Finiş Çeviri Portekizce
46 parallel translation
Yakın bir finiş olacak, kesinlikle çok yakın.
Vai ser muito renhido.
Son engele gelmişken sakın düşme. Finiş görünüyor.
Só posso dizer que não caia no último obstáculo, com a meta à vista.
Evet, I'Alpe d'Huez'deki finiş çizgisinden 20 kilometre uzaktayız.
Sim, estamos a 18 km da linha de chegada ao cume de Alpe d'Huez.
Her iki araç son dönüşte hızlarını azaltırlar. Arkada kalan araç hava akımından kurtulmaya çalışır. Öndeki aracı bir sapan gibi kenara fırlatır, finiş çizgisinde tokatlar.
Por isso, quando os dois saem da última curva, o que vem atrás pode sair do cone de aspiração, catapultar-se para a frente do outro e cortar a meta.
Finiş çizgisi yaklaşıyor, Cole Trickle kazanıyor!
Os carros aproximam-se da meta. O vencedor é Cole Trickle!
Finiş çizgisine gecikmediğimiz sürece.
- Desde que não percamos... - Mãos nos remos.
Hayır. Carmichael finiş çizgisinde.
O Carmichael está na meta.
- Bana soracak olursan, dramatik finiş istiyor.
Estou certo que ele vai querer fazer uma aparição espectacular.
Eğer finiş çizgisini geçmesini engelleyemezsek.
A nao ser que o consigamos impedir de passar a meta em primeiro.
Ne finiş!
Que final!
Ayrıca Warrick'in mücadeleye dahil olamayacağını söylemenize rağmen finiş çizgisine çok yaklaşmıştı.
Tambem disse que o Warrick nao teria argumentos, mas esteve muito próximo de terminar esta corrida.
Finiş çizgisinde Bahama Mama
Na meta, Bahama Mama,
Hazır mısınız çocuklar? Finiş çizgisinde görüşürüz.
Espero que estejam prontos.
- Ve finiş! - Evet!
Sim!
Foto-Finiş.
Uma foto de chegada.
Finiş düzlüğünde, King ve Broke kaldı.
Perto da meta, King aproxima-se de Broke.
Bu gerçek bir foto finiş.
Isso é que é disputa renhida!
Sadece finiş çizgisine kadar değil, ölümüne yarışabiliriz.
A corrida pode ser até à morte como até à meta.
Araçta bulduğumuz sakızı karşılaştırdığımızda finiş bayrağı gibi bize el salladı.
Bem, assim que correspondermos o teu ADN àquela pastilha, é como se isso fosse a bandeira em xadrez para nós.
Sadece finiş çizgisine kadar değil, ölümüne yarışabiliriz.
Uma corrida tanto pode ser até à morte como até à meta.
Finiş.
O fim.
-... muhteşem bir finiş...
- E é um final espectacular.
Finiş çizgisini geç yeter. O zaman gerçek yarışçı olursun.
Se cortares a meta, passas a ser um piloto.
Muhteşem bir finiş!
Sim! Que grande final!
Başka birisine güvenmeye başlayacak. Atımız finiş çizgisini geçtiğinde üstünde başka biri olacak yani.
Vai começar a confiar em outra pessoa, e se isso acontecer, alguém vai atravessar a linha de chegada, com o nosso cavalo.
- Anladığım kadarıyla finiş çizgisini geçmem bile hepten bir mucizeydi.
Para mim, passar inteira a linha de chegada já é um milagre.
Finiş için bir alay ağır top gelecek buraya.
Muitos ricaços vão estar aqui para a finalização.
Finiş çizgisi önümüzde uzanıyor bir kilometre bile kalmadı.
Lá à frente, é a linha de chegada. Menos de 1,5 km.
Ve son olarak, " Finis origine pendet.'"
E finalmente, "Finis origine pendet"
Tanrım, ne yapacağız, Finis?
Pelos céus, Finis, o que vamos fazer?
Finis, hemen yatağa gel.
Finis, vem imediatamente para a cama.
Finis, bu insanları kim davet etti?
Finis, quem convidou esta gente?
Finis.
Finis!
C'est finis.
Acabei.
Hitam Toprak'a doğru...
Em direcção à Finis Terra...
Burası bu dünyanın sonu...
É o fim do mundo. Finis Terra.
Miftah artık Hitam Toprak'ın yolunda.
A clavis desapareceu no fundo da Finis Terra.
Hitam Toprak!
Finis Terra!
"Finis est praesens, attingere."
"Finis est praesens, attingere."
Sonra senin kanını kullanarak "bitti" yazacağım.
E depois usarei o teu sangue para escrever "Finis".
Kalın harflerle "Son" yazıp yoluma devam etmek.
Escrever "finis" em negrito... E seguir em frente.
Finis omnium nunc est.
Finis omnium nunc est.
Mm. Finis omnium...
Finis omnium...
Finis omnium nunc est.
- Finis omnium nunc est.