Fordham Çeviri Portekizce
95 parallel translation
Ben Fodham yolundaki Theodore Roosevelt'e gittim. Evimize çok yakın.
Eu frequentei a Theodore Roosevelt, ali na rua Fordham.
Fordham Road'da ne oynuyor?
A noite foi-se. Que filmes estão a dar em Fordham Road?
Burası Bronx'un Fordham bölümü. Benim evim.
Esta é a área mais pobre do Bronx.
- Billy Fordham, Xander ve Willow. - Merhaba.
Billy Fordham, o Xander e a Willow.
- Billy Fordham.
- Billy Fordham.
O sıra NYU'da okuyordum, ama filmi izlediğim arkadaşlarımın bir kısmı bir Cizvit kolejinde idi, diğerleri sokak çocuğuydu.
Eu estudava na NYU, na altura, mas alguns dos amigos com quem vi o filme estudavam numa Universidade jesuíta chamada Fordham, outros não estudavam.
İsmim Ray Fordham.
O meu nome é Ray Fordham.
Eğer öyle olsaydı çoktan Bay Foredom'ın kafasını sıcak suya sokmuştum. Fakat Tanrı onu korusun, yine de yatağını ıslatacak.
Se fosse, eu já tinha posto a mão do Sr. Fordham numa tijela com água morna, mas Deus o abençoe, ele vai molhar a cama na mesma.
Sana tam uyacak bir görev bulup, seni yerleştirecek.
Pelo Tenente-Coronel Fordham. Um excelente companheiro. Ele dar-lhe-á os detalhes.
- Bugün, son trenle.
- Apresento-me ao Coronel Fordham. Ali dento.
Evet düşünüldüğü kadar aptal değiller.
- Uns malditos dedos feridos ( sore ). - Uma maldita serra ( saw ), isso mesmo. Sabe, você não é assim tão estúpido como as pessoas pensam, Fordham.
Onunla ilgileniyorlar.
O Fordham está a ver disso.
Jimmy Fordham hoşgeldiniz.
Capitão Sawyer, presumo? Jimmy Fordham, bem-vindo ao MI9.
St. Ignatius Lisesi'ni ve Fordam Üniversitesi'ni bitirdin.
Faculdade de St. Ignatius, Universidade de Fordham.
Bu olaydaki referans örnekle karşılaştırayım. Jeremy Fordham.
Vou comparar isto com as amostras de referência deste caso.
Kurbanın sevgilisi değil mi bu?
Jeremy Fordham. Não é o namorado da vítima?
Ralph, sen de Fordham'da ders vermiyor musun? Hayır.
- Ralph, não dá também aulas em Fordham?
Evet, Fordham. Oldukça iyi.
É em Fontham, então, é porreiro.
Bay Fordham, neden eşinizle birlikte biraz oturmuyorsunuz?
Sr. Fordham, porque não se vai sentar com a sua mulher?
Evet, bu benim babam, Ray Fordham.
Sim, aquele é o meu pai, Ray Fordham.
Psikoloji diploması aldığı üniversiteye hâlâ para ödeyen bir kadın için geçici bir durum diyelim.
É uma situação temporária para uma mulher que ainda está a pagar o curso de Psicologia na Fordham.
Bayan Norris'in Fordham Üniversitesi'nden psikoloji diploması var.
Ms. Norris tem um curso de Psicologia.
Teğmen Weber, Fordham'da sanat tarihi dersi aldı.
O Tenente Weber é formado em história da arte em Fordham.
- Hepimiz Fordham'da okuyamadık tabii.
- Nem todos vão à Fordham.
Fordham'da ne öğrendim, biliyor musun?
Sabes o que aprendi?
Alçaktan kol sallama hareketini önerirdim ama onu Dr. Fordham yapıyor.
Dizia-te para flectires o braço em baixo, mas já é da Dra. Fordham.
Gelecek hafta Fordham'da, senin okulunda konuşma yapacak.
Vai falar semana que vem na sua universidade, Fordham.
Birkaç kişi iş çıkışı Fordham'a gidip dinleyeceğiz.
Um grupinho vai lá vê-lo.
Bana burada, Fordham'da burs ayarladı ve okulu bitirir bitirmez işe aldı.
Ele me deu uma bolsa aqui na Fordham e me contratou quando me formei.
Büyükbabam Fordham Yolu'nun orada terzilik yapıyordu. Bu yüzden bunları nerede ürettiğinizi merak ediyordum.
O meu avô trabalhou como alfaiate na Fordham Road, e eu queria saber se é onde faz estas.
Fordham Yolu mu?
- Fordham Road?
Sorumlu dedektif John Fordham tüm grupları inceledi.
O detective com o caso John Fordham, Verificou os grupos delas.
Dedektif Fordham onları da araştırdı.
O Detective Fordham também verificou isso.
Dedektif Fordham.
Detective Fordham.
Dedektif Fordham araştırmaya başladı, üstünde seri numarası da olduğundan çabuk bulunur.
O Detective Fordham já está a tratar disso, e aqui tem um número de identificação por isso deve ser rápido.
Kuzey Fordham'den bir kız.
É uma Fae da Luz de North Fordham.
Fordham Road un oradaki bir barın önünde bir çocuğa carpmıştı. Babası onu Montreal e uçurmuştu.
Esfaqueou um garoto em frente a um bar na Fordham Road, o pai o mandou para Montreal.
Hugh Killian'ın yakında Fordham Otelindeki bir süitte olacağını söyledi Şikago Polis Birimi'nin sayesinde.
Ele disse que o Hugh Killian vai estar numa suite do Hotel Fordham, cortesia do DPC.
Şartlı tahliye memuru Fordham Yolu'nda oturuyor. Adresi burada.
O agente de condicional dele fica na Fordham Road.
Fordham'lerin oğlu da.
E o filho dos Fordham.
Özel Kuvvetler Dört-Altı Çavuşu, River Parkway ve Fordham yolunda olası bir 10-25 durumuyla karşı karşıyayız.
4 / 6 ops. esp. sargento, você tem uma possibilidade de 10 / 25. No rio parkway e estrada parkway.
Fordham'a gidiyorum.
Ando na Fordham.
Fordham Üniversitesi'ni öylesine mi seçtin yani?
Quer dizer que a Fordham foi uma faculdade ao acaso?
Hayır, birkaç okula başvurdum, Fordham kabul etti.
Não, eu candidatei-me a várias faculdades e fiquei na Fordham.
- Fordham Yolu'na.
- Ele viveu na Rua Fordham.
Önce bilgi vermem gerekecek.
Temo que o Coronel Fordham queira falar consigo, primeiro.
NYU'da çok iyi bir hukuk fakültesi var, ( * ) Columbia, Fordham- -Beni dinlediğini sanmıyorum.
Columbia... Fordham... Acho que você não está me escutando.
Fordham Hukuk Fakültesi,'82.
John em 1980.
... çocuğun babası Robert Fordham Bu benim oğlum Jacop.
Este é o meu filho Jacob.
- Robert Fordham
Robert Fordham.
- Fordham 2. Öğretim.
- Fiz lá o curso noturno.