Estadio Çeviri Portekizce
1,297 parallel translation
Evet... bize evrildiler.
Para o nosso estádio.
" Bayan Crock, parayı saat onda nakit olarak Üç Nehir Stadyumuna getir.
" Traga o dinheiro ao Estádio Three Rivers às 22 : 00.
O stadyum o kadar büyük ki... içine bir milyon polis saklayabiliriz.
O estádio é tão grande, que poderemos esconder um milhão de polícias.
Sence stadyumda polisler olur mu?
Achas que a polícia vai aparecer no estádio?
- Stadyuma gitmiyorsun.
- Não vá para o estádio.
- Stadyuma gitmek zorundayım.
- Tenho de ir para o estádio.
Eğer bir teselli olacaksa, stadyumun her karışına polis yerleştirmiştik.
Mas se lhe serve de consolo, tínhamos o estádio todo vigiado.
Yeni bir stad inşa etmeleri gerekirse şanssızlık yaşayan bazılarımız iş bulabilir.
Se eles tiverem de construir outro estádio, alguns de nós menos felizes podem arranjar empregos.
Tanrı bile bir stad için daha uygun bir yer tasarlayamazdı.
O próprio Deus não teria projectado um melhor local para um estádio.
- Stadın dışına atacak! Ve mutlu son.
- Fora do estádio, final feliz.
YANKİ STADYUMU
ESTÁDIO DOS YANKEES
Chicago Stadyumunda buzu bedavaya getirebilir misiniz?
Sabem como fazer para não pagar o gelo debaixo do estádio de Chicago?
Ben Pat Summerall, kendim ve John Madden adına Nextel Stadyumundan size hoşça kalın diyorum.
Pat Summerall e John Madden despedem-se do Estádio Nextel.
Ülkemizin başkentindeki Nextel Stadyumuna hoşgeldiniz.
Bem-vindos ao Estádio Nextel, na capital da nação.
Başkentimizde bulunan Nextel Stadyumuna hoşgeldiniz.
Bem-vindos ao Estádio Nextel, na capital da nação.
İşi bitmiş bir koça mı, seyirci toplayan birine mi?
Um treinador acabado ou alguém que traz os adeptos ao estádio?
Washington Sentinels'ın yedekleri stadyumu terk ettiklerinde onlar için tören yapılmadı.
Quando os substitutos dos "Washington Sentinels" abandonaram o estádio naquela noite, não havia festas nem fãs.
Tribünlere taraftar çekiyor.
Ele traz os adeptos ao estádio. Sabe porquê?
Hem yepyeni bir stadımız olacak.
Muito ávidos mesmo. E têm um estádio novinho em folha.
Ian. Jackie'nin arabasını alıp geri götür.
Lan leva o carro do Jackie para o estádio.
Onların içindeyken güvende olacağımızdan emin değilim.
No nosso estádio, não tenho a certeza de que fosse muito seguro.
Daha büyük bir stadımız olsaydı, tek maçta yıl içindeki 4 maçtan çok daha fazla para kazanırdık.
Vou dizer-lhe uma coisa. Se tivéssemos um estádio maior, faríamos muito mais dinheiro num único jogo, do que fazemos em quatro, no ano todo.
Hareket etmiyorsun ve unutma... Stattaki bütün o insanlar, seni izlemek için oradalar.
Não te mexes e lembras-te esta gente toda no estádio está aqui por tua causa.
Mcleod ve Mcquillan yan yana, yürüyerek Hampden sahnesini terk ediyorlar.
McCleod e McQuillan saem lado a lado, deixando para trás o Estádio de Hampden. Poderá ser isto o fim do Kilnockie?
BU SENE iLK DEFA BOYLE BiR KALABALIK ONUNDE OYNUYORLAR.
Jogarão pela primeira vez esta temporada perante um estádio replecto.
ViRGiNiA UCLU "A." DAHA iYiSi OLAMAZDI.
"Estádio Roanoke Partida Para o Campeonato Estatal" Nada se compara a isto.
