English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ F ] / Franca

Franca Çeviri Portekizce

6,254 parallel translation
Size karşı dürüst olacağım Bay Cowgill.
Tenho de ser franca consigo, Sr. Cowgill.
- Dürüstçe konuş.
- Sê franca.
- Açıkça konuşabilir miyim?
- Posso ser franca?
Zamanınızı aldığım için üzgünüm Bay Dietrick ama açık olmak gerekirse, oğlunuz biraz şımarık yetiştirilmiş olabilir.
Lamento tê-lo feito perder o seu tempo, Sr. Dietrick, mas para ser franca, o seu filho pode já ter minado a boa disposição.
Aslında o gece Starling'de çatıda konuşurken duydum sizi.
Para ser franca, ouvi-vos a falar no telhado em Starling City naquela noite.
Ve maalesef Bayan Lange düşmanca tutumunuz bu işi hepimiz için zorlaştırıyor.
Infelizmente, Menina Lange, a sua franca hostilidade está a tornar isso difícil para nós.
Taşları dökmenin vakti geldi.
Que está na hora de uma conversa franca.
Aslında hiçbir şey yok.
Nem tributos, para ser franca.
kulağa çok hoş geliyor aslında.
Parece-me encantador, para ser franca.
- Tamamen senin tercihine kalmış.
Sul de França, Bruxelas.
Fransa atıcılık sergisi.
A exposição de caça da França.
Biz Fransa'nın Güneyinde komşuyduk.
Fomos vizinhos no sul da França.
Kitabın etkisi geçtiğinde gelecek neslin mavi saçı olmayacak ve kendime Fransa'da bir şato alacağım.
Quando a afeição finalmente chegar à próxima geração sem cabelos azuis, comprarei um chalé em França.
Fransa'yı arayacak kadar param yoktu.
Não tinha dinheiro para telefonar para França.
Fransa.
França.
Japonya, Avustralya, Polonya, Fransa.
Japão, Austrália, Polónia, França.
Fransa'da 1 sene geçirdim.
Eu passei um ano em França.
Fransa'da mı büyüdün?
Tu cresceste em França?
FRANSA GÜNÜMÜZ
FRANÇA ATUALMENTE
Yalancı Kaplumbağa şöyle dedi, "Hiçbir akıllı balık, yunussuz bir yere gitmez."
A falsa Tartaruga disse : "Nenhum peixe dotado de bom senso vai a algum lado sem ajuda de um golfinho." FRANÇA, ATUALMENTE
Çeviri : sburcvrne İyi seyirler
- EPISÓDIO 4 "Gone Fishing" FRANÇA, 2006
Fransa'daki ofisi.
- O escritório dele em França?
- Biz de tatile gidiyoruz, Güney Fransa'ya.
Nós vamos de férias. - Para o sul de França.
Fransa'da D-Day'den hemen sonra sahile saldırmıştık.
Olha, em França chegámos à praia logo a seguir ao dia D.
Bu savaşa Almanları Afrika'da öldürerek başladım sonra Fransa, sonra Belçika.
Comecei esta guerra a matar alemães em África, na França e depois na Bélgica.
Benden ne yapmamı beklediğinizi bilmiyorum.
FRANÇA, 2006 Não sei o que espera que eu faça.
- Ne? - Fransa'ya karşı Brezilya.
- A França contra o Brasil?
Kahrol Fransa. "
Em plena França. "
Fransa'da kaybolan İngiliz çocuğunu hatırlıyor musunuz?
Lembra-se daquele miúdo inglês que desapareceu em França?
Arıları postayla gönderdiklerine cidden hala inanamıyorum.
FRANÇA, 2009 Ainda não percebi o que te prende às abelhas.
Fransa'da, uzun bir zaman önceydi.
Foi há muito tempo, em França.
Sadece Fransa için değil.
Não só para a França.
Birlikte, Fransa'nın uçsuz bucaksız bölgelerini kontrol edeceksiniz.
Juntos, controlais vastas regiões da França.
Fransa'nın en güzel tarım alanlarını elde edebilmek adına bir arşidüşes ile evlenecekti.
Ia casar-se com uma arquiduquesa, ganhar uma das melhores regiões de cultivo da França...
Henry'nin ; uzun savaşlarından sonra Fransa'yı borç batağına saplamasından kurtardım.
Mantive o Henrique a flutuar muito depois das suas guerras terem endividado a França.
Ben Fransa'yı sizin yönetmeniz gerektiğine inanıyorum. Roma'nın kanlı parasının değil.
Mas acredito que a França deveria ser governada por vós, não por dinheiro sujo de Roma.
Sen ve kralın Fransa'yı kaybettiniz.
Acabastes de perder a França para vós e para o vosso Rei.
Fransa'ya ve tebaana adil yönetimi borçlusun.
Deves à França e aos seus súbditos um governo justo.
Sen 2. Francis, Fransa Kralı.
Tu és Francisco II, Rei da França.
Fransa kıtlık içinde ve hepimiz, bunu sona erdirmek için çalışıyoruz.
A França morre à fome, e, certamente, todos temos o dever de ajudar a acabar com o sofrimento.
Biliyorum ki, Protestan Almanya ile Katolik Fransa arasında bir anlaşmazlık vardı.
Sei que tem havido más relações entre a Alemanha Protestante e a França Católica.
France kıtlık yüzünden sıkıntı çekiyor.
A França está doente de fome.
Evet. Oğluma, Fransa'da gücün kimde olduğu konusunda ders vermek istiyorsun
Queríeis dar uma lição ao meu filho sobre quem detém o poder na França.
Fransa size müteşekkir.
A França agradece-vos.
Fransayı bu kıtlıktan kurtaracak tek anlaşma,
O único acordo que poderia salvar a França da fome.
Fransa kralı ile konuştuğunu unutma.
Não esqueçais de que falais com o Rei da França.
Protestan Almanya ve Katolik Fransa arasındaki eski husumet yüzünden.
Velhos ódios entre a Alemanha Protestante e a França Católica.
Ben bir Fransızım.
Sou um homem da França.
Özgürlüklerini tahıllar takas ettik, Fransa için bulunmaz bir nimet. Din olarak da artık hoşgörülüyüz.
Trocámos a sua liberdade por grão que bem precisávamos, uma bênção para uma França esfomeada, e para a causa da tolerância religiosa.
Bu çocuk, Mary'nin pozisyonunu güçlendirecek ve böylece onun iddiası güçlenecek, France'ın tahtı güçlenecek.
Essa criança fortalece a posição de Maria como uma Católica fértil, o que, por sua vez, fortalece a sua pretensão, a pretensão da França, ao trono.
Geleceğin Fransa Kralını beleyeceksin.
Estais a alimentar o futuro Rei da França.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]