Eyalet Çeviri Portekizce
4,851 parallel translation
Sen bunu izlediğinde Trey eyalet cezaevinde olacak.
Quando vires isto, o Trey estará certamente preso.
Evet. Kapatıldığında eyalet yönetimi resmi temizlik için ödeme yapmadı.
Quando a encerraram, o governo estadual não a mandou limpar.
Eyalet, küçük çocuklar konusunda çok sert.
A justiça tornou-se implacável com os menores.
Miss Harris Los Angeles Ofisine giden yolda basamakları hızla çıkıyor. ve Yanex'in New York Bölümü için eyalet değiştirmek zorunda kalacak ülkedeki en büyük...
A Menina Harris subiu rapidamente ao topo do gabinete de Los Angeles e mudará de costa para operar no centro da Yanex em Nova Iorque, uma das maiores do país...
Gelecek sene eyalet rekorunu kıracağını söylemiş miydim?
Eu já disse que ele ia bater o recorde de pontos do estado para o ano?
- Cal Eyalet Üniversitesi.
A universidade da Califórnia.
Eyalet skor rekorunu kıracaksın.
Vou-Quebrar-o-Recorde - de-Touchdowns-do-Estado agora.
Babanı unut. 37 gol sonra eyalet rekorunu kıracaksın.
Esquece o teu pai. Estás a 37 touchdowns de bater o recorde estatal.
DLS EYALET ŞAMPİYONASINA GİDİYOR
DLS A CAMINHO DO CAMPEONATO ESTATAL
EYALET REKORUNU KIRMASI İÇİN RYAN'A 3 GOL GEREK
RYAN ESTÁ A 3 TOUCHDOWNS DO RECORDE DO ESTADO
Şampiyonaya gidiyoruz, eyalet rekoru kıracağız.
Estamos a caminho de um campeonato, um recorde estatal.
Chris Ryan'ın eyalet gol rekoru, De La Salle'in 7'ye sıfır öne geçmesiyle devam ediyor.
O percurso histórico de Chris Ryan para o recorde de touchdowns continua com mais um touchdown, quando De La Salle lidera por 7-0.
Chris Ryan'ın eyalet rekorunu kırmasına tek gol kaldı.
Chris Ryan está a um touchdown de atingir o recorde estatal.
Eyalet rekorunu kırmasına tek gol kaldı.
Agora está apenas a um touchdown de quebrar o recorde estatal.
Şartlı tahliye subayları eyalet için çalışır, kasaba ya da şerifler için değil.
Agentes de liberdade condicional trabalham para o Estat não para o condado.
Eyalet ona şartlı tahliye hakkı verdi.
- O Estado deu-lhe liberdade condicional.
Eyalet verdi. Ben değil.
- O Estado sim, mas eu não.
Buraya Arizona Eyalet Üniversitesi'nden iki kısa ay için geldin.
Vieste da UEA para cá durante dois meses.
"Arizona Eyalet Üniversitesi" mi?
" Universidade do Arizona?
Bence eyalet ve Washington düzeyinde sizin için lobi yapacak birine ihtiyacınız var.
Acho que precisa de alguém do seu lado a nível estatal e em Washington.
Bud Carter eyalet tarihinin en önemli muhbirini eline teslim etti, sen ve patronların bu işi mahvedeceksiniz.
Ganhar-lhe a confiança? O Bud Carter entregou-lhe o maior informador da história deste estado e você e as pessoas para quem trabalha vão fazer merda.
Los Angeles eyalet hapishanesinde kalıyor.
Ele está numa cadeia do condado de Los Angeles.
Belediye baskani için çalisiyor. Eyalet Müfettisligine aday olacak sanirim.
Ele trabalha para o governador, acho que vai para executor e controlador de bens.
İşte böyle! Son dakika haberi, polis bugün erken saatlerde Eyalet hapishanesinden kaçan...
Como vais para minimizar a exposição aos gases.
Eyalet polisi olaya el atacaktır biliyorsun değil mi?
Sabes a I.A. vai querer se envolver.
Ben eyalet futbol şampiyonuyum ve siz bir grup çocuksunuz.
