Falso Çeviri Portekizce
6,144 parallel translation
Bana bu kartları kullanıp araba kiralayabilir miyim diye sordu ben de ona o kartların yanında sahte bir de kimliğinde olması gerektiğini söyledim.
Ele perguntou-me se podia usar o cartão para alugar um carro, mas eu disse-lhe que certamente seria necessário um cartão de identidade falso.
Yunan yetkililer bizi uyarmıştı. Sahte bir pasaport kullanarak ABD'ye uçakla geleceğini söylemişlerdi.
Os gregos alertaram que usou um passaporte falso para embarcar num avião para os EUA.
Biraz önce o sahte doktora saç ektirme olayını mı sordun?
Acabaste de perguntar a um médico falso sobre implantes de cabelo?
Sang Min, ABD'de iş yapmak için Anthony Shu adını kullandığını söyledi.
O Sang Min disse que ele utiliza o nome falso Anthony Shu para fazer negócios aqui nos EUA.
- Harika. Bir havaalanı dolusu huysuz yolcularla, sahte bir ölü hava polisiyle bir yerlere kaçmış bıçaklı ve silahlı katiliyle, burada kar altında mahsur kaldık. "Clue" oynuyormuş gibi hisseden başka biri var mı?
Estamos presos num aeroporto cheio de pessoas irritadas, um falso agente de bordo morto e o assassino dele solto por aí com uma faca e uma arma.
- Bu bizim sahte hava polisimiz mi?
- É o nosso agente falso?
Abby, sahte hava polisimizin adının Norman Doops olduğunu söyledi.
A Abby disse que o nome do falso agente morto é Norman Dopps.
Sahte hava polisimize... -... ilk sokulmanızı izledim.
Quero ver a sua abordagem inicial do nosso falso agente.
- Yani elimizde olan sahte ceset, gerçek kan.
Então, temos... um corpo falso e sangue verdadeiro.
O sahte intihar notunu yazan kişi. Evdeydim.
A mesma pessoa que escreveu o bilhete de falso suicídio.
Sahte pasaport dışında Colin Cavendish'le ilgili elimizde bir şey yok.
Além do passaporte falso, não há nenhuma outra pista sobre o Colin Cavendish.
Gerçek ya da sahte diyemem, ama düzenleme filan yapılmamış.
Não sei se é real ou falso, - mas, não há edições.
Güzel, ses kaydı sahte miymiş?
O audio da escuta é falso?
İnanamıyorum. Sahte doğum günü işe yaradı.
O aniversário falso funcionou!
- Daha iyi misin?
- Melhor? - Alarme falso.
Çeki bozdururken iyi şanslar, çünkü bu sahte.
Aquele cheque? Boa sorte a tentar cobrá-lo, porque é falso!
Yanında sahte kan torbası ve içeri kaçan bıçak taşımanın bir sebebi var mı?
Porque é que tinhas sangue falso e uma faca retráctil?
Her şeyin sahte, tıpkı karnen gibi.
É tudo falso, como o teu boletim.
- Ama sahte olduğuna eminsiniz.
Mas tem certeza que é falso.
- En başından beri sahte miydi?
- Que foi sempre falso?
Alıcı sahte olduğunu anladığımda da onu öldürdü.
E quando o comprador percebeu que era falso, matou-o.
Onun sahte çıktığını da biliyorum.
Eu sei que na verdade ele é falso.
Sahte olduğunu bildiğimiz.
- O qual sabemos que é falso.
İnanıyorum ki asıl Bray haritası, şu an her neredeyse kopyada olmayan ve öldürmeye değecek bir bilgi taşıyordu.
Acho que o mapa original, onde quer que esteja, tem dados que o falso não tem. Dados que valem a pena matar.
- Bu da demektir ki sahte olanda neyin eksik olduğunu bulmalıyız. - Nasıl?
O que significa que temos de descobrir o que falta no falso.
Şu ana kadar bulduklarıma göre kopya ve aslı bire bir aynı.
E até onde consigo ver, o original e o falso são idênticos.
Biri sahte olduğunu anlayana kadar da kumarhanenin planları devam edecekti.
Alguém ia descobrir que o mapa era falso e os planos do casino continuavam.
Biri haritayı çalmıştı, koruma öldürülmüştü, polise göre harita başından beri sahteydi.
O mapa tinha sido roubado e um guarda morto. Depois o mapa aparece e a polícia diz que era falso.
- Biz bunun yalan olduğunu söyletmeye çalışıyordu.
Irá citar-nos dizendo que é falso. O recado.
Sadece seksti ve sonra numaramı istedi, ben de sahte bir tane verdim ve aptallık yaptım çünkü muhtemelen beni aradı ve öfkelendi.
Então, ela pediu-me o número. Eu dei-lhe um falso, o que foi estupidez, porque ela ligou e ficou com raiva.
- Gizli bir mesaj odasına sızmak için Serpico73 kullanıcı adını kullanamazsın.
Se queremos criar um nome falso para te infiltrares em salas de conversa, não podes usar o Serpico73 - como nome de utilizador.
FBI ajanları, ünlü bilgisayar korsanı Douglas VonDorothy'nin sahte bir isim altında ebeveynleriyle beraber yaşadığı Jacksonville'deki evine baskın düzenlediler.
Agentes do FBI invadiram o retiro Jacksonville onde o conhecido hacker Douglas VonDorothy morava com os seus pais idosos, sob nome falso.
Onun hakkında birşeyler yanlış.
Tudo nele me soa a falso.
Her şeyin yalan senin.
- És um parasita! És um falso!
Yanlış bir yere basarsak işimiz biter.
Um passo em falso, e já éramos.
O sahte bir gülücük!
Esse sorriso é falso!
Sana yanlış isim verdim çünkü MBG'den olduğun her halinden belliydi ve ödüm patlıyordu.
Dei-te um nome falso porque tinhas MGB escrito por ti abaixo e estava aterrorizada.
Efektler tamamen sahte.
E o efeito é todo falso.
Yanlış alarm, çocuklar. Babam değilmiş.
Malta, falso alarme, não é o meu pai.
Yanlış alarm.
Falso alarme.
Sahte olan hiçbir şey yok.
Não tem nada de falso.
Ve aldananlar sahte peygamber ile işbirliği yapacak.
E os que forem enganados, adorarão o falso profecta.
İsa'yı taklit eden birinin geleceğini ve güçsüzlerinde bu sahte peygambere riayet edeceğini söylüyor.
" Um virá para imitar Cristo e os enganados adorarão este falso profecta.
Klinikte sahte isim kullanmış olmalısın tahlilleri de Gözlemci'yi genetik izine yönlendirmiştir.
Deve ter dado um nome falso, e as análises indicaram ao Monitor o seu perfil genético.
Evet, sahte isim kullandım ama bunu pek çok insan yapar.
Que quer dizer? Sim, usei um nome falso, mas montes de gente o faz ali.
Hepsi yanlış alarmdı ve her seferinde Jess biraz daha öldü.
Todas elas eram falso alarme, e a Jess morre um bocadinho de cada vez.
- Sahte bir göz bu.
- É um olho falso.
Tamam, sahte saçın varsa dikkatli olmalısın
Cuidado ao comprar cabelo falso.
- Sahte ismiyle ilgili bile bir şey bilmiyoruz.
Temos muitos detalhes, mas, nenhum nome verdadeiro. Nem sabemos nada sobre o nome falso.
Karnesi sahte. Değil mi?
É falso, não é?
Yanlış alarm.
Alarme falso!