English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / Expos

Expos Çeviri Portekizce

249 parallel translation
Kadın güneşe çıktı.
A mulher expos-se ao sol.
Günışığı, böyle bir harabeye hiç vurmamıştır.
A luz do dia nunca expôs uma desgraça maior.
Bunu seçim yapma sorunu haline getiren sensin.
Você é quem expôs isto como uma eleição.
Saklanıyordun. Neden ortaya çıktın?
Se tem estado escondido há vários dias, porque se expôs?
Savcılık makamının öne sürdüğü ithamların..... sorumlulukla, dürüst ve açık bir şekilde değerlendirilmesiyle çözülecek.
Será estabelecido... com uma clara... e honesta valorização... da responsabilidade pelos crimes que no sumário expôs a acusação.
Patlamada yeterince radyasyon aldık.
A explosão expôs-nos a radiação.
Bunu tam olarak nasıl söyledi?
Como é que ela expôs isso exactamente?
Ama Mattie her şeyi anlatınca, fikir değiştirdim.
Mas quando Mattie me expôs seu caso, reconsiderei.
Sonra daha cüretkar bir hipotez ortaya atıldı : Okyanus düşünen bir maddedir.
Depois se expôs a audaz hipótese, de que o Oceano é uma substância pensante.
Pasifik'teki savaş çok ağır kayıplara neden olmuştu. Ancak kamuoyunun asıl düşmanın Avrupa'da olduğu konusunda ortak kanaatte olduğunu düşünüyorum.
o que nos expôs a enormes perdas e tudo isso, mas penso que o país em geral concordou com a nossa decisão, que a verdadeira ameaça estava na Europa.
Bu portu 180 derecenin üzerinde bir ısıya tabi tutmuşsunuz.
Expôs este Porto a uma temperatura superior a 65 graus.
Bakın karnı nasıl korumasız kalıyor.
Expôs o estomago...
Benim için kendini tehlikeye attı.
Deu-me a maior prova de amor, expôs-se no meu lugar!
Nasıl maruz kalmaya başladın?
Como é que se expôs a ele?
Dokuz yıl hapis yattı, ve suç ortakları hakkında hiç bilgi vermedi.
Cumpriu nove anos e nunca expôs os seus cumplices.
Bu yüzden güçlü, çevik, ortalama adam güçlü, büyük, sakar adama gününü gösterdi.
Então o... homem mediano, ágil e forte, Expôs o... grandalhão, forte, e desajeitado.
Lantree'nin birinci süvarisi, çocuklarınızla Thelusian gribini karşı karşıya getirdi.
A Lantree expôs as suas crianças à gripe thelusiana pela 1ª vez.
İnek dili, polislerle konuştuğunu ya da onları gammazladığını ve öldürülmek için işaretlendiğini gösterir.
Bem... a língua de vaca significa que abriu a boca ou os expôs, e foi marcado para morrer. Onde arranjou isto?
Expos'u Phillies'e ;
Os Expos contra os Philly's...
Şahidimi teşhir etme nedeni kötü niyetliydi.
O motivo por que expôs a minha testemunha foi maldoso.
Saklanmak istemedi.
Expôs-se demasiado.
"Saklanmak istemedi." dedim.
Eu disse : "Expôs-se demasiado."
Benimkisi uluslararası bir uyuşturucu şebekesini yok etti ve seninkisi de yaşlı insanların gerçekten kurumuş gerçeklerini anlattı.
A minha desmantelou uma rede internacional de tráfico de droga... ... e a tua expôs a dura verdade acerca das pessoas idosas.
Bölüm
Infelizmente, sobre-expôs o filme e a apresentação é um desastre.
Stroheim'ın sahneleri sert oluyor ve kaçınılmaz olarak da sansür kuruluyla başını derde sokuyordu.
expôs a sua sordidez moral.
Larry bu şeyi sana gösterdi mi?
O Larry expôs-se para ti?
Ve sen nerdeyse tüm operasyonu tehlikeye Atarak gerekli çabayı göstermiyorsun.
A tua falta de esforço quase expôs a nossa missão.
Mürettebatı radyasyona maruz bırakan şey o muydu?
Foi isso que expôs a tripulação às radiações?
