Fiddler Çeviri Portekizce
199 parallel translation
Başlayın Bay Fiddler.
Vamos lá, Sr. Violinista.
Bay Fiddler değerinin ne kadar olduğunu söylemişti?
Quanto disse o Sr. Fiddler que valia?
Bay Fiddler'ın söylediği fiyat 50 dolardı ve bence de bunun değeri bu.
50 dólares foi o preço que o Sr. Fiddler propôs, o valor certo.
Bayan Guthrie, eğer o paranın bir doları bile Bay Fiddler'in cebine girerse sizi temin ederim ki bu saati parçalarım.
Sra. Guthrie, Se um dólar deste relógio for parar ao bolso do Sr. Fiddler, prometo-lhe que esmagarei o relógio.
Fiddler kapıyı kilitlemiş.
Fiddler trancou-lhe a porta.
Bu adamlar karını görmek için Fiddler'ın kampından gelmişler.
Estes tipos vieram do Campo Fiddler só para verem a tua esposa.
Bazıları çok olgun Fiddler.
Algumas parecem muito boas, Fiddler.
Fiddler, George'umuz var mı?
Fiddler, temos algum George?
Fiddler.
Fiddler.
Yaşamak istiyorsan beni dinle.
Ouve o velho Fiddler, se quiseres viver.
- Fiddler.
- Fiddler.
- Fiddler?
- Fiddler?
Seni adil bir tarla işçisi yapmak hakkında dediğini duydun mu?
Ouviste como ele disse ao Fiddler para te transformar num bom camponês?
Sen Toby, ve ben Fiddler.
Tu Toby, e eu Fiddler.
Ben Fiddler.
Eu sou Fiddler.
Fiddler.
Fiddler ( Violinista ).
Sarah'ın Fiddler'ı.
Sarah's Fiddler.
Kralın İngilizcesini konuşamıyor Fiddler.
Ele não fala o inglês da rainha, Fiddler.
- Bize ne getirdin? - Bekleyin.
- Fiddler, o que trouxeste?
Fiddler'ı dinleyin.
Por isso ouçam o Fiddler.
Evcilleştirmeyi Fiddler yapacak.
Mas coloquei o Fiddler para o domar.
- Fiddler mı?
- O Fiddler?
- Ben aksini söyleyene kadar Fiddler sorumlu. - Atlar birbirini evcilleştiremez.
- Os cavalos não se domam uns aos outros.
Fiddler geliyor.
O Fiddler está a chegar.
Çünkü eğer Fiddler'a salak dediysen seni o domuzlara yem yaparım.
Porque se estás a chamar tonto ao velho Fiddler vou dar-te de comer aos porcos.
- İyi geceler Fiddler.
- Boa noite, Fiddler.
Bay Reynolds sana sahip Fiddler sana öğretecek ama eninde sonunda zenci, benimsin.
O sr. Reynolds é o teu dono o Fiddler vai ensinar-te mas mais cedo ou mais tarde, és meu.
Dört ay önce gemiden aldığınız o yeni adam gibi.
Como o moço que comprou há quatro meses e o entregou ao Fiddler.
Fiddler elinden geleni yapıyor.
O Fiddler está a fazer o melhor que pode.
- Merhaba Fiddler.
- Boa tarde, Fiddler.
- Kar nedir Fiddler?
- O que é neve, Fiddler?
Senden yardım istemedim Fiddler.
Não pedi a tua ajuda, Fiddler.
Fiddler!
Fiddler!
- Fiddler!
- Fiddler!
- Fiddler.
- Fiddler...
- Adam nereden geldi Fiddler?
- De onde veio ele, Fiddler?
- Gir içeri Fiddler.
- Vamos lá, Fiddler.
Noel akşamleyin mi oluyor Fiddler?
O natal acontece à noite, Fiddler?
- Seni mi Fiddler? - Evet beni.
- Sobre ti, Fiddler?
- Fiddler kalmamı mı istiyor?
- Fiddler quer que eu fique?
Fiddler Kunta'yla gelsin.
Fiddler vem com Kunta.
Zincirler bir zenciye yakışmaz Fiddler.
As correntes não são boas para os negros, Fiddler.
Seni görecek şimdi.
Fiddler, ele vai receber-te agora.
Fiddler, o bir kaçak.
Fiddler, ele é um fugitivo.
- Bitirdin mi Fiddler?
- Acabaste, Fiddler?
- Yaşlı Fiddler bitirdi.
- O velho Fiddler acabou, sim.
Beni hayalkırıklığına uğrattın.
Falhaste-me, Fiddler.
Zincirler bir zenciye yakışmaz Fiddler.
Correntes não são boas para um negro, Fiddler.
- Fiddler korkuyor mu?
- Fiddler tem medo?
- Sana bir şey yapmazlar.
- Eles não te vão fazer nada de mal, Fiddler.
- Gün olarak Fiddler.
- Dias, Fiddler.