English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ F ] / Flint

Flint Çeviri Portekizce

1,017 parallel translation
Flint'le git. İşlemlere bir göz at. Şahin gibi.
A separação entre trabalho e lazer deu a Ardana este sistema social perfeitamente equilibrado.
- Bilmiyorum. Flint asla girmememi söyledi.
A Vanna parece ter conceitos abstractos de lealdade e liderança.
Ryetalyn için Bay Flint'e bağımlı olduğumuza göre tekrar karşılaşırsanız genç hanıma daha az ilgi göstermenizi rica edebilir miyim?
O computador confirmou os achados dele. Então, como é que os meus antepassados, vindos das cavernas, se desenvolveram ao ponto de erigir Stratos, e os troglitas não o fizeram?
Bay Flint'le ilgili rapor yok. Bir geçmişi yok gibi.
A Federação não lhe dá o direito de desafiar governos locais!
Bay Flint'i trikorder'la tarıyordum.
Vai violar as ordens do Governo?
- Flint gibi. - Kirk, tamam.
Pedirei autorização para ser mediador dos troglitas.
"Flint gibi." Geçmişi olmayan insanlar.
Vanna. Tem de confiar em mim.
- İhtiyaçlarımla, ben artık Flint'im.
- A Vanna desapareceu.
- Ne oldu? - Seni seviyordu. Siz de, Bay Flint, bir hoca hatta baba olarak.
Bom parece que a minha pequena demonstração foi um êxito.
Flint, kendi oluştuğu karmaşık alanların olduğu
Irei para as minas.
Şimdi, Eddie Flint'in anonsunu bekliyoruz.
E agora aguardamos o resultado dito por Eddie Flint.
Şimdi resmi karar Eddie Flint'e ulaştı.
A decisão está entre o comissário e Eddie Flint.
Flint Caddesi'nden U dönüş yap...
Faz uma inversão na Rua Flint...
Memleketimiz olan Flint, Michigan, aynı zamanda dünyanın en büyük şirketi General Motors'un da doğum yeriydi.
Flint, Michigan, a nossa cidade natal, era o berço da General Motors... a maior corporação do mundo.
Flint, Michigan'da süren doğum günü partisi bütün şehri salladı.
Com toda a cidade a fervilhar, Flint, Michigan, organizou uma festa de anos.
General Motors'un doğum yeri olan Flint'li vatandaşlarımız Amerika güzelini görme şansına da eriştiler.
Os cidadãos de Flint, terra natal da General Motors... também verão a radiante Miss América.
İşte benim hatırladığım Flint böyle bir yerdi. Her gün ayrı bir güzeldi.
Isto era Flint como eu recordo, onde cada dia era um grande dia.
Babam, 33 yıldır AC Bujileri'nin üretim bandında çalışıyordu.
O meu pai trabalhou na linha de montagem das velas AC na GM, em Flint, durante 33 anos.
Laverne amcam, Flint'te ki Büyük Oturma Eylemi'ne katılmıştı.
O meu tio Laverne esteve na Grande Greve de Flint.
1936 yılının bitimine birkaç saat kala binlerce işçiyle birlikte GM'nin Flint'teki fabrikalarını ele geçirip kendilerini içeri kapatmışlar ve 44 gün boyunca oturma eylemi yapmışlar.
Umas horas antes do final do ano de 1936... ele e milhares de outros trabalhadores da GM tomaram possa das fábricas de Flint... e barricaram-se lá dentro, ficando por lá durante 44 dias.
Ulusal Muhafızlar çağrılmış ve dünyanın gözü Flint'e çevrilmiş.
A guarda nacional foi chamada e o mundo ficou com os olhos postos em Flint.
Kahramanlarım daha çok fabrikadan uzak duran ve Flint'ten kurtulan Flint'lilerdi.
Os meus heróis eram os habitantes de Flint que tinham escapado à vida em fábrica... e saíram de Flint, como os rapazes da banda Grand Funk Railroad...
Grand Funk Railroad grubu Casey Kasem, Zubin Mehta'yla evlenen kadın ve Don Knotts ve belki de Flint'in en ünlü evlâdı, televizyonun ünlü yarışması Aileler Yarışıyor'un sunucusu Bob Eubanks.
Casey Kasem, a mulher que casou com Zubin Mehta e Don Knotts... e talvez o filho mais famoso de Flint, Bob Eubanks... anfitrião do programa de sucesso da TV "Os Recém Casados".
Flint'te 10 yıl boyunca kendi gazetemi çıkardıktan sonra California'lı bir milyoner, San Francisco'da çıkardığı skandalları irdeleyen dergisine editör olmamı istedi.
Após 10 anos a editar o meu próprio jornal em Flint... um milionário da Califórnia pediu-me para ser o editor... da sua revista de difamação em São Francisco.
