Fraser Çeviri Portekizce
356 parallel translation
Şimdi Yüzbaşı Fraser'i çağırıyorum.
Chamo agora o Capitão Fraser.
Thayer, Collins, Fraser.
Thayer, Collins, Fraser.
Fraser!
Fraser!
Fraser bizi öldürmeden bu işten sıyrılmalıyız.
Safarmo-nos, sem que o Fraser nos mate.
Abe Fraser!
Abe Fraser!
Fraser bir an önce buraya gelmezse her şey için çok geç olacak.
Se o Fraser não chegar cá rápidamente, será tarde demais.
Buradayım Bay Fraser.
Aqui mesmo, Sr. Fraser.
Ben bildiğin Abe Fraser'ım.
Rapaz, sou o teu bom amigo Fraser.
İşte sizin payınız Bay Fraser.
Aí tem a sua parte do dinheiro, Sr. Fraser.
İyi günler Bay Fraser.
Adeus, Sr. Fraser.
- Fraser kendi payını aldı mı?
- O Fraser já levou a sua parte?
Benim hakkımda hüküm vermeden önce şunu bil ki Fraser'ı açıkta yakalamak için başka seçeneğim yoktu.
Antes de formarem algum juízo de valor sobre mim... foi a única forma de apanhar o Fraser desprevenido.
Fraser, mineral bileşimlerini tara.
- Analisa a composição mineral.
Sakınma manevraları Fraser! Sakınma manevraları.
Manobra de evasão, Fraser!
Hadi Fraser!
Vá, Fraser!
Fraser, Torens, gemide değiller!
O Fraser e o Torens não vêm lá. A nave está vazia!
Helena, sen ve Fraser Torens'ı alın.
Helena, vai com o Fraser. Vão buscar o Torens.
Fraser!
Fraser.
- Güvenlik, Fraser ve McDougall'ı bul.
Segurança. Fraser e McDougall vão já à superfície a correr.
Fraser, McDougall, çabuk uzaklaşın oradan!
- Fraser, McDougall! Saíam já daí.
Ben, Ay Üssü Alfa'dan Fraser.
Chamo-me Fraser, da base lunar Alfa.
Fraser sizi havaalanına götürecek.
O Fraser leva-o ao aeroporto. Tem muito tempo.
- Hayır. Bu gerçek, bayan.
Bem, sr. Fraser, o que temos aí.
Hep cesur olması, onu Adelaide'nin Bayan Mary Fraser'i ; yeni şeyler öğrenmesi de Grange malikanesinin Lady Brackenstall'ı yaptı.
Nunca faltou coragem à Miss Mary Fraser de Adelaide e a Lady Brackenstall de Abbey Grange é igual.
Bayan Mary Fraser Adelaide, birinci sınıf mevkide, hizmetçisiylr seyahat etmişler.
Miss Mary Fraser de Adelaide, 1ª classe. - Acompanhada pela criada.
Mary'i düşündükçe, tatlı Mary Fraser'i,
Quando penso na doce Mary Fraser...
Tanrı yardımcın olsun, tatlı Mary Fraser.
Deus te abençoe, querida Mary Fraser. Para mim, isso é o suficiente.
Onun gibi bir kız, bir kılıçtan bile daha öldürücüdür.
Uma moça assim pode ferir um homem mais facilmente do que a espada de um Fraser.
MacLeod'lar Frazer'lara karşı savaştığı zaman, kar bir şövalye gelmişti.
Na luta entre os MacLeod e os Fraser fui ferido por um cavaleiro negro.
"Fraser."
"Fraser."
Bu "Fraser" ı suçlu çıkarabilecek bir belge.
A carta incrimina esse Fraser.
Sanırım şu "J.F." ile Fraser'ın aynı kişi olduğunu varsayabiliriz.
Penso que podemos assumir que "J.F." E Fraser são a mesma pessoa.
"John Fraser" mesela?
Talvez um tal de John Fraser.
Şu John Fraser için arama emri çıkarttım.
Já dei início à busca pelo John Fraser.
"John Fraser" imzasıyla suç mahallinde bulunan mektup.
Foi encontrada no local do crime, assinado por um tal John Fraser.
Anlaşılan, bu John Fraser pek dikkatsiz biriymiş, değil mi?
Parece, então, que este Sr. Jonh Fraser foi descuidado, n'est ce pa?
Şu Fraser'ı yakalamışlar mı?
Eles já prenderam o tal Fraser?
Şu Fraser diye biri yok.
Não há Fraser nenhum.
Donald Fraser.
O Donald Fraser.
Adı Donald Fraser.
O nome dele é Donald Fraser.
Donald Fraser'ın cinayet için sebebi ve imkanı varmış.
O Donald Fraser tem um bom motivo para o homicídio. E a oportunidade.
Monsieur Fraser.
Monsieur Fraser.
Daireme gelin, Monsieur Fraser.
Venha até ao meu apartamento, Monsieur Fraser.
... bu sırada, Mademoiselle Barnard büyük tribün tarafında devriyede... ve Monsieur Fraser da geçit yerinde olacak.
... a Mademoiselle Barnard patrulha a bancada central. E o Monsieur Fraser fica na pista da parada.
Silahımız. bilgimiz, Monsieur Fraser.
A nossa arma é o nosso conhecimento.
E. Bickerstone, J. Curtis E. Fraser, L. Humphrey G. Nixon, A. Schofield L. Chandler, A. Flower S. Horan, C. Nixon...
J. Curtis, E. Fraser, L. Humpford G. Nixon...
Fraser, hiç yaşam belirtisi var mı?
Fraser, há sinais de vida?
- Fraser? - Evet.
- Fraser...
İşte, içecekleriniz.
O universo, sr. Fraser, não é justo?
Yeni evimizin, maaşıma yapılan zammın ve bu harika günün şerefine.
Muito bem, sr. Fraser, tem um dia. 24 horas... para isso.
Doğuştan danscı gibisiniz Miss Fraser.
A Miss Fraser parece ter nascido para dançar.