SU ANDA STADYUMA GERRY BERTiER iN ANNESi GiRiYOR.
Jean Bertier entra no Estádio.
GERRY! VE iSTE TiTANLAR GELiYOR, KENDiLERiNE HAS GiRiS SEKiLLERiYLE
E entram no Estádio, os Titãs... da forma que se converteu no seu estilo de marca.
KAZANIN YA DA KAYBEDiN... BU GECE BU STADDAN BASIMIZ DiK
Ganhemos ou não... vamos sair deste Estádio de cabeça bem levantada.
Yankee Stadyumu?
O Estádio dos Yankees.
Ben XFL'den Johnny Phoenix. Taraftarlara eve dönerken dikkatli sürmelerini hatırlatırım.
Fala Johnny Phoenix do XFL lembrando aos fãs no Estádio Prudential para conduzirem com cautela.
- Üniversite Stadyumunda çalışıyorum.
Trabalho no Estádio Universitário.
Stadyumda uyuşturucu satan kişilerle ilgili bir sorunumuz var.
Andamos tendo problemas com gente vendendo drogas no estádio.
Stadyum'a 12 tatlı pasta gönderildi.
REALIZAÇÃO foram mandadas 12 tares para o estádio.
"stadyumun önünde kendi heykelin olduğu zaman, oyuna yedek başlamazsın."
"Quando tu tiveres a tua própria estátua à frente de um estádio, tu não sais do banco."
Gelecek hafta Springfield'ın tarihi Yahoo Arama Motoru Stadyumu'nda yapılacak olan konsere, bedava biletler dağıtıyoruz.
Estamos a dar bilhetes para o concerto da próxima semana para o histórico Estádio Motor de Pesquisa Yahoo de Springfield.
Baba, stadyum Kadim Springfield'da. - D'oh!
O estádio fica na Velha Springfield.
Büyük maça hazırlanırken Springfield Stadyumu, fazladan tribün hararetine kapıldı.
Na preparação para o grande jogo, o Estádio de Springfield apanhou a febre dos lugares adicionais.
Çok ilginç, Meadowlands, tek NHL sahası ve ceza sahası da maksimum güvenlikli bölge.
Interessante, Meadowlands é o único estádio da Liga de Hóquei onde a área de penalty é de segurança máxima.
Tütün böceğinin larva safhası. Bir şekilde Thomas Gustall'ın.
Isto é o estádio de larva do escaravelho do tabaco.
Evet, ama bu sayede ödev yapmıyoruz, ve Timmy'yi dinlemeye Mile High Stadyumuna gidebileceğiz
Sim, mas já não temos TPC e podemos ir ver o concerto do Timmy no estádio.
Oley!
Sim, mas já não temos TPC e podemos ir ver o concerto do Timmy no estádio.
Kaçınız gerçek bir stadyumda beysbol maçı izledi?
Vocês já foram ao estádio, ver um jogo a sério? Não.
Sizinle Londra Stadı'nda konuşmuştuk.
Falei convosco á saída do Estádio de Londres.
Stattan bu adı haykırdıklarını duyuyorum.
Escuto-os a entoarem esse nome no estádio.
Bu stadyumun burnunun dibinde doğdu ve şimdi karşınızda.
Nasceu a poucos metros deste estádio e agora, aqui, perante vós!
İdrak etmelisin ki, ölüm, oyun sahasında ikinci devredir.
E tenta entender que a morte é apenas outro estádio.
Tamam Jill. Seninle stadyumda görüşürüz.
Está bem, vemo-nos no estádio.
Amcam bilet satıcıları ve yer göstericiler birliğindeydi. Bölge 176.
Um tio meu trabalhava na secção do sindicato de arrumadores no estádio.
O sırada neden stadyumun orada dolaştığını bilmek istiyorum.
Quero saber porque passeava junto ao estádio naquele minuto.
O parayla kendi stadyumunu alabilirsin.
Porra, até conseguias comprar um estádio inteiro com isso.