Ancak San Francisco, Flint için dünyanın öbür ucu sayılırdı.
Mas São Francisco era do outro lado do mundo.
İşe gittim ve aylık köşe yazısını Flintli bir otomotiv işçisine yazdıracağımı söyledim.
Fui trabalhar e avisei... que ia dar uma coluna mensal a um mecânico de Flint.
Hatta kötü haberler benden önce Flint'e ulaşmıştı.
De facto, estava em Flint à pouco tempo quando as más noticias chegaram.
Detroit ve Pontiac bu kapamalardan kesinlikle etkilenecek olsa da olaylar Flint'te resmen yıkım etkisi bıraktı.
Enquanto, Detroit e Pontiac, vão sentir o efeito desta medida... o efeito em Flint será devastador.
Görüntüler, Flint'te arkası gelecek olan fabrika kapatmalarının GM Kamyonları fabrikasında çekildi...
Este estava para ser o primeiro de muitos despedimentos em Flint... O ultimo dia para a fábrica da General Motors.
Galiba pek çoğunuz bunun Flint'te gerçekleşen ilk büyük kapanma olayı olduğunun farkındasınız.
Penso que a maior parte de vocês sabe... que esta é a primeira grande fábrica a fechar... em Flint. Deixem-me dizer de outra maneira.
Flint sınırları dâhilinde bu şekilde düşünmeyenler de vardı. GM sözcüsü ve lobi faaliyetleri sorumlusu Tom Kay gibi.
Havia, em Flint, aqueles que tinham opinião diferente... como o Tom Kay, um porta-voz da General Motors.
Arabama atlayıp güneye doğru 1 saatlik yol kat ederek Flint'ten Detroit'e General Motors'un genel merkezine geldim.
Meti-me no carro e guiei durante cerca de uma hora até Detroit... até à sede da General Motors.
Roger Smith'i birlikte bir gün geçirmemiz için Flint'e davet edecektim ve işlerini kaybeden insanlarla tanıştıracaktım.
Convencer o Roger Smith a passar comigo um dia em Flint... e conhecer algumas das pessoas que perderam o emprego.
- Ta Flint'ten geldik.
- Nós viemos de Flint.
- Flint'le ilgili bir belgesel.
- É um documentário acerca de Flint.
Ben de Flint'e dönüp GM lobi sorumlusu Tom Kay'den biraz destek aldım.
Então voltei para Flint para mais aconselhamento do porta-voz da GM, Tom Kay.
Ya Flint'teki bütün işçiler?
Então e ser for todos os empregos aqui em Flint?
Joe Weaver, Kanal 2 Haber Bülteni, Flint.
Em Flint, Joe Weaver, Canal 2 Eyewitness News.
Habere göre Flint'teki fare nüfusu insan nüfusuna 50.000 kadar fark atmış durumda.
Anunciou que a quantidade de ratos em Flint... ultrapassava a população humana por 50.000
Tam işler tepe taklak olmak üzereyken, Ronald Reagan Filnt'e geldi ve işini kaybeden bir düzine işçiyi pizza yemeye götürdü.
No momento em que as coisas pareciam mal, o Ronald Reagan chegou a Flint... e levou uma dúzia de trabalhadores desempregados a uma pizzaria.
Bu arada Flint'in daha şanslı insanları GM'in kurucularının birinin evinde yıllık Gatspy partilerini verdiler.
Entretanto, os mais afortunados organizavam a sua festa Great Gatsby anual... em casa de uma das famílias fundadoras da GM.
Flint'te hayat nasıl?
Como está Flint, hoje em dia?
Olumsuz şeylere takılıp Flint'in güzelliklerini görmezden gelmenin haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Acho que não é justo pensar só nos aspectos negativos e publicitá-los... sem pensar nos bons aspectos de Flint.
Flint'te işi garanti olan tek kişi vardı :
Tinha encontrado um homem em Flint com um emprego seguro :
Irillium'un etkisi tersine çevrilebilir belki. Burada kal. Flint ve McCoy döndüğünde bana bildir.
Recusas-te a revelar os nomes dos outros Perturbadores?
Burada Flint'le mutlu musun?
Além do humanitarismo, vim buscar a zenite.
Flint yalan söyledi.
E trouxe um refém comigo.
Flint niye bize numara yapıyor?
Acredito tanto em si como o Plasus. É uma idiota. Estas máscaras libertar-vos-ão, como eu disse.
Tüm duygular oyunda, Bay Flint.
Pai, estamos tão certos dos nossos métodos que nunca os questionamos?
Bay Flint'in trikorder değerleri nihayet uyumlu. Ölüyor.
E uma única forma de o viver.
resim çekebilirler, fakat bunları yapamazlar.
Larry Flint, Hugh Hefner.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]