Já fui campeão de futebol, e vocês são apenas miúdos.
Aramızda toplam 18 yöresel şampiyona kupası, üç yıldız oyuncu ödülü ve bir eyalet şampiyona yüzüğü var.
Entre nós temos 18 troféus de campeonatos regionais, três prémios de melhor jogador e um do campeonato estatal.
Şüpheli kartel lideri Carlito Kane'in tek oğlu olarak bilinen 40 yaşındaki Manuel Kane'in bulunduğu San Quentin Eyalet Hapishanesi'nin dışından bildiriyorum.
Estou a relatar fora da Prisão de San Quentin State onde Manuel Kane, de 40 anos de idade mais conhecido por ser o único filho do suposto líder do cartel
Eyalet Başsavcılığından.
É do escritório da Procuradoria Geral da República.
Aman tanrım, kaç tane farklı eyalet olabilir?
Meu Deus! Quantos estados diferentes irão ser? Isto é incrível.
Başlangıç olarak, yüzde 1 New York şehri transfer vergisini hesaplamalısınız... yüzde 4 New York eyalet vergisi, artı yüzde 6 bana.
Para começar, tem que levar em conta o 1 % de ITBI, 4 % de taxas estaduais, mais 6 % para mim.
Kızı eyalet sınırlarından kolayca geçirebilmemiz mümkün olmayacaktır.
Não vai ser fácil mudá-la entre estados.
Hart ve Cohle, Eyalet Cinayet Masası.
Hart e Cohle, CID.
Eyalet Cinayet Masası'ndan dedektif Geraci.
Detetive Geraci, Departamento de Homicídios. Sim, senhora.
10 yaşında bir kız kayboluyor ve eyalet çapında bildirilmiyor öyle mi? Orada dur bakalım.
Uma rapariga de 10 anos desaparece e não é procurada?
Eyalet çapındaki hayır kampanyamızı yürütüyor.
Está à frente da unidade de caridade.
Martin Hart, Rustin Cohle, Eyalet Cinayet Masası.
Martin Hart e Rustin Cohle. Departamento de Perícia.
Eyalet savcısı bir şartla hapse sokmayacağını söyledi.
O Procurador deu-me a hipótese para ficar fora da prisão.
Şeytani grafitiyi bir suç olarak kabul ettirmeye çalışan bir eyalet senatörü bile var.
Há um Senador a tentar enquadrar pichação satânica como crime de ódio.
Federal, eyalet and yerel görevliler tüm bireylerin içeride kalmalarını tavsiye ediyorlar
Fontes federais, estatais e locais pedem a todos que se mantenham dentro de casa.
Eyalet isimlerini öğrenmeden cürümün anlamını çözmüştüm.
Soube os crimes antes das capitais dos estados.
Geri dönmek üzereydik. Şehir, eyalet, birilerine haber verecektik.
Estávamos quase a voltar, para chamar as unidades, ou fosse o que fosse.
Eyalet polisi.
Polícia!
Eyalet polisi.
Sou da polícia.
"İtiraf mı istiyorsunuz?" "Eyalet Polisi Cohle'u arayın."
Se quisessem uma confissão, que vissem se o Detective Cohle estava disponível.
Eyalet polisiyim.
Não há nada aqui. Sou da polícia estadual.
Eskisi kadar vaizlik yapmıyorum ama kalıt programımıza odaklanıyorum şu sıralar daha çok. Eyalet Polisleri Vakfı gibi şeyler -
Não prego tanto como antes, mas estou concentrado em programas de património, como o fundo de caridade da polícia...
Eyalet Polislerinin sorduğu konu.
Há uma coisa... que a polícia está sempre a perguntar-me.
Ne zamandan beri suçlu ve suçsuz Eyalet Polislerini tanımlar oldu?
Desde quando a polícia se importa com quem é inocente?
Hatta Eyalet Polisi de mi işin içinde?
Ou que ele está envolvido com a polícia?
Tuttle ailesi ve Eyalet Polisi hakkındakiler kulağa ne kadar delice geliyor biliyor musun?
Sabes como isso soa a maluquice?