Eyeliner Çeviri Portekizce
52 parallel translation
Göz kalemimi alabilir miyim?
Podia devolver-me o eyeliner?
Biliyorsun Al, 4 sefer elim kaydı ama en azından yanlış göz kalemini kullandığımı öğrendim.
E, sabes, posso ter falhado quatro vezes, mas, pelo menos, descobri que usava o eyeliner errado.
Göz kaleminin taşmasına mı sebep oldum?
Desculpa. Borraste o eyeliner?
Haftalarca yetecek kadar makyaj yapıp zaman kazanmayı biliyorsun.
Poupar tempo colocando eyeliner suficiente para duas ou três semanas.
Evet. İnsan biraz göz makyajı yapar.
Deus me perdoe se tu não podias ter posto um pouco de eyeliner para a minha volta à casa.
Göz kalemi... rimel, yanaklara allık ve pudrala gitsin.
Um pouco de base, eyeliner... máscara, rouge nas bochechas... e um pouco de pó-de-arroz..
Eyeliner, aslında. l bir kalem yoktu.
Na verdade, é lápis preto. Não tinha caneta.
Göz kalemin. Beş Numara MAC'mi?
O teu eyeliner... é o Mac no 5?
Sanırım, karizma ve göz boyama devri geçti artık.
Pois, mas o carisma e o eyeliner levam-no muito longe.
Göz kalemi diye bir şey duymadın mı?
Nunca ouviste falar em eyeliner?
Çoğu kez önceki gecenin göz kalemiyle duruyorum.
Muitos dias, uso o eyeliner da noite anterior.
Birden bire kocan evdeki başka bir kız oluverir. Göz kalemini alır, ağda yapar.
De repente, o nosso marido é outra mulher em nossa casa que usa o nosso eyeliner e também depila as pernas.
Bu göz kalemi var ya? Sevdiğin insanları geri getirmeyecek!
E o eyeliner não vai trazer de volta as pessoas de quem gostava.
Gelişmiş sibernetik bir zekan olsa ve bir göz kalemi tarafından serseme çevrilsen, epey komik olurdu.
Era engraçado se fosses um tipo de inteligência cibernética avançada e te atrapalhasses a usar eyeliner.
Neyse, eğer birisi kurallara uymuyorsa bu kesin Harmony Butler olur çünkü o Shanita'ın gözkalemini çaldı ve yatakhanenin duvarına pipisi olan şişman bir kadın çizdi ve üzerine senin adını yazdı.
De qualquer maneira, se alguém está a desrespeitar as regras, é a Harmony Butler, porque ela roubou o lápis de eyeliner à Shanita e fez um desenho na parede do dormitório de uma mulher gorda com um pénis e escreveu lá o seu nome.
Bir tanesi vardı, müzisyendi sanırım.
Costumava vir cá um rapaz, que acho que era músico, vestido de preto, com eyeliner.
Arkadaşının evindeki partiye dakikalar kala... Bree Hodge, aynanın karşısında gözlerine kalem çekiyordu...
Momentos antes da festa da amiga, a Bree Hodge estava ao espelho a pôr a linha "eyeliner".
Bedava göz kalemi, onu fahişe yapmaz ve kilosundan ötürü kızarıp utanmak bir adamı masum yapmaz.
- Eyeliner à borla não a torna uma pega. E não é o corar de vergonha por causa do peso que torna um homem inocente.
Göz kalem mi çekmiş?
Ele está a usar eyeliner?
Hadi, biraz daha göz kalemi çekmek için Walgreens'e uğramam lazım.
Vamos. Quero passar pelo Walgreens para comprar mais eyeliner.
Kolunda kurukafa dövmeleri vardı. Gözünde göz kalemi, sivri dişler...
Tinha caveiras tatuadas nos braços, eyeliner e presas.
Seni tişörtsüz ve sürmeli sevmediğimden değil ama bence doğru karar vermişsin.
Não é que eu não goste de te ver sem t-shirt e de eyeliner, mas acho que fizeste a escolha certa.