Gary Figgs her şeyi anlattı. Ray, polis departmanı ve gangsterler arasındaki ilişkileri anlattı.
Gary Figgs entrou num acordo e expôs a ligação entre o Ray, a A.D. P e a Máfia.
Penisini kazara mı teşhir ettin?
Expôs o seu pénis sem querer?
Çünkü torununun önünde kendini Disneyland'de Goofy'ye teşhir edince kadının artık burasına geldi.
Porque a sua mulher fartou-se quando, em frente dos próprios netos expôs-se perante o Pateta na Disneylândia.
Penisini kazara mı teşhir ettin?
- Expôs o seu pénis sem querer?
Kendinizi teşhir mi ettiniz, bayım?
Expôs-se?
Bu adam sokakta size kendini teşhir ettiğinde bu size onun hakkında ne anlattı?
Quando este homem se expôs na rua, o que é que isso lhe disse concretamente sobre ele?
Ajan Scully sanıyorum şu anda doğru bir delil var. Bir federal ajan bombalamaya karışmış ve sunduğunuz diğer deliller de inanması çok zor ve pek açık.
Embora um agente federal possa ter estado envolvido no bombardeamento, os outros eventos que expôs são demasiado incríveis por si só.
aslında, bu onun kendi yaptığı tek eser.
Na verdade, esta foi a única escultura que ele próprio expôs.
Kendi kültürünü ve ideallarını empoze ettin.
Me expôs à sua cultura e aos seus ideais.
Büyükbabamı ameliyat etti... ve iç organlarını, nadion radyasyonuna maruz bıraktı.
Ele operou ao meu avô. Expôs seus órgãos internos a radiação.
Hastaları zehirledi, politrinik aside maruz bıraktı, canlı bedenleri üzerinde değişiklikler yaptı ve şimdi biz o deneyler üzerinden nemalanıyoruz.
Infectou a pacientes, os expôs a ácidos politrínico, mutilou seus corpos vivos... e agora estamos conhecendo os benefícios de seus experimentos.
Belki bütün acılarının kaynağı bu. Başına gelen bütün bunlar. Ve Zeyna... sana yüklediği bütün bunlar!
Talvez, seja a fonte de toda a tua dor, tudo o que tens passado com a Xena, tudo a que ela te expôs.
İlk üç ayda maruz kalmadın.
Não se expôs antes do primeiro trimestre.
FBI'dan Walter Skinner'a her şeyi anlattığını düşünüyorlar.
Eles acham que os expôs ao FBI. Ao Walter Skinner.
Pollock geçen bahar otuz resmini sergiledi ve beşi dışında hepsini sattı ve koleksiyoncuları onların da peşinde.
Expôs trinta quadros no Outono e vendeu todos menos cinco, que os coleccionadores agora pretendem.
Elinde olsa şimdiye kadar bulmuş olurdun.
- Não encontrou, não me expôs.
Polisler Nathan Herrero'ya çok fazla haksızlık etmişler.
Nathan Herrero expôs um monte de policiais corruptos naquele dia.
Herhangi alışılmadık bir radyasyona maruz kaldın mı?
Expôs-se a alguma radiação incomum?
Endişelerini açıkça dile getirdin, Komutan, ama planlarda ufak bir değişiklik oldu.
Expôs claramente suas preocupações, Comandante. Só houve uma leve mudança de planos.
- Ortaya çıkan hareket... yüzeyde sıcak noktalar oluşturmuş... ve bu aşırı sıcak gazların çıkabilmesine olanak sağlıyor... bu durum da küresel ısınmayı tetikliyor ve bunun sonucunda...
- Que o movimento expôs... pontos quentes dormentes do fundo do manto... e isso, por suavez, permitiu a liberação de gases hipertérmicos... que, por suavez, contribuíram para acelerar o efeito estufa e talvez nos leve...
Sydney'nin kimliğini açıkladın!
Expôs a Sydney.
Henüz bana alt kısmını göstermedi.
Ele ainda não se expôs completamente. Ou ela.
Alışveriş ettiğim marketteki bir arkadaşın kolajlarından biri MOCA'da sergilendi.
Conheço um tipo que expôs umas colagens no MOCA.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]