English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / Extras

Extras Çeviri Portekizce

936 parallel translation
Size fazladan yiyecek sağlayabilirim.
Pode ter rações extras de manteiga.
Hanımefendiden kaptığım fazladan altı dolar üzerine yemin ederim.
Eu juro pelos seis dólares extras que ganho da Madame.
O kız fazladan altı dolara değer.
Essa rapariga vale os seis dólares extras.
Bay Ziegfeld'den daha çok para isteyecekler.
Eles vão pedir fundos extras ao Mr. Ziegfeld.
Artık işim bitti.
Não ganho horas extras.
Hepimize ek nöbet yazdılar.
Estamos a fazer horas extras.
20.000 dolar ekstra isteyebilirsin.
Significa que vai receber 20.000 $ extras.
Sana 100.000 dolar ekstra para kazandırır.
Garanto-lhe que pode ganhar 100.000 $ extras.
Bu demektir ki, masrafların beş katı. 75, bahşişler, 25, fazla mesai beş kere.
Isso significa cinco vezes mais despesas, 75, gratificações, 25, horas extras vezes cinco.
Bu çocuklar fazladan bahşiş beklerler.
Estes rapazes esperam gorjetas extras.
Figüranlar isyan etti ve yıldızı yerinden etti.
Os extras revoltaram-se e derrubaram a estrela.
İki ekstra günün görev yorgunluğu.
Dois dias extras de faxina. Vejamos o interior desse baú, soldado.
Bu işte fazla mesai verilmiyor.
Não há dinheiro para horas extras neste trabalho.
Senin kuponların da benim avantajım olacak.
Eu aproveitaria seus cupons e poderia fazer uns extras.
- Herif öyle bir kızak kayıyor ki.
- O gajo tem um carro com todos os extras.
Annem bakkal masraflarından tasarruf yapmış, babam ise bir ay boyunca geceleri çalışmış.
A minha mãe havia economizado nas compras e o meu pai havia feito várias horas extras no mês.
Ayda 80 dolar mı?
- Oitenta dólares por mês? - Sem extras.
Hem artık seni hiç göremiyorum, dondurmacılar, provalar... Kes şunu!
E eu já quase nem te vejo... com as tuas idas ao café e ensaios extras...
Bu kez yarım yamalak bir iş olmayacak.
Não haverá medidas extras para este.
Haftada 175 doların dışında ekstralar da var.
Além dos 175 dólares por semana, há uma data de extras.
Müşterilerden gelen ekstralar.
Extras dos clientes, sabes.
Buradan gitmeyi başarırsak ek tatil alacak mıyız?
Ouça, se saírmos daqui... nos darão férias extras?
Onlara bir kaç extra süsle blöf yaptık ama bunlar oyunun doğasındaki şeylerdi.
Podemos ter blufado com alguns enfeites extras... mas era dentro do espírito do jogo.
Ve diğerleri.
E centenas de extras.
- Biraz fazla mesai yapıyorlar.
Estão a fazer umas horitas extras.
- Tıraş bıçağınızı ve jiletlerinizi verir misiniz?
Dá-me agora a sua máquina de barbear e lâminas extras?
200 dolarlık bir ek ödemeyi de kapsadığını göreceksiniz hayatını kurtardığınız için.
Poderá comprovar que se incluem $ 200 extras... por salvar-lhe a vida.
Hadi otomobili ve ekstra atlarımızı Generalle konuşalım.
Vamos falar com o general... sobre este automóvel e nossos cavalos extras.
Hastalara ekstra yatıştırıcı vereceğin zamanı ben sana söylerim.
Eu dir-lhe-ei quando deve dar sedativos extras a um paciente.
Yanımda yedek olduğu için şanslısın.
Tem sorte, em eu trazer extras.
Paranı biriktirirsin ya da borç alırsın... mesai yaparsın, onu koleje gönderirsin.
Juntas o teu dinheiro, ou então pedes emprestado... fazes horas extras, e manda-la para a faculdade.
İşçiler beden ve akıl sınırlarını zorlayan vardiyalar konulmuştu.
Faziam-se muitas horas extras, o que levava corpo e espírito ao limite.
Birinci kural : Her at en aşağı 70 kilo yük taşıyacak. Binici, eyer ve fazlalıklar dahil.
Primeira : cada cavalo não pode transportar menos de 70 Kg, incluindo cavaleiro, sela e extras.
Ekstralar, bahşişler yok!
Isso é sem gorjetas e sem extras, nada disso!
Bu yüzden ekstralarını kesmekten başka çarem yok.
Por isso, eu, não tenho alternativa a não ser retirar-te os extras.
Hey, Janice geç saatlere kadar çalışıyor mu?
A Janice está a fazer horas extras?
Bernie'ye geldiğinizde, sanırsınız cennettesiniz.
o campo com extras Se vierem ao Bernie, Pensarão que estão no paraíso!
Bunun için çok çalışmak lazım.
Tens de fazer horas extras para isso.
Yapımcılar nerede? Figüranlar nerede?
Onde é que estão os produtores, os extras?
Sadece oyalanıyorum.
Faço horas extras.
Demiryolu hattını ekstra önlemler almaları için uyardım.
Eu alertarei os Caminhos de Ferro para tomarem precauções extras.
İyi ve kötü arasında bir fark olsun..
Acredita que uns pequenos extras fazem a diferença entre um prato vulgar e um especial.
Bak, bu dövüş bize yeni bir kamyon, yeni bir ev ve annem için yeni bir sürü şey aldıracak.
Esta luta vai dar-nos um camião novo, uma casa nova e uns extras para a mãe.
Buradaki herkes de prim çekini aldı.
E a prova é que todos receberam bônus extras.
Hangi yıIdayız?
Horas extras! Então, que ano é este? 44.
Fazla mesai bitti.
Fim das horas extras.
Onun canını sıktıkça kendimi daha iyi hissediyorum.
Agrada-me ver uns espinhos extras incomodando-o.
- Fazla mesai yaptınız, öyle mi? - Evet.
- Horas extras, certo?
Olağanüstü bu insanlar olağanüstü.
Estes seres são extras. Extra-humanos.
Ek provalara gidiyordum.
- Tenho ido a ensaios extras.
Extra yokmuydu?
Sem extras?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]