Gerçekten böyle dergi yazarlarının toplaşıp hangi dürümcü güzel, hangi göz kalemi kaliteli diye puanlamasını önemsiyor musun? Medikal şirketlerini düşün mesela.
Ligas mesmo ao que um grupo de editores, que criam estrelas para o melhor burrito de rua e eyeliner, pensam sobre cuidados de saúde?
Kalıcı göz kalemi. Dokunabilirsin.
Eyeliner permanente.
Göz kalemini alabilir miyim?
- Emprestas-me o teu eyeliner?
Ben de "Göz nezlesi olduysan ne diye göz kalemimi kullanıyorsun, kızım" falan oldum.
Eu era do tipo : "Fedelha, não vais usar o meu eyeliner se tiveres conjuntivite."
Bilirsin, gerçek müzisyenler göz kalemi çekmezler.
Os músicos a sério não usam eyeliner.
Sadece rimelini sevdiğimi söylemiştim.
Só disse que gostei do teu "eyeliner".
Gözlerini nasıl boyayacağını mı bilmiyorsun?
O quê? Não saberes como usar o eyeliner?
Seksi korsan makyajlı.
Aqui está ela. A pirata sensual. Eyeliner.
Tatlım, göz kalemi... Çaresizlik... Seni şuracıkta diri diri yerler.
Querido... o eyeliner, o desespero... vão consumir-te vivo, aqui dentro.
Ama geleceğin daha geleceği var, ve bu parayla yumuşak ayıcıklar ve eyeliner gibi somut şeyler almak istiyorum.
Mas o futuro está tão distante e eu preciso deste dinheiro agora para coisas reais como ursinhos de goma e eyeliner.
Çünkü Jenny kaçtığında sen de bana aynısını söylemiştin. Üstelik Serena'dan daha fazla makyaj yapmasına karşın daha genç ve aklı havadaydı.
Porque foi o que me disseste quando a Jenny fugiu, e ela era muito mais jovem e louca, e usava mais "eyeliner" do que a Serena.
Çünkü aynı anda hem göz kalemi sürüp hem de araba kullanabiliyorum.
Porque sei como aplicar "eyeliner" e conduzir ao mesmo tempo.
Bence daha fazla göz kalemi kullanmaya ihtiyacın var.
Acho que precisas de mais eyeliner.
Sadece göz kalemi çektim.
Mas coloquei um pouco de eyeliner.
Deri bakımı ve göz kalemi konusunda mı?
Como tratar roupas de couro e eyeliner?
Zaten seninle ve sürekli kesiştiğin Kaptan Sürmeli'yle takılmak... -... zorunda olmak yeterince kötü.
Já é mau estar contigo e com o Capitão Eyeliner a fazer olhinhos um ao outro.
Eyeliner'la ilgili verebileceğiniz bir ipucu var mı?
Alguma dica sobre delineador?
Eyeliner mi sürüyorsun?
Estás a usar maquilhagem?
[KADIN] ileri adım, lütfen. Efendim, bana senin eyeliner alır.
Avance, por favor Senhor, tente manter a linha visual.
Eyeliner'ım çok mu olmuş?
Estou com muito delineador.
"Killian" mı? "Sürmeli Kaptan" veya "Tek Elli Ucube" yok mu?
"Killian"? Nada de "Capitão Eyeliner" ou "Maneta Maravilha"?
- Göz kalemi mi beğendiniz mi Bayan Cawood?
- Gosta do meu novo eyeliner, Sra. Cawood?
Gözler bok gibi olmuş nereye bakıyorlar?
O eyeliner está mal. Para onde estão a olhar?
Kalıcı göz makyajı, lazer epilasyon...
Eyeliner tatuado, depilação a laser...
Peki ya göz kalemi ya da yabancı dil?
E eyeliner ou uma língua estrangeira?
Kısık sesli ve gözü sürmeli olan desem?
- A tua amiga especial? Aquela com voz grossa e eyeliner?
Göz kalemi tercihi hiç olgunca değil gerçi.
E tão errada com aquele eyeliner.
- Evet, beleş eyeliner.
Sim, o delineador grátis.
Efendim, bana senin eyeliner alır.
Avance, por favor. Senhor, tente manter a linha visual.