Escapo Çeviri Portekizce
49 parallel translation
Bundan kurtulamayacağım, ha?
Com que então não escapo?
Sorumlu bir casussun.
- Com um camelo, escapo-me de tudo.
Kaçıp Cape Cod'a giderim.
Escapo e guio até Cape Cod.
Bundan kaçış...
Não lhe escapo...
- Ben arkadan tüyerim.
- Escapo-me pelas traseiras.
Arkadaşlardan biri her seferinde ille şarkı söyle diye tutturur... anlaşılan bu sefer paçayı kurtaramayacağım, hadi bakalım.
Há um camarada meu sempre a pedir-me que cante e como parece que desta vez não escapo mesmo, aí vai.
Ben bugün öbür dünyayı boylayacağım. Benim sıram geldi, talihim tersine döndü.
De hoje é que não escapo, a minha sorte esgotou-se.
- Kaçmaya çalışırım.
- Vou ver se me escapo.
Daha sonra dışarı çıkarım.
Depois escapo-me.
Ben kaçacağım ve sizinlele carfax ta buluşucam. Hayır.
Eu escapo-me e espero-o no Carfax.
Dayanabileceğimi sanmıyorum.
Eu não escapo.
Tabii sonrasında çabucak oradan kaçarım ve onlar da zaten benim durdurulamaz olduğumu biliyor.
Depois claro, escapo em seguida, assim sabem que não posso ser apanhado.
Bu şekilde başımı çok fazla derde sokmaktan kurtuldum.
Acho que escapo a muitos problemas, assim.
- Ama herhalde ölmeyeceğim.
Mas acho que escapo desta.
Önden kurtarıyorum.
De frente, ainda escapo.
Hatta ben de daha iyisi bile var- - önce seni öldüreceğim, sonra kaçacağım... sonra da dünyayı yöneteceğim.
Mas eu tenho uma melhor! Primeiro mato-te, depois escapo e depois conquisto o Mundo.
- Kaçtım ben ve maymun iştahım
- Escapo-me e finjo contentamento
Her gittiğimde ya kocası ya da Lureen tarafından vurulacakmış gibi korkuyorum.
- Arrisco-me a levar um tiro da Lureen ou do marido dela de cada vez que me escapo para a ver.
Asla kolay gitmedim.
Nunca escapo facilmente.
- Merak etme, kaçmam.
Agora? Calma, que não escapo.
Salak herifler hâlâ peşimde, ama birazdan onları atlatırım.
Ainda vêm atrás de mim, mas já lhes escapo.
Eğer Paris'kaçarsam o zaman, çıplak kadın resimlerini kim çizecek.
Se me escapo de Paris com um francês que desenha mulheres nuas?
Ayinlerin çoğuna katılmıyorum...
Escapo-me à maioria delas, portanto...
İstediğimi elde ettikten sonra bu kadının herkesi öldürmesini engellemek için bana yardım et ya da ben kaçarken burada ağzında tıkaç, elin kolun bağlı bekle.
Ajudas-me com aquilo que tenho de fazer para prevenir que esta mulher mate todas, ou ficas aqui amordaçada e amarrada enquanto eu escapo de qualquer forma.
TV sayesinde kaçarım
Escapo através da minha televisão.
Yapımcı birini öldürüp bundan nasıl yırtabilirim merak ediyordum.
Como mato um vendedor ambulante e escapo disso?
Her zaman kaçarım!
E, no entanto, eu escapo sempre!
Kaçtı, kaçtı, kaçtı!
Escapo! Escapo! Escapo!
Tahammül edemediğim şakalarına gülmekten. Bu arada da elle sarkıntılık etmelerine karşı koymak...
Rio-me das piadas insuportáveis deles, enquanto me escapo aos apalpões...
Ama Riefler saat maşasını icat eden Sigmund'dı.
Só que foi o Sigmund que inventou o escapo Riefler.
Ben bunları yaşarken sen içeride patronunla kafaları çekiyordun. Bu kadar şeye rağmen, bir de sen mi bana kızgın oluyorsun?
Como é que eu sou atacado por um cão de guarda, mal escapo com vida, tu estás na sala a snifar com o teu chefe, e de alguma maneira, estás danada comigo?
Escapo, baleden sonra sen çıkıyorsun.
Escapão, entras a seguir ao ballet.
İyi deneme, Escapo.
Boa tentativa, Escapão.
- Neden? Onları bir halatta atlattım, bir daha o orospu çocuklarının beni asmayı denemesini istemiyorum.
Escapei a uma forca mas não escapo a outra, aqueles sacanas enforcavam-me outra vez.
Aslında tek bir sikik düşünceden kaçamıyorum.
Na verdade, não escapo a nenhum pensamento.
Ben neyden kaçtığımı biliyorum ama senin aklında susturmak istediğin ne var?
Eu sei do que escapo, mas o que tens em mente que queres escapar?
- Ben yokken onlara göz kulak olun.
Manténham-nos ocupados enquanto eu me escapo..
Tabii ki hayır. Hep kurtuldum. Kefaletler son derece makul.
Não, escapo-me sempre, as multas são muito razoáveis.
Bodrumdan dışarı çık, yan kapıyı açık bırakacağım, 7. katta buluşuruz.
Vai pela cave, eu escapo-me pela porta lateral, encontramo-nos às sete.
Dört şahit var. Suçlu bulunmadan asla kurtulamam.
E não escapo a uma condenação com quatro testemunhas.
Ve daima paçayı kurtarırım!
E eu escapo sempre!
İdamdan yırtarsam şanslıyım.
Só com sorte escapo à pena de morte.
Evet ve sonra da okumak ve bilgisayarlara erişmek için yerel kütüphaneye "kaçıyordum", böylece tüm arkadaşlarım ve meslektaşlarımı takip edebiliyordum.
E então, escapo para a biblioteca local, a fim de ler e também para aceder aos computadores, para manter-me actualizado sobre os meus amigos e colegas.
Yine çuvalladın.
Armas-te em herói condenado e eu escapo na mesma.
Daha işim bitmedi!
Eu escapo de vocês!
Maşa.
Um escapo.
Ölümden kaçıyorum.
Eu escapo da morte.
Kaçıyorum.
Eu Escapo.