English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / Emt

Emt Çeviri Portekizce

57 parallel translation
Buraya hemen bir EMT istiyorum.
Preciso de um médico com urgência.
Araç 39 EMT istiyor.
Carro 39, enviem um paramédico.
Yerel kanun güçleri ve EMT birimleri iki saattir bölgede, ancak ilk raporlara göre yolcu manifestosunda bulunan 134 yolcu ve uçuş mürettebatından yaşayan birine henüz ulaşılamamış.
As autoridades locais e o apoio médico chegaram ao local há pouco menos de 2h, mas os relatos iniciais indicam que não há sobreviventes entre os 134 passageiros e tripulação que constam do manifesto.
Çok daha kötü de olabilirmiş.
O EMT disse que era pra ele estar bem pior.
- EMT'de bir şey var mı? Yok Doktor Turner.
Os técnicos de ambulância disseram alguma coisa?
Ama sen, diğer taraftan iyi okul, altı yıllık EMT tecrübesi.
Mas você, por outro lado... boa escola, seis anos de experiências na EMT.
EMT'deki önemli çalışma deneyimlerini gördüm.
Estou a ver que tem muita experiência a trabalhar na EMT.
Durumda EMT hazır olun Ben rehin dışarı yaralı olduğunu olsun.
Prepara a EMT caso consiga tirar de lá o refém ferido.
Hızır Acil birazdan gelir.
Os EMT's ( técnicos de saúde ) vão aparecer.
John Graham, Paramus New Jersey'den bir EMT gönüllüsü.
John Graham é um paramédico voluntário de Paramas, New Jersey.
Acil yardım ekipleri zor durumda kamyon sürücüsü Reginald Denny'nin aracından indirildiği yerde...
O EMT está a ter muitas dificuldades para entrar em onde o camionista Reginald Denny foi arrancado do seu veículo...
Hemen EMT'yi getirin!
Chame uma ambulância.
- Hemen bir EMT getirin.
- Chamem já uma ambulância.
Tamam, kanıt çantasını getirip EMT'ye bebek pudrası sorayım.
Vou buscar um saco de provas e talco, se encontrar.
Kolejde, EMT olmak için uğraşırken, veteriner asistanı olarak çalışmıştım.
Na faculdade, era assistente de veterinária quando estudava emergência médica.
- Tüm birimler. - Acil durum, herkesi istiyorum.
Chamando todos os EMT's. Localizem todos, quero todos.
EMT onu alabilsin diye içeri alalım.
Levem-no para dentro para não o atingirem.
Bugün için TMS planlandı.
EMT marcada para hoje.
TMS'yi kendi üzerinde mi denedin?
Experimentou a EMT em si próprio?
Asıl soru, TMS'nin Gideon üzerinde bir etkisi olacak mı?
A questão é, a EMT terá algum efeito no Gideon?
TMS'in Gideon'a şimşek etkisi yaptığını mı söylüyorsun?
Está a dizer que a EMT pode fazer com que o Gideon reviva o impacto do raio?
TMS senin gibi geliyor.
- Para a EMT é vir como se está.
Tekrar TMS...
EMT de novo.
Emt *. Helikopter pilotuyum.
- Paramédica.
Biz buraya vardığımızda acil durum sıhhi teknisyeni pes etmişti.
A EMT tinha desistido quando chegamos aqui.
Anlaşıldı. Şef, memurları yönlendiriyorum. İlkyardım ekiplerini de göndereceğim.
Chefe, vou enviar alguns polícias... e o EMT de acompanhamento, para resgatar os corpos.
Acil yardım teknisyeni gibi giyinmişler.
Eles parecem EMT.
Acil müdahaledekiler bunu kullanıp evine gitmeni söylediler.
EMT disse para usares isto e ires para casa.
Beyler hadi, bırakın da ilk yardım ekibi işini yapsın.
Malta, vamos. Vamos deixar o EMT fazer o seu trabalho. Podes falar com ele mais tarde.
EMT * grubuna.
- À equipa do EMT.
Sağlık ekipleri geliyor.
Os EMT estão a caminho.
T.M.S. denediğini duydum.
- Ouvi falar sobre a EMT.
T.M.S. onu zarar vermez ama virüs verir.
O EMT não o vai magoar. Um vírus, sim.
- Hala alete bağlı mı?
Ele ainda está na EMT?
T.M.S, Shahir çalıştı.
- A EMT funcionou, Shahir.
OT.M.S. cevap Bu bizim bir sonraki hamle olduğunu.
Ele respondeu à EMT. Este é o nosso próximo passo.
Fi, şu ambulansçı arkadaşınla en son ne zaman görüştün?
Fi, quando foi a última vez que falaste com o teu amigo da EMT?
Kurtarma timi hazır.
Não te preocupes, vou ter o EMT à tua espera.
EMT için taslaklar.
O diagrama de um PEM.
EMT ne?
- O que é um PEM?
EMT elektromanyetik titreşim demek.
Um PEM é um pulso electromagnética
Ve ayı saldırılarının arkasında kim varsa stadyuma bir EMT cihazı yerleştirdiğine inanıyoruz.
E cremos que o autor destes ataques do urso colocou um aparelho de PEM aqui dentro, no estádio.
EMT cismi kargaşa yarattığında, hayalet ayı fazla uzakta olmayacaktır, emin olabilirsiniz.
Se o objectivo do PEM é criar caos, o urso fantasma não estará longe quando isso acontecer.
EMT patlamak üzere. Onu yeteri kadar uzağa taşıyamayız.
- Nunca o afastaremos o suficiente.
EMT onun herhangi bir soruya cevap verebilmeye hazır olmadığını söylüyor taki yarın sabaha kadar.
O médico disse que ele apenas responderá a perguntas amanhã.
Şu anda EMT yanında.
- Os paramédicos estão com ele.
- Çalışanlar TMS'i hallediyor.
- O pessoal encarrega-se da EMT.
Doktor Emory ile TMS tedavisine başladı.
Ele começou a fazer EMT com o Dr. Emory.
Ama bence Mark Massero'nun TMS tedavisini manipüle ettiniz.
Mas creio que manipulou o tratamento de EMT do Mark Massero.
Hayır, EMT karısı ile birlikteydi dedi. Ama elimizde bir bu yüzük var.
Não, o paramédico disse que ele estava com a mulher, mas só tenho esta aliança.
- TMS derken?
- EMT?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]