Etek Çeviri Portekizce
730 parallel translation
Etek mi? Mankenim ol ki etek birşeye benzesin.
Vai servir-me de manequim, para os acabamentos.
Yahu sen kadınların artık kısa etek giydiklerini bilmiyor musun?
Não sabes que, agora, as mulheres usam saias curtas?
Etek de...
E a saia...
Biz de bu kadar kısa etek giyelim mi?
Tia charlotte, acha que, na nossa idade, devíamos usar saias curtas?
Bir süredir izliyorum seni o eksik etek melez kızdan gözlerini alamıyorsun.
Tenho andado a observar-te... a fazeres olhinhos à mestiça.
Hiçbir kadın beni kendine bağlayamaz hele senin gibi melez bir eksik etek asla. Bu, bu hiç umurunda değil mi? Hayır.
Tu não queres saber?
Modeli şöyle, yumuşacık tüllü etek ve kolsuz saten bir üst.
Este é o traje. A anágua de algodão... e o espartilho de cetim, sem mangas.
Pastel ipek ekose bir elbise, hacimli bir etek ile kokteyl partileri ve öğlen buluşmaları için.
É um vestido de seda em tons pastéis, com uma saia volumosa para cocktails e festas à tarde.
Etek giyip, biraz sürüp sürüştürdüklerinde...
Desde que usem saia, e alguma maquilhagem...
Yüzümü etek mi sandın?
A minha cara é alguma saia?
Böyle bir süveterle bir etek.
Uma camisola como esta e uma saia.
Etek ve alçak topuklu ayakkabı giyeceksin.
Vai usar uma saia e sapatos rasos.
Daracık bir etek ve üstüne iyice yapışan süveter gibi bir şey giymişti.
Tinha uma saia muito justa e uma camisola colada ao corpo.
Çantamda her şey var : eşyalarım, biraz ekmek, bir etek.
Tinha tudo no saco, um pouco de pão, uma saia...
Neyse, o zamanlar kısa etek giyerdik ve çok güzel bacaklarım vardı.
Nós usávamos saias... bem curtas naquele tempo, eu tinha pernas lindas.
Hawai orkestrasında, sazdan etek giymiştik.
Na orquestra havaiana, usámos saias de ráfia.
Etek giymen yeter.
Usas saia.
Uzun zaman önce bir yaz mevsimi, Sebastian bu dünyanın cefasından el etek çekip Budist keşişi olmaya karar verdi.
Uma vez, o Sebastian decidiu abdicar dos tormentos deste mundo e tornar-se um monge budista.
- Bana bir etek bir bluz yeter biliyorsun.
- Eu só uso saia-e-blusa.
Ve bir etek ve bir bluz her zaman modadır.
Nós sempre estamos na moda.
Mini etek.
Uma saia curta.
Bu etek sana yakışmıyor.
Essa saia escocesa não te fica bem.
- Git etek giy.
- Vai vestir uma saia.
- Etek giymem gerektiğini biliyorum.
- Sei que tenho de ir buscar uma saia. - Vá lá, Anybodys.
Buradan Pocatello'ya kadar tüm eksik etek sarışınların ve dar görüşlü tezgâhtarların Oregon Kid'i kıskandıklarını bilmek seni şaşırtır mı?
Surpreenderia saber que o menino do Oregón é a inveja de tudo empregado e menino daqui até o Pocatello?
Biz etek giyen askerleriz
Somos soldados de saias
Sadece topuklu ayakkabı ve etek giymişsin.
Só puseste saltos altos e uma saia.
İç etek giymiyor musun?
Não estás a usar nada debaixo do vestido, não vestiste isto?
Patiskadan bir etek.
Saia de mansinho
Ayrıca, askeri rejim tarafından yasaklandı uzun saç, mini etek,
Paralelamente, os militares interditaram : os cabelos compridos, as mini-saias,
Dün, Monsenyör'ün yeşil kıyafetinin etek kısmında,.. ... 300.000 düka buldum. - Ne?
Ontem de manhã, nas abas do casaco verde de Monsenhor, encontrei trezentos mil ducados.
"Bu kullanışlı modelimizle bayanlar... " etek boyunu rahat yürüyebilecek şekilde ayarlayabilirler.
" Tal serve... para as senhoras poderem usar vestidos compridos.
Piccadilly Sirki, mini etek ve Joe Lyons.
Piccadilly Circus, mini-saia e Joe Lyons.
Elbise giymekten nefret ederdi, yalnızca etek giyerdi.
Ela detestava vestidos. Andava sempre de saia.
Bu "eksik etek"'ten hoşlanmadım.
Não gosto desta gaja.
Bu sadece bir etek ve bir hırka.
É só uma saia e um suéter.
Etek boyları uzuyor.
As saias estão a ficar mais compridas.
Etek mi?
Saia?
Gömlek ve etek bu.
É uma saia e blusa.
Irene, sanırım, yaz etek tasarımıma eklediğin bu pli bir harika.
Irene, acho que a prega que acrescentaste à minha saia de Verão é fantástica.
Mini etek mi?
De saia?
Stark ve Meadows bütün sporlara, Collins'de etek giyen her şeye meraklı. İnanılmaz şehvetli durumda.
O Stark e o Meadows gostam de todo tipo de desporto e o Collins gosta de tudo que usa saia.
* sabah kalktığında, en önemli kararı * ne giyeceğine karar vermek * bir bluz ve etek seçmek, ve sonraki problem :
Quando ela se levanta, a mais importante decisão... É de mostrar o que veste... Pegar numa blusa, uma saia, e depois surge o problema...
Sen, canım, kasabaya gidiyoruz, bana yeni ayakkabı ve etek satın alacaksın.
Você vai comprar-me uma saia e uns sapatos novos.
Seni hiç etek giyerken görmemiştim.
É a primeira vez que a vejo de saia.
KüçÜk olan daha yeni etek giymeye başladı, değil mi?
A menor acabou de sair das fraldas, não é?
Süveter ve etek giyiyormuş.
Vestia uma camisola e uma saia.
Etek giyerler, burunlarını pudralamaktan hoşlanırlar ve cenete gittiklerinde de kanat takarlar.
Usam saias e gostam de pôr pó de arroz no nariz, e quando vão para o céu ganham asas.
Sen spandeks mini etek kralısın.
És a Rainha da Mini-Saia de Spandex. E não ele.
O spandeks mini etek hırsızı.
Ele é o Ladrão da Mini-Saia de Spandex!
Spandeks mini etek kralı.
"Rei da Mini-Saia de Spandex".