English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / Esrar

Esrar Çeviri Portekizce

2,304 parallel translation
Esrar çekmekten tutuklanmak.
Para seres preso por fumar marijuana.
Pekâlâ. Ben de gelecekte esrar çekip çekmeyeceğime karar veriyordum.
Sim, estava a ver que no futuro não ia querer fumar marijuana.
Buraya esrar almaya gelmedim.
Não estou aqui para comprar erva.
El sarımı esrar gibi görünüyor.
Parece um cigarro de liamba.
- Babanın uçağında sarılmış esrar bulduk.
Encontramos um cigarro já enrolado, no avião do seu pai.
Pekala, bakın. Bryce onlara içki ve esrar zulamın yerini söyledi.
O Bryce disse-lhes onde eu escondia o álcool e a droga.
Güneşe bir dünya esrar atarsan tamamen yanıp, herkesin kafasını güzel yapar mı?
Se mandássemos uma tonelada de erva contra o Sol, ardia e punha todos pedrados?
Eminim burada birileri esrar yetiştiriyordur.
Aposto que alguém cultiva erva, aqui.
Üzerinde isminin yazılı olduğu esrar tüttüreceğiniz bir yer yok mu?
Não há um saco do arbitro com teu nome algures?
Belki biraz da Başkanlara yaraşır esrar olur diyordum.
Que raios! Talvez até haxixe do bom para o presidente.
Cazcılar, ot çeken hipster'lar barış ve esrar ve davul kutsal!
Sagrados os hipsters da marijuana e das bandas de jazz paz e tralha e tambores
Çinliler bunu esrar mumlarını yakmakta kullanır.
Os chineses usam estes fósforos para acender as velas de ópio.
Ağ'ın üstündeki esrar perdesini kaldıracak ana anahtar.
A chave mestra para todos os enigmas da Rede.
Burada esrar içen biri var!
Estão uns gajos aqui em baixo a fumar a porra dum charro.
Sonra lanet polisler geldi ve esrarı buldular.
De seguida, apareceu a merda da polícia e encontraram a minha droga.
O parti esrar gibiydi.
A festa foi o máximo.
Baban esrar otlakçısının teki.
O teu pai é um pedinte de merda.
Büyük... eee... ölçüde esrar.
É erva, na sua maioria.
Esrar mı o? Nereden buldun?
Onde a arranjaste?
Mitch'in kaç tane esrar içtiğinin sayısını tutardım.
Eu costumava arranjar drogas ao Mitch.
Bayan, bu esrar sigarası sizin mi?
Sra, este cigarro de erva é seu?
Bayan, esrar sigarası içiyormuşsunuz.
Sra, esteve bebendo, fumando droga.
Boş içki şişeleri esrar sigaralarını buldum.
Achei garrafas de bebidas vazias, cigarros de droga.
Aynaya bakıyor... esrar.
Está a olhar para o espelho... Haxixe.
Esrar mı içiyorsun sen?
Estiveste a fumar metanfetamina?
En azından esrar kafanı güzelleştirir.
Ao menos o haxixe faz-te algo.
Sadece 500 defa falan esrar çektim, iyiyim.
Devo ter fumado droga umas 500 vezes então, ainda estou bem.
Kendisi esrarı fazla kaçırdı.
Ele fuma muita erva.
- Esrar yok.
- Sem erva.
Bu arabada esrar yok.
- Sem fumadores neste carro. - Não, senhor.
Evet memur bey. Esrar içtik.
Sim, agente, estávamos a fumar.
Bütün esrarı bana vereceksiniz. Derhal!
Vão entregar-me toda a erva, agora.
Esrar kimde?
Quem está com a erva?
Esrar bizde tamam.
Estamos com a erva.
Bütün esrarı ona vermedim, ahmaklar.
Ele não levou toda a erva.
Hiç içki içmemiş, hiç esrar çekmemiştir.
Nunca bebeu, nem fumou um charro.
Onslar ve 50'likler ve on sentlikler ve yüksek sesli müzik ve kalabalık evler ve sürekli devam eden esrar çekimleri...
Gramas, cinquentas e dezenas. Música alta e casa apinhadas e mais umas rodadas.
Bu çapulcular esrar içmeyi bırakmalılar.
Estes otários têm de parar de fumar erva.
Claude'un ceplerinde esrar dolu bir hapishane torbası, 967 $ taşıyan bir motorcu cüzdanı, Çin Mahallesi'nde bir dövmeciden satın alınmış, üzerinde resmi ve Maurice Charles Columbus, Ohio yazan sahte bir kimlik var.
No bolso do Claude há um frasco de plástico com erva... uma carteira de motard com 967 dólares, um BI falso com a foto dele e com o nome Maurice Charles, de Columbus, Ohio. Comprou-o numa loja de tatuagens em Chinatown.
- Esrarı şu Beyaz Mike adlı heriften alıyorsun değil mi?
Compras erva ao White Mike, não é?
O partilerde ben ve diğer tüm bakıcılar ile hizmetçiler arkadaki merdivenlerde esrar içerdik.
Nas festas, com as outras amas e empregadas domésticas. Fumávamos umas ganzas nas escadas das traseiras.
Pis esrar kokusundan kurtulamamışlar ama.
Mas não se conseguiram livrar do cheiro de ganza.
Sakinleşip, televizyonu açtım ve sarma bir esrar yaktım.
e estava na "descontra", liguei a TV e tinha acabado de acender um charro
Afyon, müsekkin, esrar.
Ópio, cavalo, haxe.
Esrar satmaya kalkma.
Não te metas a vender droga.
- Esrar satmak yok.
- Não vender droga. - Sim.
Esrar kullandınız mı hiç?
Já fumou erva?
Flüt çalıyorlar, içiyorlar, esrar çekiyorlar.
Tocam flauta, bebem, fumam erva
Çocuğunun esrar kullandığını biliyor muydun?
Sabia que o seu filho fuma erva?
- Esrar kokuyorsun.
Cheiras a ganza.
- Bilirsin esrar, ot.
Erva.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]