Euro Çeviri Portekizce
911 parallel translation
Bilgisayarlar Avrasya'da bir tepkiyi işaret ediyor.
Os computadores indicam um impacto no coração do continente euro-asiático.
Avrasyalılar, Çinliler, Hintliler.
euro-asiáticos, chineses e indianos.
Ama 10 tartışmalık bir kurs sadece 8 paunt. Bir tane deneyip nasıl gittiğini göreyim.
É um Euro por uma discussão de cinco minutos, mas apenas 8 euros por um curso de 10.
40 bin Euro! İşe yaramaz dolar değil, Euro!
Nada de dólares merdosos...
Sana 5 dakikada 20 bin Euro kazandım.
Consegui 20,000 Euros em 5 minutos.
Faiziyle birlikte yaklaşık 20 bin Euro.
Com os juros faz cerca de 20,000 Euros.
- Saatim 100 Euro değil.
Não te custa 100 Euros.
Biraz önce tezgaha 10 Euro koymuştum.
Mas eu pus uma nota de 10 Euros no balcão.
- Hayır, 10 bin Euro kazanacak.
Não, ele vai ganhar 10,000 Euros.
Bu şirketin büyük gücü olan paraya bağlılıktır.
O compromisso desta empresa é o do poderoso Euro.
Üç numaralı üs!
Euro base 3.
O zaman paramı geri ala- -
Posso ao menos reaver o meu euro...
Atlı kızakla karda gezeceklermiş. Ve dönüşte de Euro Disneyland'da bir gün geçireceklermiş. Sonra biraz ski yapacaklar.
Depois, um tobogã e uma viagem de balão nos Alpes.
Bir gün daha bitti.
- Outro dia, outro euro.
Dinle Natasha.... Ölsem bile sizin o Avrupalı paçavralarınızı giymem.
Ouça lá, ó Natasha nem morta me enfiavam dentro deste nojento trapinho do euro.
Bu bir Avrasya sineği.
Isto é uma mosca euro-asiática.
- Eğer burada bunlar oluyorsa, Euro-Itchy Scratchy Diyarı'nda neler olduğunu düşünmek bile istemiyorum.
- Meu, se isto aconteceu aqui nem quero pensar no que aconteceu na Euro-Itchy Scratchylândia.
EuroDisney yüzünden bize kızgınsınız biliyorum. Ama hıncınızı benden çıkarmayın.
Eu sei que você é totamente contra a Euro Disney, mas não descarregue isto em mim.
Bir tane mi?
Um euro?
Herkes için bir, peki iki!
Um euro por um, OK dois!
- Bir tane mi ne?
Tens um euro?
Son beş yıldır 16 ticarî mülkiyet oluşturdum. Avrupa-Alcatraz da buna dahil.
Desenvolvi 16 projetos imobiliários nos últimos cinco anos, incluindo o "Euro Alcatraz".
Avrupa-Alcatraz mı dedin?
Peço desculpa. Disseste "Euro Alcatraz"?
Burada tamponla sadece bir penny.
Rach! Os tampões, aqui, são menos de um euro.
Buraya katkıda bulunmaya değil... sömürmeye geliyorlar.
Milhões de euro-americanos brancos chegaram e triunfaram, numa geração.
Rapala'da, Yuro Larve ırmağının kıyısında doğdum. Birkaç iri adam beni güney Dakota'ya Slimy Slug'a getirdi.
Nasci nas margens do rio Euro Larvae, em Rapala.
Rapala'da, Yuro Larve ırmağının kıyısında doğdum. Timber Doodle'yi bilir misiniz?
Nasci nas margens do rio Euro Larvae em Rapala.
Bir kez Avru aldırmıştım.
Uma vez, tomei um Euro mole.
Eurail biletleri, yoğurt kafanı güzel etme yolları ve Anne Frank'in evine ziyaret.
Euro-rail pass, iogurte, ver a casa da Anne Frank...
Yani... £ 150 Euro... yeterli olacaktır.
Por essa razão, cento e cinquenta libras é o suficiente.
Avro-harikasın.
És tão Euro-fabulosa.
Bu projenin yaninda, Euro Disney 5 kuruşluk çocuk oyuncağı kalır.
O projecto de que falo, meterá a Euro-Disney num chinelo.
Evet Avrupa... marketi. Ne olmuş? - Oraya gidiyorsun, değil mi?
Sim, o mercado do euro, e então?
200 milyon euro mu?
200 milhões de euro?
Standart olarak saati 40 Euro.
São 40 euros, para o serviço normal.
- Ya 50 Euro verirsin, ya da kıçına tekmeyi yersin.
- 50 euros ou acabo contigo.
İşte 50 Euro.
Aqui estão os teus 50 euros.
Hayır, ben- - Avrupa seyahati mi?
Não, eu não... Um Euro-pass?
Euro yok ; istemiyorlar.
Quanto é $ 280,000 na Dinamarca?
Her dost olduğum kişi için bir dolar alsaydım
Se tivesse um Euro por cada amigo que fiz
Bir dolar bu.
Um euro.
Aşağı yukarı 1.000 Euro eder.
Mais ou menos 2000 euros.
İyi şarap mı? Ne kadarmış? 4 Euro mu?
O vinho. 4 Euros?
Ofislerine girdi ve... bu disketi çalıp bana getirdi. 120000 Euro.
Ele entrou pelo escritório deles, roubou este disco e trouxe-o a mim por 1 20,000 Euros.
İzlemek üzere olduğunuz film, başta Sally Hardesty ve özürlü kardeşi Franklin olmak üzere, beş gencin yaşamış oldukları trajedinin hikayesidir.
Contribua com 1 euro para ajudar o nosso manquinho ( trollface ) O filme que vão ver conta a tragédia de cinco jovens que foram vítimas. Em particular, Sally Hardesty e o seu irmão paraplégico, Franklin.
İşte sana 1000 Euro.
Tome 1,000.
Sandviç 8 Euro.
A sandes são 8 Euros.
Burada 10 Euro yok.
Nada de notas de 10 Euros.
Sen hiç 10 Euro koymadın.
Não pôs nada de 10 Euros.
100 Euro.
100 Euros.
Avrupa seyahati mi?
Euro-pass?