisle, bu Hercule Poirot.
Elinor Carlisle, apresento-lhe o Hercule Poirot.
Elinor, Hemşire Hopkins bu gece burada kalabilirmiş. Nöbeti hemşire O'Brian'dan devralabilir.
Elinor, a enfermeira Hopkins não se importa de cá ficar a substituir a enfermeira O'Brien.
Çok üzgünüm, Elinor.
Lamento imenso, Elinor.
Teyzeniz herhangi bir bağışta bulunmadan vasiyetname yazmadan ve ticari faaliyeti olmadan öldüğüne göre bu ev de dahil olmak üzere her şey en yakın akrabasına kalıyor. Yani gayet tabii ki, yeğeni olan size, Elinor Carlisle.
Como a sua tia morreu sem deixar qualquer doação, testamento, acordo ou fideicomissos, fica tudo, incluindo esta casa, para o parente mais próximo, que, claro está, é a senhora, a sua sobrinha, Elinor Carlisle.
Hayır, Elinor. Her şeyi almalısın.
Acho que devias ficar com tudo.
Elinor Carlisle'ın cinayetle suçlandığını mı? Evet.
Que a Elinor Carlisle foi acusada de homicídio?
Elinor Carlisle'ın da ifade ettiği gibi Mary Gerrard somonluyu seviyordu.
E a preferida da Mary Carlisle, como a Elinor Carlisle afirmou, era a de salmão.
Elinor Carlisle'ın, Mary Gerrard'ın dönecek olmasından endişelendiğini varsayalım. Kızın güzelliğinden çok söz ediliyordu ve nişanlısı ile Mary'nin geçmişte çok yakın olduklarını biliyordu.
Suponhamos que a Elinor Carlisle estava inquieta com o regresso da Mary Gerrard, pois falou-se muito da beleza dela e ela sabe que o seu noivo e a Mary foram muito amigos no passado.
Onun için Elinor Carlisle, imzasız bir mektup yazarak nişanlısını Mary'ye düşman etmeyi umut etmiş olabilir.
Então, é a própria Elinor Carlisle quem escreve a carta na esperança de o voltar contra a Mary.
Elinor Carlisle'a karşı nasıl kanıt toplarsın?
Como foi capaz de instituir um caso contra a Elinor Carlisle?
Çünkü doğru söylüyorsan, Elinor Carlisle'ın durumu şu an daha önce düşündüğümden çok daha kötü.
Pois caso tenha razão, o resultado para a Elinor Carlisle vai ser pior do que o que eu imaginava.
Elinor'a yardımcı olacaksa, Poirot. İstediğin her şeyi sorabilirsin.
Muito bem, se isso ajudar a Elinor, pergunte o que quiser.
Doğru, geri dönmüştüm. Ama Elinor'un bilmesini istemedim.
Sim, é verdade que voltei, mas não queria que a Elinor soubesse.
Elinor'un yaptığını düşünmüyor musunuz?
E acha que a Elinor não é culpada?
Hayır, tabii ki değil. Elinor'u karıştırmaları, bu olayı çok daha trajik yapıyor.
O facto de terem arrastado a Elinor para o meio disto só aumenta a tragédia.
Mirası Elinor Carlisle'a kalacak olan Bayan Welman morfinle öldürüldü.
A Sra. Welman, cujo dinheiro passou para a Elinor Carlisle, foi assassinada com morfina.
Elinor Carlisle'la nişanlısının arasına giren Mary Gerrard morfinle öldürüldü.
A Mary Gerrard, que se atravessou entre a Elinor Carlisle e o seu noivo, foi assassinada com morfina.
Elinor Carlisle, buradan daha önce tutuklu bulunduğunuz cezaevine oradan da infaz yerine götürülerek, ölünceye dek boynunuzdan asılı kalacaksınız.
Elinor Carlisle, declaro que seja levada daqui para a prisão onde já esteve detida e dai para o local da execução onde será enforcada pelo pescoço até morrer.
Siz veya bir başkası, Elinor Carlisle'ın, Mary Gerrard'ı da davet edeceğini ve Mary'nin de somon ezmesini sevdiğini kolayca tahmin edebilirdi.
Não é difícil imaginar que o senhor ou outra pessoa soubessem que a Elinor Carlisle pretendia convidar a Mary Gerrard para aqui vir e que o paté preferido da Mary era o de salmão.
Yani, sandviçleri zehirleyen Elinor Carlisle değil mi?
Então não foi a Elinor Carlisle que envenenou as sanduíches?
Elinor Carlisle için korktuğunuzdan mı?
Foi por temer pela segurança da Elinor Carlisle?
Mirası Elinor Carlisle'ın almasının tek nedeni Bayan Welman'ın..... en yakın akrabası olmasıydı.
A Elinor Carlisle herdou o dinheiro só por ser a parente mais próxima.
Bayan Welman'ın ölümünden, Bayan Carlisle'dan başka biri yararlanacaktı.
Que alguém para além da Elinor Carlisle beneficia da morte dela.
Amacı, Mary Gerrard'la, Elinor Carlisle arasına güvensizlik sokmaktı.
criada para gerar desconfiança entre a Mary e a Elinor.
Daha sonra Bayan Carlisle sizi lavabonun başında kustuktan hemen sonra gördü. Kolunuzda da bir iğne izi vardı.
Pouco depois, a Elinor Carlisle descobre a marca da agulha no seu braço, enquanto você havia estado debruçada em agonia sobre aquela bacia.
Elinor...
Elinor.
Jüri üyesi beyler.
Excelentíssimos jurados, apresentámos provas extensas e evidentes de que Elinor Carlisle, aqui presente ante vós,
Sizlere, pek çok açık seçik kanıt sunarak önünüzde bulunan Elinor Carlisle'ın korkunç bir katil olup en küçük bir pişmanlık duygusu hissetmediğini gösterdik.
é a perversa autora de um assassínio múltiplo que não mostra o mínimo sinal de remorsos.
Elinor?
Elinor?
- Elinor.
Elinor...
Elinor ne dedi?
O que disse a Elinor?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]