Fren Çeviri Portekizce
775 parallel translation
Fren yapınca, iyi idare etmek lazım.
Para travar, tem de se conduzir primeiro.
Ama makinist fren yapınca kablo koptu.
Mas o cabo deslocou-se quando o motorista travou.
Fren bana çarptı.
- O travão quebrou.
Bana bağırırlar : "Lambalar, fren, kavşak!" ve acele etmemi söylerler.
Gritam comigo : "O semáforo, o travão, o cruzamento!" E dizem para eu me despachar.
Elbisem fren pedalına takılmasaydı seni yolda yakalayacaktık.
E também o teríamos apanhado se o meu vestido não ficasse preso no volante e nas mudanças.
Fren zamanı.
Está na hora de travar.
Fren yapmamak gerekir!
Nunca se deve travar!
Bu arabaların fren sistemi özeldir.
Sabe, estes carros com sistema de travagem de tambor...
Fren kolunu çek.
Fecha a manivela.
Eau Rouge'a girerken Brabham'dan daha iyi fren yaptı ve Ferrari üçüncü sırada.
Ele ultrapassa o Brabham em Eau Rouge, e o Ferrari nr. 7 está no terceiro posto.
Fren yapmayı unutmayın, yoksa düşebiIirsiniz.
Não, o selim. Não se esqueça de travar.
- "Bir parça" ne? - Fren pedalında. "Osmunda"!
- Um bocado de quê?
İşte marş, gaz ve fren.
Motor de arranque, acelerador, travão.
Marş, gaz ve fren.
Motor de arranque, acelerador, travão.
Bu gaz. Bu da fren.
este é o acelerador e este é o travão.
Tam fren gücü uygula.
Iniciar a paragem com força total.
Telsizi dinlemeye başladığımda, büyük bir benzin kamyonunun fren seslerini duydum.
Entrei lá dentro para ouvir o rádio. Então, um camião-cisterna atravessou a estrada disparado.
Ona çarpmamak için fren yaptım.
Tive de travar a fundo para não chocar contra ele.
Oraya gelince biraz dikkatli olman gerekiyor. ve Ferrariden geç fren yapabilirsin orda.
Tem cuidado ao entrar na dobra e podes travar mais tarde que o Ferrari.
Dikkat, birazdan fren yapacaksın.
Vai começar a frear.
Fren.
Freie.
Tamam.Fren yap!
Bolas! Preparado. Freia!
- Fren!
- No travão!
Fren, kahretsin fren!
No travão, porra, no travão!
- Fren basıncı.
- Pressão dos travões.
Fren basıncı düşüyor.
A pressão dos travões está a descer.
- Belki silah sesi değildir. Belki tren fren yapmıştır ya da motoru arızalanmıştır.
O problema pode ter sido nos carris.
Lokomotiften bağımsız olarak, her vagonda bir acil fren kolu var.
Além da locomotiva, todos os vagões têm um freio de emergência.
Whiney tüm acil fren kablolarını kesti.
Whiney desligou todos os freios de emergência.
Gidip acil fren kolunu çeksem iyi olur.
Vou usar o freio de emergência.
- Acil fren bağlantıları kesildi.
O freio de emergência foi desligado.
Fren yap!
Trava!
Ben "üç" dediğimde, ters iticileri çalıştır ve fren flaplarına tam güç ver.
Quando disser três, reverte os jatos e põe os flaps de travagem no máximo.
R vitesi "geri" için ve D vitesi "ileri" için. Sağ pedal hızlanmamızı sağlarken, sol pedal fren yapmamızı sağlar. Tabi ki.
"R" é para a marcha atrás, e "D" é para conduzir em frente... e o pedal direito é para acelerar e o esquerdo para travar, não?
Fren!
Trava!
Fren yap, Mişko!
Trava, Misko!
Baba, nasıl fren yaptım gördün mü?
Pai, viu como são bons os travões?
Fren!
O travão!
Fren.
Travão.
- Kenara çekin. Fren tutmuyor!
Não temos travões!
Fren tutmuyor!
Não temos travões!
Fren tutmuyor dalgası her zaman işe yarıyor.
Dizer que não temos travões funciona sempre.
Gerçekten fren tutmuyor!
Não temos travões!
DİKKAT VAHŞİ DOMUZ GÖRÜNCE FREN YAPARIZ
ATENÇÃO NÃO ATROPELAMOS JAVALIS
- Fren balatası kırık.
- Fiquei sem travões.
Kırık fren balatasına benziyor ahbap.
Fiquei sem travões.
Sence belki hidrolik fren sistemindeki borularla onları birleştirip bize biraz ateş gücü sağlayabilir misin?
Achas que conseguias montá-los juntamente com o tubo do sistema hidráulico dos travões e dar-nos fogo?
Ayrıca, fren lambasının bozuk olmasından dolayı dur işaretinde geçtiğin için senin tutukluyorum.
Além dessa luz defeituosa, vou multá-lo por ter passado um sinal de Stop.
Disk fren taktıracağım.
Quero meter travões de disco.
Fren!
Abranda!
Fren yok!
Esta coisa não tem travões!