English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / Eurydice

Eurydice Çeviri Portekizce

41 parallel translation
- Orpheus ve Eurydice.
- Orpheus e Eurydice.
Adım, Eurydice.
Meu nome é Eurídice.
Eurydice'le evlenerek mi?
Casando com Eurídice?
Bugün, Makedonyalı Philip ve kraliçesi Eurydice'in bir oğulları dünyaya gelmiştir.
Hoje, de Felipe da Macedónia e sua rainha Eurídice... nasceu um filho.
Siz erkeklere ve kadınlara, birlikte yaşadığım, birlikte öldüğüm sizlere Philip, Eurydice, Parmenio, Philotas, Darius ve Cleitus... kardeşim...
A v + os, homens e mulheres com quem vivi... e com quem devo morrer... Felipe, Eurídice, Parménio, Filotas, Dário... e Cleito... meu irmão... ofereço esta prece.
Herşeyden önce Eurydice orada olmamalıydı.
A Eurídice não devia estar ali para começar.
Neden Eurydice senin gibi acımasız bir savaşçının arkadaşı olabileceğini düşündü bilmiyorum.
Não sei porque é que a Eurídice pensou que podia ser amiga de uma guerreira cruel como tu.
- Bu Eurydice'nin en sevdiği melodi.
A música favorita da Eurídice.
Bak, bu Orpheus ve o Eurydice, yılan ısırığından, ölen karısı.
Olha, este é Orfeo e ela é Eurídice, a sua mulher, que morreu com a mordidela de uma serpente.
Eurydice, Atena çay hazırlayın içine biraz tarihi Maya katırı gübresi de karıştırın.
Eurydice, Athena, vamos tomar um chazinho... com caca de mula Maia.
Orpheus seni seviyor, Eurydice.
Orfeu te ama, Eurídice.
Orpheus sadece Eurydice'nin peşinden geldiğini görmek istiyor.
Ele só quer ver se é ela quem o segue.
Ve Eurydice öldüğünde Ölüm Krallğı'na geri döner.
E é por isso que ela vai para o Reino da Morte.
Orpheus, Eurydice'e ulaşmak için çok uğraştı, ve sonunda bunu başardığında, herkes ona gülüyordu.
Orfeu lutou como um louco para chegar a Eurídice. E quando ele finalmente fez isto, estavam todos lá, rindo.
" Eurydice?
" Eurídice?
" Bir gün karısı, Eurydice, yılanlar tarafından ölümcül bir ısırık aldı.
" Um dia, a sua mulher, Eurídice, foi morta por víboras.
"... ve Eurydice'i, bir şartla bırakacağını söyledi... "...
" e ele permitiu que Eurídice voltasse, mas com uma condição.
Lot ve karısı, Perseus ve Medusa,... -... Orpheus ve Eurydice.
Lot e a sua mulher, Perseus e a Medusa, Orfeu e Eurídice...
Bana Eurydice ve Orpheus'u hatırlattı.
Fez-me lembrar Eurídice e Orfeu.
Eurydice öldüğünde Orpheus onu o kadar özler ki onu geri almak için Hades'e gider.
Eurídice morre e Orfeu sente tanto a falta dela que viaja até Hades para a recuperar e...
Eurydice kendinde değil.
Eurídice não parece ser ela.
Orpheus ve Eurydice.
Orfeu e Eurídice.
- Eurydice?
- Eurídice?
Eurydice.
É a Eurídice.
Yanına geleceğim Eurydice.
Voltarei para ti, Eurídice.
Eurydice'nin cenaze törenine katılmalıyım geri kalanını bitirebilirsin.
Devo ir aos rituais do funeral da Eurídice. Pode terminar o resto.
Eurydice için üzgünüm.
Lamento pela Eurídice.
Efsaneye göre Orpheus bu testiyi Hades'ten kaçan Eurydice'nin yerini bulmak için kullanmış.
De acordo com a lenda, Orfeu usou esse jarro para localizar Eurídice quando foi levada para Hades.
Orpheus, Eurydice'i bulmak için kullanmış. Ama benim pek işime yaramadı.
Orfeu usou-a para encontrar a Eurídice no Mundo Inferior, mas não funcionou muito bem comigo.
Orpheus araştırmanı inceledim. Eurydice'i bulmak için sürahiyi kullanmış. Ama yeraltı dünyasına girmek için altın telli bir lir kullanmıştı.
Continuei as tuas pesquisas sobre o Orfeu, e a Jarra ajudou-o a encontrar a Eurídice, mas para entrar no Mundo Inferior, usou uma lira.
- Orpheus ve Eurydice.
Orfeu e Eurídice.
Eurydice öldü ve Orpheus da kadının peşinden Yeraltı Dünyası'na geldi.
Ela morreu e ele foi atrás dela até ao Submundo para a ressuscitar.
Orpheus, Eurydice'a ambrosia yani Tanrıların yiyeceğini yedirterek kaçmasına yardım etti.
O Orfeu ajudou a Eurídice a fugir alimentando-a com ambrosia, a comida dos deuses.
Hades bunu muhtemelen yıllar önce Orpheus ve Eurydice kaçmak için kullandıklarında yaptı.
Provavelmente o Hades já fez isto há anos, quando o Orfeu e a Eurídice usou-as para fugir.
Kaptanın dediğine göre Evridiki muhtemelen şu burnun ötesinde pusuya yatmış bekliyor.
O capitão sugere que o Eurydice deve estar à espera além daquela falésia.
Bay Featherstone, Evridiki ile Madi'yi götürebilir. Aslan'daki tayfanın çoğu bizden. Biz hazineyi çıkarırken sen gemide kalırsın.
O sr. Featherstone pode levá-la a bordo do Eurydice, desde que a maioria da tripulação do Lion seja nossa, não tua, e fiques no navio enquanto recuperamos o tesouro.
Eurydice.
Eurídice.
Bana yine izin ver ki, teslim alsın Eurydice.
Não sou ela.
Eurydice?
Eurídice?
- Eurydice'i kaybetmedim.
Para mim, Eurídice não está perdida.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]